'Yaptım Oldu' Etkinliği

5 yıl aradan sonra 25'ncisi düzenlenen Hazar Şiir Akşamları'nın ülkemizin yetiştirdiği saygın şairler yerine Kazak Şair Abay Kunanbay anısına düzenlenmesi ve etkinliğe davet edilen isimlerin tanınmamış şairlerden oluşması, bu duruma Valiliğin seyirci kalması Kültür-Sanat ve Edebiyat camiasında tepkilere sebep oldu.

'Yaptım Oldu' Etkinliği
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İlk defa 1992 yılında Fırat Şiir Akşamları olarak düzenlenen, sonradan adı Uluslararası Hazar Şiir Akşamları olarak değiştirilen kültür etkinliği 5 yıldan bu yana yapılamıyordu.
Son iki yıl deprem ve pandemi dolayısıyla yapılamadığı halde deprem öncesi 3 yıl da gerçekleştirilemeyen etkinliklerin, bu yıl yeniden yapılacak olması kültür-sanat camiasında sevinçle karşılanırken açıklanan şair listesi tepkilere sebep oldu.

DEV KURUMLARIN DESTEĞİNE RAĞMEN SIĞ VE SIRADAN BİR PROGRAM

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Türk Edebiyatı Vakfı’nın katkıları, Elazığ  Valiliği,Elazığ Belediye Başkanlığı, Fırat Üniversitesi, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı tarafından desteklenen Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’nın tüm bu dev kurumların desteği ve katkısına rağmen sığ ve öğün savmak kabilinden baştan savma bir programla kamuoyunun karşısına çıkması tepkilere sebep oldu.

ŞAİRLERİNİ YÜRÜTEN ANLAYIŞLA NEREYE KADAR?

5 yıl aradan sonra yapılmasına karar verilen Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının 25’incisi 14-15-16 Ekim tarihleri arasında Kazak şair “Abay Kunanbay” anısına “Birlik” teması ile gerçekleştirilecek. 
14 Ekim Cuma günü bazı şairlerin okul programları ardından “Şairler Yürüyüşü” gerçekleştirilecek. Şehirde etkinliği duyurmak amacıyla ve trafiğin 3-4 saat kesilerek vatandaşın mağdur olması yanında şairlere karşı çok da nezaketli bulunmayan bir yürüyüş geleneğinin 25 yıldan beri devam ettirilmesini yanlış ve şairlere saygısızlık olarak gören çevreler, şairlerini yürüten zihniyetin ciddi kültürel etkinlik yapamayacağını dile getirdiler.

HANGİ ŞAİRLER DAVET EDİLDİ?

Beş yıl aradan sonra yapılan Hazar Şiir Akşamları’na yurtiçinden 7 şair, Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Doğu Türkistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kosova ve Irak-Kerkük olmak üzere yurtdışından 9 şair,  komşu illerden 3 şair ve Elazığ’dan 3 şair  davet edildi.
Etkinliğe Davet edilen şairler şunlar:
 Azerbaycanlı Aysel Hanlar Kızı Safarlı, KKTC’li Oktay Öksüzoğlu, Kazakistanlı Marzhan Yershuova, Kazakistanlı Duken Massımkhanuly, Iraklı Ammar Silooglu, Kırgızistanlı Ali Şir Davidov.  Doğu Türkistanlı Nurala Göktürk,İmdat Avşar, Mehmet Taştan, M. Nuri Parmaksız, Serhat Kabaklı, Muhammet Ali Eşmeli,  Hacı Gürhan, Mustafa Yıldız, Sinan Yağmur, Umut Bozkurtoğlu, Şeref Yılmaz, Bedrettin Keleştemur, Ömer Kazazoğlu, Gürhan Gürses, Azerbaycanlı Galip Şefahet.

TÜRK ŞAİRLERİMİZ HEP YOK SAYILIYOR

25 yıldan beri yapılan ve bugüne kadar dönemin Valisi Muammer Erol’un müdahalesi ve önerisi ile ilk kez Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Akif Ersoy, Yunus Emre, Yahya Kemal Beyatlı ve  Arif Nihat Asya anısına düzenlenen Şiir Akşamlarında, Vali Erol’dan sonra  ünlü  Türk şairlerimizin görmezden gelinmesi, edebiyat çevrelerince de tepkiyle karşılanmıştı.

HAVALECİ ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ

Hazar Şiir Akşamları’nın düzenleneceği aylar öncesinden ilin kültür-sanat ajandasında yer almasına ve bizzat Elâzığ Valiliği tarafından kamuoyuna duyurulmasına rağmen, programın geniş halk kesimleri ve şiir severler tarafından takdir edilecek şairlerin davet edilmesi ve dolu dolu geçmesini sağlayacak bir çalışmanın yapılmaması, ilgili kurumların bu etkinliğe gerekli özen ve önemi göstermediklerini ortaya koyuyor.
Vali Muammer Erol dönemi dışında her dönem belirli kesimlere havale edilen, bu mahfillerin de sırf kendi lobi ve dar bir kültür lobisiyle bu etkinliği yapmaları, şehirden tepki görmüş ve halk, hep aynı isimlerin davet edilmesiyle kendi kendini tekrar eden etkinliğe her geçen yıl ilgisini azaltmıştı.
Programların basmakalıp ve aynı şablonla tekrar etmesi sonucu itibarını kaybeden etkinlikler, bir dönem Hazar Gölü kıyısında ve yoğun seyirci karşısında yapılırken, sonunda 300 kişilik salonlarda yapılmaya başlanmış ve salonlar da boş kalmıştı.

KURUMLARIN HEYECANI YOK

Hazar Şiir Akşamlarının düzenlenmesi ile görevli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün zaten şehirde hiçbir faaliyeti olmadığı, turizm gibi şehrin kaderinde önemli değişiklikler yapacak alanda bile hiçbir varlık ortaya koyamadığını dile getiren vatandaşlar, beş yıl sonra düzenlenen Hazar Şiir Akşamları programını da aynı duyarsızlık ve özensizlikle yapmaya çalıştığını ifade ediyorlar.
Çok sayıda destekçisi olduğu için herhangi bir maddi problemin yaşanmadığı bu etkinliğin ses getiren ve kamuoyunda takdir edilen bir şiir gecesi olması amacıyla ilgili kurum yetkililerinin,  birkaç gün bu işe yoğunlaşıp kafa yorma zahmetine girip en azından bir tanımış şair davet edip etkinliğe kaybettiği itibarını kazandırmak yerine kolaya kaçıp aynı mantıkla bu işi belirli mahfillere havale ederek sözde etkinlik yaptıklarını sanmaları, ilimiz kurumlarının hizmet aşkı ve görev sorumluluklarını ortaya koyması açısından da önemli bir gösterge oldu.

VALİLİK İNİSİYATİF ALAMIYOR MU?

İlimizde kurum ve kuruluşların yaptıkları hizmet, etkinlik ve faaliyetlerinin herhangi bir üst kurul ya da toplumdan gelebilecek tepkileri göz önünde bulunduracak kurum olan Elazığ Valiliğinin, programlar hakkında görüş, öneri ve teklif getiremeyen noter görevinde olan bir rol ve misyon üstlendiğini dile getiren vatandaşlar, durum böyle olunca da kurumların getirdiği her teklifin sorgulanmadan ve kamuoyundan gelebilecek tepkiler hesaba katılmadan onaylandığını ifade ediyorlar.

SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA YÖNETİM ANLAYIŞI

İlimiz üst düzey yöneticilerinin, kendilerine sunulan plan ve programı sorgulamak, eksik ve yanlış taraflarını dile getirtmek, olası tepkileri kestirerek ön alınması konusunda teklif edecek bir konumda ve düşüncede olmadıklarını dile getiren vatandaşlar, şehrin “saldım çayıra Mevla’m kayıra” mantığı ve anlayışıyla idare edildiğini, yöneticilerin vizyoner bir bakış açısı ve sorgulayıcı bir anlayıştan çok uzakta bir zihniyete sahip olduklarını, bu zihniyetin de şehre zaman kaybettirmekten öte herhangi bir işe yaramadığını ifade ediyorlar.