Sadece Poz Değil, Fikir de Verin!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, özel açıklamalarda bulundu. Vekil Erol, açıklamasında hem siyasilere hem de yöneticilere bir hayli yüklendi. Vekil Erol, 'Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, birkaç hafta önce gelip Orduevi Köprülü Kavşağı yıkılabilir derken bundan kısa bir süre sonra gelerek bu yapı kalacak demekte. İlimiz siyasileri ise Bakan Kurum'un fikirlerinin her ikisine de evet demekte. Yani Elazığ'da siyasi irade yok ve Ankara her şeye müdahale ediyor' dedi. Sadece siyasileri eleştirmeyen Erol, yöneticilerimizin tepkisizliğinden bir nevi dert yanarak 'Yöneticiler sadece gelen bakanların yanında fotoğraflar veriyorlar. Yöneticisiniz fotoğraflarda görünün, poz da verin ama aynı zamanda fikir de verin. Olmayan yapılmayan bir şeyler de söylensin!' dedi.

Sadece Poz Değil, Fikir de Verin!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, son zamanlarda ilimizin gündeminde yer teşkil eden konulara açıklık getirdi işte Vekil Erol’un görüşlerinin satır başları şöyle…

“VALİ YIRIK, SORUNLU BİR İLE GELDİ”

Temmuz ayının ilk haftalarında Elazığ’a geleceğini belirterek sözlerine başlayan Vekil Erol; “İlimize yeni atanan Vali Erkaya Yırık’a başarılar diliyorum. Sorunlu bir ile geldi. Çünkü deprem sonrası Elazığ’daki sorunlara hâkim olarak Elazığ’ın beklentilerine cevap vermek, sorunları çözmek kolay bir süreç değildir. Biz hepimiz Vali Yırık’a bu konuda yardımcı olacağız. Süreçle ilgili de bilgilendireceğiz kendisini başarılı olması, vatandaşların sorunlarını çözmesi için Ankara bürokrasisi ve bakanlıklar nezdinde vatandaşların sorunlarının çözümü noktasında akılcı bir şekilde katkı sunacağız Vali beye. Kendisine hayırlı olsun diyerek, başarılar diliyorum” dedi.

“GEÇMİŞTE VERİLEN KARARLARIN DEĞİŞTİĞİNİ GÖRDÜK”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ilimiz ziyaretindeki açıklamalarını da değerlendiren Vekil Erol; “ Bakan Kurum, bir önceki Elazığ ziyaretinde Orduevi Köprülü Kavşağı noktasında incelemede bulunurken, Mücahit Yanılmaz döneminde yapılan bu yapının yıkılması ile ilgili şimdiki belediye meclisine de buranın yıkımı ile ilgili bir talimat verdi ve bu konu ile ilgili kamuoyuna da açıklama yapmıştı.  Lakin gelinen süreçte görüldü ki geçmişte verilen kararlar değişiyor. Yıkımın durdurulması ile kulağımıza şu geldi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devreye girerek, bu köprünün yıkılmaması gerektiği söylenmekte. Bu elbette milli bir servet bunun esasında zamanında doğru planlanmaması ile alakalı… O dönem oradaki halk ve özellikle esnafı bu yapı mağdur etti. Şimdi oranın değeri 18 milyon civarında ve belediye adına böylesi rakamlara mal olmuş bir yapı ciddi bir yatırımdır. Bu milli bir servet yani Elazığ’ın parası bu kadar kısa sürede yıkılma gerekçesini yaratmakta doğru değil. Köprüden kaynaklanan vatandaşın da esnafın da ciddi bir mağduriyeti var. Bu insanların acil trafik sorunlarını çözecek bir yapıda da değil. Teknoloji bir hayli ilerledi. Bu teknolojik olarak kesilebilir yıkımından ziyade ve Elazığ’ın ihtiyaç duyulan bölgelerine bu monta edilebilirdi. En azından bu yapılabilirdi” dedi.

“İHTİYAÇLAR TALEPLERE GÖRE DEĞİL, ANKARA’DAKİ KARARLARA GÖRE ŞEKİLLENİYOR”

Şu anda köprünün yıkımının durdurulması ile ilgili de açıklamada bulunan Vekil Erol; “Bu durum gösteriyor ki; ihtiyaçlar yerel ihtiyaçlar ve taleplere göre şekillenmiyor. Ankara’da genel merkezlerde siyaset nasıl karar veriyorsa öyle şekilleniyor. Vatandaşın, mağduriyeti ve beklentisi de yerel taleplere göre değil, bu taleplere göre şekilleniyor.  Bu durum hükümetin ve AK Partili siyasilerin Elazığ sorunlarına bakışının nasıl olduğunu yansıtıyor. Vatandaşın talebi yerine, Ankara’nın iradesi ile hareket ediliyor. Zamanında bu yapıya ihtiyaç var mı? Yok mu? Sorgulanmalıydı.  Bugün farklı şekillerde bu yapı değerlendirilebilir yerinde kalması sağlanabilir veya az önce ifade ettiğim gibi teknolojik gelişmeler kullanılarak bu yapı daha uygun bir yere de taşınabilirdi. Ama bunun kararın Ankara tarafından veriliyor olması; Elazığ siyasilerinin hiçbir iradesinin olmadığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“SİYASİ İRADE YOK, ANKARA HER ŞEYE MÜDAHALE EDİYOR”

“Bir geliyorlar bu yıkılsın denilmekte bir geliniyor bu yıkılmasın denilmekte ama her ikisine de buradakiler evet demekte” diyen Vekil Erol; “ Belli ki bu konu özelinde fikirleri yok. Yanlış veya doğru fikirleri yok. Verilmiş olan kararların arkasında durulmalı. Maalesef Elazığ’da siyasi irade yok. Siyasi iradede olmayınca doğal olarak Ankara’da her şeye müdahale ediyor. Oysa Ankara; kentin sorunlarını bir bütün olarak görmez. Yaşanan sorunu sadece lokal ölçekte görür ve ona göre çözüm üretir. O sorun kentin bütün yaşamını etkiler” dedi.

“ELAZIĞ’IN SORUNLARININ BÜTÜNÜ GÖRÜLEREK, BU SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ!”

Depremden sonra Elazığ’ın yaşadığı bir takım sorunlara da eğilen Vekil Erol; “Mesela Elazığ’daki deprem sadece yıkılan evleri etkilemedi. Sadece onların yerine yeni konutlar yapılarak sorunların giderileceği düşünülmemeli. Durum halbuki böyle değil, bunun bir sürü yansıması oldu. Hak mağduriyetleri, tapu mağduriyetleri var. Yaşam alanlarının kayıpları, ticari alanların kayıpları var. Bu durumu bir bütün olarak değerlendirerek, o bölgede yaşayanların korkuları ve endişeleri var. Kentin bu depremden kaynaklı ticari hayatında olumsuzlukları var. Bunların bütün olarak değerlendirilmesi lazım. Bunlar sorunun bütünü görülerek çözülmeli. İşte bu da Elazığ için bir sorun haline geldi. Ben Elazığ sahipsiz derken bunu kastediyorum” ifadelerini kullandı.

“ELAZIĞ’IN SAHİPSİZ OLDUĞU BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI”

“Elazığ’ın sahipsiz olduğu bir kez daha ortaya çıktı” diyen Vekil Erol; “Bakan geçtiğimiz haftalarda Ankara’dan gelerek başka bir şeyler demekte sonra bunun üzerinden kısa bir süre geçiyor tekrar geliyor bu kez daha farklı şeyler söylüyor.  Bizim siyasetçilerimiz ise her ikisine de tamam demekte” diyerek siyasetçilerin bu konu hakkında söz söylememelerini eleştirdi.

“ORTA HASARLI YAPILAR İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM PLANLAMASI DOĞRU AMA FİNANSI DA BELİRLENMELİ!”

Sözlerini sürdüren Vekil Erol,  Bakan Kurum’un orta hasarlı yapı sahiplerine yönelik açıklamalarını da değerlendirerek; “ Orta hasarlı yapıların kentsel dönüşüm imkânlarından faydalanabileceğine açıklık getirdi. Bu doğru bir karar ama eksik bir karar. Elazığ’daki vatandaşların gelir seviyesi yüksek değil ya da büyükşehirlerdeki gibi arsa rantlarından evlerin yeniden yenileme şansları da yok. Müteahhitlere bu yapıların yerine yenisi yapmak, cazip gelmiyor. Çünkü arsaların çok bir değeri yok ve maliyeti karşılamıyor. Burada ne yapmak lazımdır. Depremde evleri yıkılanları TOKİ tarafından,  yapılan evlere tanınan kredinin orta hasarlı yapı sahiplerine de tanınmalı. İki yıl ödemesiz ve faizsiz 20 yıl ödemeli olmalı. Cazip hale getirmeli ki bu olsun fakir fukara yememiş içmemiş başını sokacak bir ev almış. Bunlar bir daha nasıl ev sahibi olacak? Şimdi parayı nereden bulacaklar? Özetle kentsel dönüşüm planlaması normaldir. Ama bunun finansının belirlenmesi lazım. Bu durumu Bakanla ve TOKİ ile de görüşeceğim. İlimiz milletvekillerine de söyleyeceğim. İnşallah bu şekilde çözüm bulabiliriz” diyerek orta hasarlı yapı sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi adına neler yapılması gerektiğini sıraladı.


ELAZIĞ BAŞTAN SONA PLANLANABİLİRDİ AMA BU FIRSATI KAÇIRDIK”

Elazığ’ın planlanması noktasında kentsel dönüşümünde bütün olarak değerlendirilmesinin önemli  olduğunu kaydeden Vekil Erol; “Hep söylediğim gibi Elazığ baştan sona yeniden planlanabilirdi. Sivrice’nin geneli ile ilgili yapılan planlama iyi. Tabi inşallah orada da yeniden bir değişim olmaz düşüncelerde. Sivrice’nin planlaması doğru bir planlama. Bunu yerel halka da anlattım. İlçeyi bütün olarak planlamışlar. Caddelerin, sokakların güzergâhları, mimarisi ile ada şeklinde parsel çalışmaları ile doğru bir planlama yapılmış. Keşke bunu Elazığ genelinde de yapabilseydik. Elazığ’ın deprem bölgelerini de kent bütünlüğü düşünerek yapılabilseydi. Sadece yıkılan evlerin yerini değil de bölgesel çalışmalar yapılsaydı. Diyelim ki Karşıyaka,  Sanayi, Esantepe, Fevzi Çakmak, Yıldızbağları, İzzetpaşa, Zafran, Abdullahpaşa gibi mahalleleri; mahalle mahalle bu bölgeler planlansaydı. Elazığ’ı marka değeri oluşturan bir kent yapabilirdik.  Bu fırsatı kaçırdık diye düşünüyorum.  İnşallah vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili bu kentsel dönüşüm kararlarında kredilerinde cazip şekilde verilmesi vatandaşa bir ara nefes veya vatandaşa bir takviye olarak değerlendirmek lazım” diyerek bu iki konu özelindeki değerlendirmelerinin bunlar olduğunu ifade etti.

“İNSAN YAŞAMI KUTSALDIR, YASALAR YENİDEN DÜZENLENMELİ”

Son zamanlarda maalesef ilimizde artan kadına şiddet olaylarına da değinen ve bu konu özelinde de görüşlerini ifade eden Vekil Erol; “Elazığ’da kadına şiddet olaylarının yaşanması cinayetler görülmesi hoş değil. Çünkü Elazığ’ın kültüründe ana erk vardır. Kadın güçlüdür ve kadın evin reisi konumundadır. Yaşanan olaylardan anlaşılan o ki; işin ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve eğitim boyutu var. Ancak gerekçesi ne olursa olsun insan yaşamı kutsaldır. Hele de kadınlara uzanan el, kadınlara yönelik şiddet asla affedilmemeli. Kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin cezaları çok daha ağırlaştırılmalı. Cinsel tacizlerin, çocuk istismarları gibi suçları işleyenlere asla taviz verilmemeli. Bunlar normal bir adli vaka olarak görülmemeli. Bu konuda yasaların yeniden düzelmesi lazım” dedi.

“DEPREM VE PANDEMİ SÜRECİNDE ELAZIĞ’DA TİCARET BİTME NOKTASINA GELDİ”

Geçtiğimiz günlerde oda başkanlarının katıldığı bir toplantıda kentsel dönüşüme esnaflarında dahil edilmesi gerektiği üzerinde duruldu ve eğer kentsel dönüşüme esnaflar dahil edilmezse esnafların iflas edeceği belirtildi. Bu konu özelindeki görüşlerinizi alabilir miyiz?  Çünkü kentsel dönüşüm konusuna eğildiniz dememiz üzerine de Vekil Erol, “Ben baştan beri söylüyorum. Depremden yalnızca konutlar etkilenmedi. İş yerleri de etkilendi.  Hem yıkılan iş yerleri var hem de sermayesini kaybedenler var. Depremden kaynaklı, koronavirüs pandemisinden kaynaklanan mağduriyetler var. Her iki süreçte de Elazığ’da ticaret durdu bitme noktasına geldi. Kent bir bütün olarak planlanmadığı zaman sıkıntılı ham mülkiyet sahiplerinin hem de kiracıların durumu meçhul. Daha bir çok yerde kira yardımı alamayanlar var.  Eşya paralarını alamayanlar var” dedi.

“ELAZIĞ’DA KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR!”

Elazığ’da sistemli bir çalışmanın olmadığını belirten Erol, “Biz ne demiştik. Ey Belediye! Üniversitelerin arsalarını kullanacağına üniversitenin akademik kadrosunu kullan. Niye? Çünkü Fırat Üniversitesi Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birisi yetişmiş akademik kadroları var. Bu akademik kadrolar toplansaydı ve onlarla Elazığ’ın planlanması imarı ile ilgili konuşsalardı ve üniversite de bu işe dahil edilseydi bir çalışma yapılsaydı. Yaşanan bu sorunların hiç biri yaşanmazdı. Ama Elazığ’da koordinasyon eksikliği var. Bizim oradaki arkadaşlarımız, yöneticiler sadece gelen bakanların yanında fotoğraflar veriyorlar. Yöneticisiniz fotoğraflarda görünün, poz da verin ama aynı zamanda da fikir de verin. Olmayan yapılmayan bir şeyler de söylensin” diyerek yöneticilere seslendi.

“EKSTRA ELAZIĞ’A NE YAPILMIŞ?”

Sözlerinin sonunda Elazığ’a bir ayrıcalık tanınmadığından da dert  yanan Erol; “Ben buradan soruyorum mesela Elazığ’da şu anda kanunda yazan hakların dışında Elazığ’a hükümetin, bakanlığın verdiği bir tek ayrıcalık söyleyin bana? Hatta kimi vatandaşımız kanundaki haklarını bile henüz almış değil. Ekstra Elazığ’a ne yapılmış? Bir tek kalemde bir ayrıcalık tanındı denilsin. Yok ama! Zaten devletin vatandaşına karşı sorumluluğu var. Şu an yapılanlar istisnai uygulama yok. Mağduriyetler almış başını gidiyor. Hak sahibi olan vatandaşın hakkı tespit edilmemiş” diyerek sözlerini noktaladı.