SİYASETİN GÜVEN SORUNU

SON YILLARDA ARTAN SİYASİ PARTİ SAYISINA KARŞIN VATANDAŞIN PARTİLERDEN UZAK DURMASI SİYASET KURUMUNA VE SİYASETÇİLERE OLAN GÜVENSİZLİK OLARAK YORUMLANIYOR.

SİYASETİN GÜVEN SORUNU
TAKİP ET Google News ile Takip Et

SON YILLARDA ARTAN SİYASİ PARTİ SAYISINA KARŞIN VATANDAŞIN PARTİLERDEN UZAK DURMASI SİYASET KURUMUNA VE SİYASETÇİLERE OLAN GÜVENSİZLİK OLARAK YORUMLANIYOR.

 

 

 

İttifaklar sebebiyle bir oyun bile değerli ve belirleyici olduğu için sayıları özellikle son yıllarda artan siyasi partilere karşı halkın ilgisiz olması ve faaliyetlerine katılmaması siyaset kurumuna ve siyasetçilere güvensizlik olarak yorumlanıyor.

Türk siyasi hayatında bugüne kadar yüzlerce parti kuruldu. Bu partilerin birçoğu askeri darbeler ya da halkta taban bulmadığı için ya kapatıldı ya da tabela partisi olarak hayatını sürdürdü.

 

SAĞ MERKEZ KAYIP

 

Geçmişte Chp ve Demokrat Parti çizgisinde, sağ ve sol olarak iki ana damar üzerinde yapılan siyaset, 1970'li yıllarda İslamcı ve milliyetçi partilerin kurulmasıyla sağda bir parçalanma getirse de Türkiye seçmeninin yüzde 70 oyu sağ partiler arasında paylaşıldığı için sağ iktidarların ömrü devam etti.

 

ANAP PARTİLERİ YAKINLAŞTIRDI

 

Ana Vatan Partisi  ülkedeki dört eğilimi birleştirme iddiasıyla çıktığı siyasi yolculuğunda başarılı oldu ve partiler arasındaki keskin fay hatlarının yok olmasını sağladı. Geçmişin kırmızı  çizgileri çiğnendi ve siyah beyaz bir siyasi alan yerine siyasette gri tonların oluşmasını sağladı.

Sağ ve sol partilerin halkın umudu olmaktan çıktığı ve vesayetlerin yoğunlaştığı 28 Şubat  sonrasında halkın büyük bir destekle sahiplendiği Ak Parti kuruldu ve 19 yıldan beri tek başına iktidar olma başarısı gösterdi.

 

AK PARTİDE ANAP ESİNTİLERİ

 

Ak Parti de tıpkı ANAP gibi iktidar olduğu süre içerisinde değişik görüşlere sahip milletvekilleri ve bakanlarla yol yürüdü. Uzun süren iktidar süresi içerisinde partide fikir ayrılıkları da kendini gösterdi.

İlk ayrılık sinyali, Ak Parti’nin kuruluşunda Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ile birlikte yer alan Abdullatif Şener’den geldi.

Başbakan yardımcılığı görevinde de bulunan Şener, partiden ayrılarak sol cenahtan gelen Ertuğrul Günay ile birlikte Türkiye Partisi adıyla bir parti kurdu. Ancak bu Parti taban bulamadığı ve Ertuğrul Günay’ın Ak Partiye geçmesi ile kapandı.

Ak partide ikinci ayrılık sesleri Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül’den geldi. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde dahi Başbakan Erdoğan ile ters düşen ve Gezi olaylarında “gençleri dinlemek ve anlamak lazım” cümlesi ile aleni olarak eylemcilere çapulcu diyen Erdoğan’ı hedef aldı ve onunla ayrı düşündüğünü gösterdi.

Zaman içerisinde Ak Parti’den olduğu gibi MHP ve CHP’den ayrılan isimlerin kurduğu partiler de oldu.

 

AK PARTİ’DEN DOĞAN YENİ PARTİLER

 

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi, eski başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın kurduğu DEVA partisi ile DYP ve Ak Parti’den siyaset ve bakanlık yaptıktan sonra MHP’ye geçen ve buradan da ayrılıp İYİ Patiyi kuran Merak Akşener yeni parti kurma halkasını oluşturdular.

 

İLGİ GÖRMÜYORLAR

 

Yeni kurulan siyasi partiler ülkede ve seçmende yeni bir heyecan yaratması gerekirken, herhangi bir karşılık bulamıyorlar. Genel Merkezin ve Genel Başkanların sınırlı sayıda program ve kongreleri dışında il teşkilatların varlığı bile hissedilmiyor.

 

KÖKLÜ PARTİLERDE DE DURUM FARKSIZ

 

Yeni kurulan partilerle birlikte Ak Parti, CHP, MHP, BBP gibi partilerdeki durum da çok farksız değil. Yapılan ilçe ve belde kongrelerine yöre halkından katılım yok denecek kadar az.

Kongreler, daha çok ilden ve çevre ilçelerden gelen teşkilat mensuplarıyla yapılıyor ve zaten dar olarak seçilen salonlar boş kalıyor.

İlçe merkezlerindeki salonlarda yapılan kongrelere birkaç metre mesafede çay ocakları ve işyerlerinde oturan belde ve ilçe sakinleri konuşmalara ve konuşmacılara ilgi duymuyor, siyasilere itibar etmiyor.

Partiler yasal olarak yapmak zorunda oldukları kongrelerini kendi kendilerine yaparak görevlerini tamamlamış oluyorlar.

İlçe kongrelerinde bir-iki göstermelik esnaf ziyareti yapan ancak vatandaştan gelen şikâyetlerle morali bozulan siyasiler, soluğu kendilerini göklere çıkartan ve mükellef sofralarda ağırlayan partililerin işyerlerinde alıyor sonrasında da ilçeden ayrılıyorlar.

 

SİYASETE GÜVEN TÜKENDİ Mİ?

 

Son yıllarda hem köklü partilere hem de büyük bir umutla yola çıkan yeni kurulmuş patilere olan güvensizliğin altında, bu kurumların siyaseti halkın büyük bir çoğunluğu ile değil dar kadro ile yapmış olmaları. Seçim dönemlerinde yüzünü halka dönen siyasiler, seçim sonrasında belirli bir gurubun ve çemberin dışına çıkamadıkları, seçim sürecinde sıklıkla ziyaret edip gönüllerine dokundukları ve hiçbir talebi olmayan çevreleri yok saymaya devam ediyorlar.

Seçimlerde oyunu aldıkları saf ve samimi çevredeki insanları seçim sonrasında görmek istemiyor, gördükleri zaman ise moralleri bozuluyor ve o çevreden acilen uzaklaşmak isteği duyuyorlar.

 

GEÇMİŞİN DE HATIRI YOK

 

Geçmişte aynı STK, aynı dernek ya da aynı ticari ve siyasi çevrede birlikte olan isimler, seçildikten sonra bu çevreleri terk etmekle kalmıyor onların telefonlarına bile çıkmıyorlar.

Tüm bu olaylar, insanları hem siyasetten hem de siyasetçilerden soğutuyor ve ilgisiz kılıyor.

 

YENİLER DE UMUT VERMİYOR

 

Yeni kurulan partilerdeki durumu da farksız gören vatandaşlar, bu partilere de mesafeli duruyor ve prim vermiyor.

Yeni kurulan bazı partiler ise zaten halkın içine giremiyorlar. Bin bir umutla kurulan partilerden olan Gelecek partisi, ne teşkilat olarak ne de başkanlık olarak herhangi bir varlık gösteremiyor. İl Başkanı olan Av. Adnan Demir, Baro başkanlığı dönemindeki keskin açıklamalarına karşın yeni görevi olan il başkanlığında bugüne kadar ne parti politikalarını ne de yaptıkları çalışmaları anlatan bir etkinlik ve program düzenleyemediği gibi medya platformunda da Partilerini öne çıkartacak tanıtım programları gerçekleştiremiyor.

 

DEVA’NIN TAKATİ YETMİYOR

 

DEVA Partisi her ne kadar medyada zemininde yer bulup ilçe kongrelerini yapsa da halka inme ve mahalle bazlı teşkilatlanma konusunda eksiklerini tamamlayabilmiş değil.

Daha çok il başkanı Murat Dağhan’ın çevresi ve yakın arkadaşları etrafında yürüyen parti çalışmalarının bu çekirdek kadro dışına çıkamaması ve yeni kişilere ulaşılamaması gerçeği bu partiyi de geride tutuyor.

 

İYİ’DE YENİ ARAYIŞLAR

 

Geçtiğimiz aylarda il kongresini yapan ve Mevlüt Or’u başkan seçen İyi Parti’de de işler çok iyi gitmiyor. Genel Merkeze bayrak açan 15 milletvekilinin Koray Aydın isyanında galip gelen Koray Aydın oldu ve bu olay önümüzdeki günlerin parti içi muhalefetin gücünü daha da artacağının göstergesi olarak yorumlanıyor.

İl Başkanı Mevlüt Or, geçtiğimiz günlerde eski Milletvekili Yavuz Temizer tarafından tehdit edildiğini söylemiş ve tarafının Genel başkan Akşener olduğunu ifade etmişti. Ancak bu gerçeğe rağmen İyi Parti’de siyasi tecrübesi ve teşkilatçılığı ile öne çıkmış, ilimizde saygınlığı ve güvenirliği ile öne çıkan farklı bir isme il başkanlığı teklifi yapıldığı ve bu ismin de kararını vermesi için süre istediği ifade ediliyor.

 

CHP BİLDİĞİNİZ GİBİ

 

Chp il Başkanı Zeki kaplan, parti tabanıyla olmak yerine özel gün ve haftalarla gündemde olmaya çalışıyor. CHP, teşkilatlardan ziyade milletvekili Gürsel Erol ile özdeşleşmiş durumda.

Erol’un hem CHP Parti Meclisi’nde hem de TBMM İçişleri Komisyonunda görev alması, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile aralarındaki buzları eriterek iyi bir diyalog kurması CHP Elazığ il teşkilatını sembolik kılmış durumda.

 

KAPALI KONGRE

 

MHP, iki hafta sonu tüm, İlçe kongrelerini tamamladı. Halka kapalı ve sadece davetlilerin katılabildiği kapalı devre kongreler ile ilçe teşkilatları belirlendi. Önümüzdeki günlerde yapılacak il kongresinin de aynı yöntemle yapılarak sürecin tamamlanması bekleniyor.

 

SAADET’TE YENİ YAPILANMA

 

Siyasetin ve halka hizmetin okulu olan Milli Görüş’ün tek sahibi olduğu iddiasındaki Saadet Partisi’nde de sesiz bir devrim yaşanıyor. Geçtiğimiz haftalarda İbrahim Hacıbekiroğlu ani bir kararla il başkanlığı görevinden alınmış, yerine iş insanı Abdullah Akın atanmıştı.