Ahmet POLAT

SPOR VE BAŞARI….

Ahmet POLAT

Doğuanadolu Bölgesi başta olmak üzere spor alanında Elazığ isminden bahsedilen ilerin başında gelir.

Elazığ’ın yöresel yapısı ve spora olan ilginin artması hemen hemen her branşta önemli değerler kazanılmıştır. Atletizm başta olmak üzere; Boks, Güreş, Badminton, Basketbol, Voleybol, Atıcılık, Masa Tenisi, Taekwando, Aikido, Hentbol, Kick Boks ve daha bir çok branş. Ancak Dünya ve ülkemizde de olduğu gibi sadece Futbol ilgi odağı ve tek destek sağlanan branş. Spor branşlarında sporcu yada antrenör olmanız hiçbirşeyi değiştirmiyor. Bir gün bu tablo değişecek ancak ne zaman değişecek muamma. Biraz incelemede bulunun şehrimizde üst düzey sporcu, antrenör ve de yönetici çıkmakta.

Federasyonlar nezdinde de bir çok Elazığlı mevcut. Mesele sporda etkili olmak mı yoksa başarılı olmak mı? Futbolda okullar arasında Türkiye Şampiyonluğunu Karakaya Spor Lisesi Türkiye Şampiyonu olup yurt dışında ülkemizi temsil etti. Kulüp bazında ise bir ilke imza atan Yolspor’umuzun U-15 kategorisindeki takımı Türkiye Şampiyonu oldu fakat; bu kategoride Türkiye Futbol Federasyonu liglere katılmadığından ülkemizi temsili olmadı. Ancak tam anlamıyla her iki takımımızı ne derecede reklamını yapabildik. Bu iki takım şampiyonluk derecesi dışında ne yapması gerekiyor bilen varsa söylesin. Eşofman ve ayakkabı verilmekle 1 yada 3-5 önemli yerler ziyaret edilerek bu başarı desteklenirmi hiç….

Profesyonel anlamda Elazığspor, Elazığ Belediyespor ve Bölgesel Amatör ligde Fırat Üniversitesi ve Sürsürüspor takımlarımız ilimizi temsil etmekte. Bu takımlardan sadece Elazığ Belediye spor; Spor Lisesi öğrencilerinden İl Özel İdarespor sporcularından 2000 Doğumlu Ömer Ekineken ve 2001 Doğumlu Kadir Polatoğlu 3 yıllık profesyonel imza atıldı. Bakalım diğer takımlar kaç Elazığlı genci kadrosuna katacaklar.

Mesele spora katkı sağlayarak gençleri keşfedip bir yön belirlemek mi ?

Yoksa başarı elde etmek için her yol mubah deyip birçok adımlar atılmak mı? Tesisleşmede yapılan araştırmalarda Türkiye 81. İli olduk. Hayırlı olsun.

Tesisler başta olmak kaydı ile birçok sıkıntılara rağmen başarı geliyorsa birileri bunu çok iyi değerlendirmeli ve ne gerekiyorsa yapmalı. Yoksa ülkemizde tekrar kapkaç, uyuşturucu ve daha kötü olaylara karışan gençlik çıkacak.

Kurum takımları spora bir nebzede olsa destek veriyorlar ama yetersiz. Sporcuya malzeme, tesis ve psikolojik destek vermezseniz ne bekleyebilirsiniz ki.

Gaziantep Üniversitesi Beden Eğitimi Mezunu olduğumdan başıma gelen bir konuyu sizinle paylaşma gereği duyuyorum. Sınıf arkadaşlarımdan 120 kğ kategorisinde Milli Judocu kardeşim Ecrin Karani Sandalcı her yaş kategorisinde milli forma giyen ve yaşamının çoğu kamplarda ve müsabakalarda geçmekte. Anatomi dersi sırasında terimlerin tamamı Latince olduğundan ezbere dayalı bir ders.

 Hocamız ders esnasında terimleri okuması konusunda Ecrin ile kısa süreli bir diyaloğu oldu ve Ecrinin savunmasında şunları ifade etti. ‘’Hocam ben gözümü maçlarda, milli takım kamplarında açıyorum. Ders çalışmaya hiç vaktim olmadı ki. Beden Eğitimine de Millilik kontenjanından girdim. Ders değil kitap okumaya vaktim olmadı.’’ Demesi üzerine hoca sustu bir şey söyleyemedi.

Yani konuyu şuraya bağlayacam. Bizler sporcu yetiştiriyoruz ancak kiminin tesisi yok, kiminin malzemesi yok ama kiminin ise böyle kitap okumaya zamanı bile yok.

Bizler sporcuyu her alanda başarılı olsun diye çalıştırıp desteklemeliyiz.

Mustafa Kemal Atatürk ; ‘’Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.’’ Boşuna dememiş ama biz ne derece bunu uyguluyoruz ve yetiştiriyoruz.

Vel asıl kelam 2019-2020 sezonu her spor branşı açısından etkili ve başarılı sporcuların keşfi ve olabildiği kadar milli düzeyde sporcu kazandırmak dileği ile.

Yazarın Diğer Yazıları