Gazze'de Ateşkes…

Gazze’de 2 yıl 4 gün süren terör örgütü İsrail’in katliamları nihayet ateşkes ile sona erdi. Hamas ile Siyonist örgüt arasında Mısır’ın Şarm Eş- Şeyh kentinde süren görüşmeler neticesinde antlaşma sağlandı.

İsrail’in Gazze’den geri çekileceği, Hamas’ın elinde bulunan rehinelerden kimlerin serbest kalacağı, Siyonist cezaevlerindeki kaç Filistinli mahkûmun serbest bırakılacağı konularında ilk aşamada antlaşmaya varıldı.

İlk aşamada bunlar gerçekleşecek ve diğer adımlar ondan sonra devreye girecek ki, o adımların nasıl gerçekleşeceği henüz net olarak belirgin değildir.

Hamas’ın antlaşmalarda belirgin değişiklikler istemesi, geçen yazımda da belirttiğim bir konu idi ki, Hamas’ın mekik diplomasisi sonrası Türkiye’de sürecin bizzat merkezine oturdu.

Trump Pazar günü Mısır’a gidecek, ardından İsrail’e geçecek, oradan da küçük bir ihtimal de olsa Gazze’yi ziyaret edecek.

Pazartesi gününe kadar ise esirler karşılıklı serbest bırakılacak.

Burada Hamas’ın hakkını vermeden geçemeyeceğim.

Japonya’ya kadar her dinden, her ırktan insan Siyonizmin nasıl alçakça bir tehdit olduğunun farkına vardı. Hamas’ın direnişi sonrası İslam Dünyası kendisini sorgulamaya başladı.

Gazze’yi tamamen haritadan silmek, tamamen işgal etmek için yola çıkan Siyonistler; şimdi soykırım lekesiyle, şerefsizce tecrit edilmiş bir şekilde, dünyanın her yerinde topluluk olarak başlarını öne doğru eğeceklerdir.

Bu soykırıma bugüne kadar sessiz kalan Arap Krallıkları, Şeyh ve Prensliklerini ve hatta diğerlerini tarih rezillikle anacaktır.

Burada önemli iki soru var bence?

Birincisi Türkiye garantör ülke olacak mı?

İkincisi İsrail antlaşmaya sadık kalacak mı?

Bana göre İsrail yakın süreçte mecburi sebeplerden ötürü antlaşmayı bozmayacak ama ileriki boyutta bir bahane bulup tekrardan saldırıya geçecektir.

Zaten Hamas bu durumu çok iyi bildiği için kendisini tamamen fes etmeyecektir. Gerekli tedbirleri alacaktır. Bir sonraki olası saldırıya da kendini hazır tutacaktır.

Dünya Hamas için terör yaftasında bulunurken “Terörist olan Netenyahu ve yanındakilerdir. Hamas, Gazzelilerin Kuvayi Milliyesidir” diyen Başkan Erdoğan’ı da verdiği güçlü destekler sebebiyle takdir etmek gerekir.

Yine aynı şekilde Mısırdaki toplantıya katılan, ciddi diplomasi sürdürmüş Sayın İbrahim Kalın’ı da unutmamak gerekir.  

Yine Başkan Erdoğan’ın şu sözünü buraya muhakkak eklemek isterim.

“Türkiye olarak antlaşmanın harfiyen uygulanmasının yakın takipçisi olacak ve sürece katkı sunmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde Filistin’de 1967 sınırları temelinde, Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti kurulana dek mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Ve inanıyorum, çok önceki zamanlarda da beyan etmiştim, er ya da geç Bağımsız bir Filistin Devletinin kuruluşuna şahitlik edeceğiz.

Allah Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Şehitlerimizin ruhları Şad, mekânları cennet olsun.