VİCDAN KONVOYU'NA ELAZIĞ BELEDİYESİ'NDEN DESTEK

Suriye'de Esed rejiminin hapishanelerinde hukuka aykırı şekilde tutulan ve her gün işkence edilen kadınların seslerini duyurmak için düzenlenen, 'Vicdan Konvoyu' 07.03.2018 tarihinde saat 23.00'da İHH Elazığ Şubesi önünden hareket ederek Hatay'a doğru yola çıkacak.

VİCDAN KONVOYU'NA ELAZIĞ BELEDİYESİ'NDEN DESTEK
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Suriye'de Esed rejiminin hapishanelerinde hukuka aykırı şekilde tutulan ve her gün işkence edilen kadınların seslerini duyurmak için düzenlenen, "Vicdan Konvoyu" 07.03.2018 tarihinde saat 23.00’da İHH Elazığ Şubesi önünden hareket ederek Hatay'a doğru yola çıkacak.

 

Elazığ Genç İHH Bayan Sorumlusu Başkanı Nevin Ertay ile Elazığ Memur-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Sibel Köprücü, Esed rejiminin hapishanelerinde hukuka aykırı şekilde tutulan ve her gün işkence edilen kadınların seslerini duyurmak için düzenlenen, "Kadınlar İçin Vicdan Konvoyu"nun hareketi öncesi basın açıklaması yaptılar.

Elazığ Genç İHH Bayan Sorumlusu Başkanı Nevin Ertay yaptığı açıklamada, bir dünya kadının vicdanları harekete geçirmek için “Vicdan Konvoyu”nu yola çıkaracaklarını belirtti. Tam 7 yıldır Suriye savaşının başladığını ve yüzbinlerce insan tüm dünyanın gözleri önünde canlı yayında katledildiğini ifade eden Elazığ Genç İHH Bayan Sorumlusu Başkanı Nevin Ertay, konuşmasını şöyle sürdürdü. “15 bin çocuk can verdi. Öyle kendiliğinden değil, bombalarla bedenleri parçaladı. Tonlarca enkaz altında kaldılar. Klor, kimyasal gazları çırpına çırpına sordular. Kimisinin küçücük bedeninde işkence metotları denendi. Tespit edilebilen 13.581 kadın Suriye rejiminin zindanlarında işkence ve diğer zalimane muamelelere maruz kaldı, tecavüze uğradı. Şuan 417'si kız çocuğu olmak üzere tespit edilen 6736 kadın her gün bu vahşeti yaşıyor. Suriye rejiminin zindanlarında ölmeyi bekliyor. Tecavüz ve işkence mağduru kadınlardan bazıları intihar ettiler. Bu hapishanelerden kurtulanlardan bazıları aramızda ve bir gün kendilerine yapılanların hesabını sorulması umuduyla yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Kadınlara yönelik cinsel saldırı, işkence ve hukuksuz tutulma uluslararası hukuka göre savaş suçu ve insanlığa karşı suç niteliğindedir. Bilinen tek gerçek şudur ki: Suriye rejimi kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullanmaktadır. Soruyoruz.?  Bu kötülüklere maruz kalan kadınlar hangi uluslararası mekanizmanın, hangi devletin, hangi sivil kurumun masasında gündem edilmektedir. Biz kadınlar Suriye zindanlarında ki kız kardeşlerimizin acı ve çaresizlik içerisindeki çığlıklarını duyuyoruz. 7 yıldır bekliyoruz kimse onlar için bir çaba göstermiyor. Artık yeter!.. Onlar, oradalar acı çekiyorlar, bizi bekliyorlar duymanızı, görmenizi istiyoruz onlar için bir şeyler yapmanızı istiyoruz.”

Elazığ Genç İHH Bayan Sorumlusu Başkanı Nevin Ertay ayrıca bu konvoy için otobüsleri kendilerine tahsis eden Elâzığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz’a, yardımlarını esirgemeyen Elâzığ STK platformu, Memur-Sen Elazığ Şubesi’ne ve yardım eden herkese teşekkür etti.

Bizler dünyanın dört bir yanında STK temsilcisi, akademisyen, hukukçu, gazeteci, doktor, öğretmen, siyasetçi, ev hanımı, esnaf  kadınlar olarak Suriye zindanlarında ki resmi rakamlara göre 417’si küçük kız çocuğu olmak üzere 6.736 kız kardeşimizin özgürlüğü için “Uluslararası Vicdan Konvoyu”nu yola çıkarıyoruz diyen Elazığ Memur-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Sibel Köprücü ise yaptığı açıklamada şunları kaydetti. “Kadınların Suriye'de savaşın başından itibaren maruz kaldıkları işkence, tecavüz, infaz, hapis ve mültecilikle gelen dramlarına dikkat çekmek, Suriye savaş sebebiyle haksız bir şekilde tutulan kız çocukları ve kadınların serbest bırakılması için çağrı yapmak ve girişim başlatmak amacını güden “Vicdan Konvoyu” 6 Mart 2018 sabahı İstanbul'dan yola çıkıp sırasıyla İzmir, Sakarya, Ankara ve Adana şehirlerinden geçerek Suriye sınırına ulaşacak ve 8 Mart 2018 Dünya Kadınlar Günü sabahı Suriye sınırında dünyaya seslenecektir. Sizde “Vicdan Konvoyu”na katılabilir, duyurabilir ve konvoyu uğrayabilirsiniz. Suriye zindanlarından yükselen çığlığın duyulması ve vicdanla karşılık göstermesi dileği ve duası ile ülke olarak dilimiz, inancımız ve kültürümüzün gereği nerede bir mazlum ve mağdur varsa yardım ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz.”