Ahmet POLAT

Sporda Bilinmezlikler

Ahmet POLAT

Bir spor düşünün ki; değerlere ve kazanımlara önem verilmeyen ve de bir kalemde silmek gibi olaylar silsilesi…
Spor başarı ve hedefte zorlukların yaşandığı bir aktivite bütünü.
Ülkemizde ve şehrimizde bu vefasızlık ve de önemsizleştirme üst seviyede.
Küçük yaşta başlayan sporsal faaliyetler zamanla işin ciddiyeti ve alanında mücadele etme yolunda gerekli evraklar çıkmış ve arenada formasıyla hocasının direktiflerini uygulayan birer sporcu oluveriyorsun.
Hoca ifadesi ise alanı ne olursa olsun ilk ağızdan çıkan ifade olarak lansa edilir.
Litaretüverde de ‘’Antrenör, Teknik Direktör, Koç, Baş Antrenör’’ gibi isimleri vardır.
Hoca bir sporcuyu yetiştirmesi için gerekli zamanda arkadaş, ağabey, büyük ve baba gibi önem veren kişidir.
Her aşamasında yanında yer alan ve sağlığında doktor, ruhsal sıkıntısında psikolog, okul sürecinde öğretmen, sahada antrenör, normal yaşantıda da sözü itibar gören ağabey ve baba.
Bu sayılan alanlarda uzmanlaşmak aslında kolay olmayan bir meziyet.
Herkes hoca olamaz.
Ülkemizde hoca olmak ise her zaman olduğu gibi başarıya endekslidir.
Biz her zaman Avrupalıları örnek olarak gösterdiğimizde gözden kaçan konuyu görüyoruz ama işimize gelmediği için sözünü dahi etmiyoruz.
Avrupa’da bir spor faaliyeti varsa o aktivitenin içinde başarının dışında başarısızlığı da fazlasıyla irdeleyip tekrarlanmaması için hedeflenen başarıdan vazgeçilebiliyor.
Bu anlamda çok sayıda spor branşı sayabiliriz aslında.
Spor ahlakı, disiplini, hedefi, birlikteliği ve maddiyatı ile önemli başlıkları vardır. 
Sağlık alanında ise; motor gelişimini en iyi konuma getirmek, fiziksel yeterlilik kazanıldıktan sonra herhangi bir yaşta bu aşamaya geçebilme, beyin işlevi, koordinasyon, sosyal beceriler, kaba motor beceriler, duygu ve hayal gücü gelişimine, sağlam kemik ve kas yapısı, esneklik alanları ön plana çıkar.
Bilimsel olarak yapılan çalışmalar hep kazanımlar olmuş ve yapılan faaliyetlerde de artı ve eksi yönler bu doğrultuda tespit edilmiştir.
Bizler maalesef sporu, bilimi, psikolojiyi bilmeyen bir toplulukla sporsal faaliyetler yapmaya çalışıyoruz.
Tabiri caizse günü kurtarıyoruz ve parası olan kişileri başa getiriyoruz. 
Başarıda ne yazık ki namümkün…
Eyri oturup doğru konuşmak gerekirse; sporsal faaliyetlerle uğraş verecekseniz işi ehline verin.
Bilmiyor ve alanınız değilse bir yerde patlak veriyor ve size olan saygınlık ve değer bir kalemde silinip gider.
Spor ilk başta basit olarak görünse de; üst kısımda yazdığım hususlar dikkate alınarak o kadar da basit olmadığı aşikar.
Futboldan bakacak olursak erkek ve bayan Milli takımlarımızın başarısızlıkları, Süper Lig ve tüm alt liglerin başarısızlıkta hoca değişimi gibi konular hep gündemde.
Hocanın değişimine gitmek yerine işin ehli olanları başkanlığa, yönetime ve teknik kadroda yer vermek lazım.
Ama bizde sabır olayı olmadığından ilk başarısızlıkta ya da ekarte edilecek kişi için bir bahane ile ilişiği kesilir. 
Hep başarısızlıktan örnek veriyorum ama başarı yok mu diyenlere de şunları söylemek gerekir.
Hentbol’da Feti hoca, İsmail Bayraktar, Engin hoca, Atletizm’de Aslan Koç ve Mustafa Cihan, Basketbol’da Adnan hoca, Cimnastik’te Yurdagül hoca, Boks’ta Cemil hoca, Güreş’te İlyas ve Mehmet Peker kardeşler, Kinkboks’ta Abdullah Alan, Badminton’da Mehmet Ali hoca ve Sıddık hoca, Yüzme’de Bekir hoca ve İshak hoca, Taekwon-do’da Akın hoca gibi isimleri söyleyebilirim.
Bu alanlarda başarı bir yıllığına yada iki yıllığına gelmiş değil. Bu isimler nerden baksan en az 5 yada 7 yıl alanlarında çabalamaktalar. Her biri benim gözümde birer değer. Emek sarf ettikleri sporcuların çoğu Milli takıma yükselmiş ve kendileri de Milli takım hocalığı yapmaktalar.
Demek ki başarı bir anda olmuyor sabırla beklemek, işi ehline vermek ve de emek sarf etmek lazım. 
 

Yazarın Diğer Yazıları