Serkan GÜRTÜRK

24 Kasım Yüzsüzlüğü

Serkan GÜRTÜRK

24 Kasım Öğretmenler Günü belli ki bu yıl da duygusal kutlama mesajları, özel programlar ve yıl içinde emekli olan fedakâr öğretmenlere plaket takdim seremonileri ile kutlanacak.


Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, İl Milli Eğitim Müdürleri ve Okul Müdürleri hamasi konuşmalar yaparak, yıllarca hor ve hakir gördükleri, basit hata ve eksiklikleri sebebiyle savunma isteyip ceza verdikleri öğretmenleri yücelterek göklere çıkartacak.


Öyle örnekler ve olaylar hatırlıyor ve biliyoruz ki unutmak ve hafızlardan silmek mümkün değil. Yıllarca Milli Eğitim kurumlarına öğretmen, okul yöneticisi ve il müdür yardımcılığı yapmış isimleri sırf bazı hatırlı kişiler ve siyasilerin kendi adamına yer açmak amacıyla mağdur edildiler, belki sürgün edildiler ve şahsiyetleriyle oynadılar.


Eğitim gibi erdem, karakter, ahlak ve etik duyguların hemen her derste öğretildiği ve genç nesillere tavsiye edildiği bir kurum, bu değerleri bizzat kendileri çiğnemekle kalmadı, güzel duygular ve hayallerle emekli olmak isteyen değerlerimizin hayallerini çaldılar, hayata küsmelerine sebep oldular!
Vefa, saygı, hürmet ve emek gibi hiçbir kavramın değeri olmadı bu kurumda. Gelenin keyfi için geçmiş hep hırpalandı, yok sayıldı, bir köşeye atıldı ve emekli olacakları güne kadar da değil kadir bilmek selam dahi verilmedi.


Yine aynı Milli Eğitim, Merkez İmam Hatip lisesinde geçici olarak görev yapan kız öğrencilerinin veli ve şehir insanının sabahçı olmasına yönelik taleplerini, sırf birkaç öğretmen dışardaki ekstralarına halel gelmesin diye yok sayıldı.


Bunu da geçtik, Mili Eğitimin bir ay sonra kız öğrenciler yeni okullarına taşınacaklar açıklamasının ardından üç ay geçti ve hala bu söz yerine getirilmedi. 


Başında “Milli” kelimesi bulunan bir kurumun yalan söylemesi ve zamana oynaması da gösteriyor ki bu kurumlar ciddi anlamda hem eğitim hem de değerler eğitiminde irtifa kaybetmiş, değerinin yitirmiş ve güvenirlilikleri kaybolmuş durumda. Zira bu güzide kurumların başına atanan isimler, kurumu, öğretmenleri, öğrencileri ve eğitimi öncelemek yerine kendisini o makama atayanların özel istek ve taleplerini karşılamak dışında bir sorumluluk ve hükümlülüğü kendinde görmedi. Böyle bir derdi de endişesi de olmadı. Siyasilerin hem de asla uygun ve yasal olmayan birkaç talebini yerine getirdiği takdirde koltuğundan emin bir şekilde günlerini lüks makam odaları ve geçiren müdürler, eğitimin ve öğrencinin sancısını çeken yönetici ve öğretmenleri lüzumsuz ve gereksiz gördüler. Yeni fikir ve projelerle gelenleri dinlemekten sıkıldılar hatta onlara randevu bile vermediler.


Bir 24 Kasım daha yine klasik ritüeller ve süslü laflarla kutlanacak. Kimse öğretmenlerin burukluğunu, hayatta kalma mücadelesini ve eğitimdeki rollerinin hakkını veremeyecek.
Herkes öğretmeni bir günlüğüne hatta bir saatliğine yüceltecek ama tören bittiğinde öğretmen yine bilindik mobbing, yıldırma, yok sayılma ve sindirilme yaptırımlarına muhatap olacak.
Böyle bir kutlamadan sonra her şey aslına rücu edecekse kutlamayın artık 24 Kasımları. Bırakın öğretmenleri kendi mücadelelerini kendileri versinler ve öğrencilerine etik değerleri bizzat yaşantılarıyla göstersinler.


Bizler de klasiğe ve tekrara düşmemek adına 24 Kasım gününüz kutlu olsun deme yüzsüzlüğünü göstermiyor, ancak tüm öğretmelerimizin ellerinden öpüyoruz!
 

Yazarın Diğer Yazıları