SAADET PARTİSİ İL BAŞKANI ABDULLAH AKIN ELAZIĞ GÜNDEMİNİ DEĞERLENDİRDİ

Saadet Partisi Elazığ İl Başkanı Abdullah Akın Elazığ gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

SAADET PARTİSİ İL BAŞKANI ABDULLAH AKIN ELAZIĞ GÜNDEMİNİ DEĞERLENDİRDİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Başkan Akın açıklamasında şu ifadeleri kulland;

 

Çok saygıdeğer Elazığlı hemşerilerim Konuşmama başlamadan önce korona virüs nedeniyle vefat eden tüm hemşerilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Sevgili Elazığlılar, Elazığımızın gerçek sorunlarını konuşacak olursak, ne bitmeyen stadyumdur, ne Hazarbaba kayak merkezine kurulan büyük salıncaktır, ne de orduevine yapılan battı çıktıdır. Elazığın gerçek gündemi ve sorunu Gençlerimizin işsizliğidir. Neden! çünkü gençlerimiz iş bulamıyor. Çoğunluğu memur olan memleketimizde bildiğiniz üzere eskiden kamuda işe girmek kolaydı. Bende bir işçi çocuğuyum. Ancak biliyoruzki şu an kamu kuruluşlarında işe girmek çok zorlaştı. Ve yeni nesil işsizlikten kırılıyor bunu hepimiz biliyoruz. Elazığ’da her evde mutlaka birinin oğlu, kızı, torunu veya yeğeni işsiz. Bu kadar gencimizi kamuda istihdam etmek zaten çok zor. Bu yüzden özel sektörde istihdam oluşturmak gerekiyor. Bu çok açık bir gerçektir. Şu an iş bulamayan tertemiz gençlerimiz bir bakıyorsunuz ya intiharın eşiğine gelmiş ya yollara düşmüş anadan babadan ayrı gurbette iş arıyor. İşte en son Samsun’da bir gencimiz eline iş-aş yazıp intihar etti. Elazığımızda çocuklarımızın bu noktaya gelmeyeceğinin kimse garantisini veremez, neden! çünkü iş yok. Anne babalar olarak bizler şu an ve gelecekte çocuklarımızın kimseye muhtaç olmasını istemiyorsak doğru adımlar atmak zorundayız doğru konuları konuşmak zorundayız. Sadece günümüzün basit konularını ele alan bir siyaset izlersek ve de bunları da desteklersek, maalesef çocuklarımıza kötülük etmiş oluruz, geleceğiyle oynamış oluruz. Bakınız yanıbaşımızda Malatya, Antep, Kayseri neredeyse bir ticaret merkezine döndüler. Tüm dünya bu illerimizle ticaret yapıyor. Hiç durmayan bir çarkları var. Ticaret çok hareketli. Herkes ununu elemiş eleğini asmış. 1 yıl işletmesini, dükkanını kapatsa yine de geçimini sürdürecek kadar büyüdüler. Neden çünkü ilin yöneticileri esnafa 1000 lira destek vermek yerine yeni iş sahaları açmak için, ticareti canlandırmak için can havliyle çalışıp, illerine sınıf atlattılar. Elazığımıza dönersek; Bakınız En büyük üniversite buraya kurulmuş, çeşitli bölümlerden yılda binlerce öğrenci mezun oluyor. Bu çocukların çoğu Elazığın çocukları. Dönüp bakın Hepsi işsiz hepsi KPSS ye hazırlanıyor. Niçin iş yok. Ordan birileri çıkmış diyor ki Elazığ’da işsizlik yok, iş beğenmemezlik var. El insaf diyorum. Olabilir 2-3 tane insan belki bunu yapmıştır. Ama bunu genele yayamazsınız. Ne bekliyorduk, Mühendis, öğretmen, teknik eleman gelip yer mi temizleyecek, kazma kürekte mi çalışacak. Aileler çocuklarını bunun için mi bu kadar okutup emek veriyor alın teri döküyorlar. Gençler boşuna mı dirsek çürütüyor. Yılda 1000 tane Elazığlı mezun mühendisi al bakalım nasıl istihdam edeceksin, derim bende sana. Bu konuşmalar gençlerimizin ve ailelerin onurunu kıran konuşmalardır. Bu konuda dikkat etmek gerekir. Birde öğrenim ve katkı kredilerini yıllarca işsizlik yüzünden ödeyememiş gençlerimize ne demeli, sanki işsizlik kendi suçuymuş gibi devlet olarak üzerine faiz üzerine faiz bindiriyorsun. Daha gencimiz işe girmeden gece yastığa başını koyduğunda, en üretken çağında proje üretmesi gerekirken borcunu düşünüyor. Olacak şeymi bu! Bunları iyi hesaplamak lazım. Gençlerimizin ümidi tükenmiş, işte çay ocakları dolup taşmış durumda bunu herkes görebiliyor. Dediğim gibi artık Elazığ’da her ailenin mutlaka oğlu kızı veya torunu işsiz. Niçin işsiz Hükümetin 18 yıldan beri uyguladığı Adaletsizlik, haksızlık, adam kayırmacılık, israf, önceliği olmayan yatırımlar ve faiz politikasından dolayı işsizler. Bakınız bütçe açıklandı 179 Milyar dolar faize ayrılmış. Bu rakam ne demek biliyor musunuz; Şu an Türkiye’deki tüm işsizlere ömür boyu iş imkanı oluşturabileceğin bir para demek. Ama gelin görün ki hükümet yurt dışından aldığı borçların faizini ödemeyi daha isabetli görüyor. Bakınız borç demiyorum sadece faiz bu. Borç para ne yapıldı bunu artık milletimiz çok iyi öğrendi ve biliyor. Bunu konuşmanın bir manası yok. Üstelik alınan borçlar yetmediği için devletimizin açtığı tüm fabrikaların yok pahasına satıldığına hep birlikte şahit olduk. AKP’li idareciler Türkiye’de olduğu gibi Elazığ Sanayisini de yatırımda en geri noktalara attığı için ve bu noktada “SAHİPSİZ” kaldığı için sanayici ve sanayimiz yeterince büyüyememiş ve binlerce Elazığ’lı gençlerimiz maalesef iş bulamıyorlar bu yüzden. Elazığımıza yeni işlikler, yeni sanayii dükkanları, yeni imalathaneler yerine, manasız yerlerde battı çıktılar, şehre görüntü kirliliği katan ucube kavşaklar, amacını aşan süslü direkler milyonlar eski parayla trilyonlar harcandığı için maalesef Elazığ’a ne yatırımcı geliyor ne de gençlerimiz iş bulabiliyor. Keşke bu yaptıklarını da düzgün yapsalardı da milletin parası boşa gitmeseydi. 18 yıldır Tüm kamu kuruluşlarının imkanları iktidarın elinin altında biliyorsunuz. Burdan Elazığın tüm idarecilerine soruyorum.

1)Bakınız burası Elazığ sanayi sitesi, binalar harabeye dönmüş, eskimiş, insanların aracını park edecekleri yer yok. Hiç çıkıp bir güne birgün şu sanayi sitesini bir ziyaret edip buraların halini gördünüz mü? Burada ki sanayi esnafı bu küçücük yerde nasıl işini büyütsün soruyorum size? Öyle ya işini büyütecek ki adam çalıştırsın istihdam oluştursun ilimize katkısı olsun daha iyi hizmet versin. Elazığ sanayisinin kalkınması ve gençlerimizin iş bulabilmesi için, Sanayideki harabeye dönmüş işyerlerinin yerinin değiştirilmesi veya binaların yeniden yapılması için, niçin bütçe istenip yapılmıyor? Bunun için ne bekleniyor? 18 yıldır hükümetsiniz niçin bugüne kadar yapılmadı? Benim önerim bir an önce sanayi sitesinin yeri değiştirilip büyütülerek en az 200m2-500m2-1000m2 ve 2000 m2 kapalı alana sahip dükkanların yapılması gerekmektedir, geniş dükkan önlerinin sokaklarının olduğu, alt yapısı 100 yıl daha idare edecek şekilde hazırlanacak bir projeyle Elazığ halkına layık bir sanayi sitesi kurulmalıdır. Bu da yetmez, Elazığımızda yüzlerce yeni iş kurmak isteyen girişimcilerimiz var, ben aynı zamanda bir işadamı olarak ilin yetki sahiplerine soruyorum bana boş imalathaneler, boş işlikler göstersinler. Şu an Elazığ’da İŞGEM yerleşkelerinin tamamı doludur. Bir tane boş dükkan yok. Nerede iş kuracak bu girişimci ve yatırımcı soruyorum size? Senin görevin Elazığ’a iş geliştirme alanları açmaktır, girişimcinin görevi ise gelip oraya yerleşip işini kurup insan istihdam etmektir. Senin burda yerin yoksa adam nerede işini kuracak? Sizin mantığınıza göre gidip merdiven altında imalat yapması lazım. Böyle bir mantıkla il yönetilmez. Samimi söylüyorum Elazığ 20 yıl diğer illerden geride kalmıştır. Neden çünkü bu iş dert edinme meselesidir. Bugünkü idarecilerin maalesef böyle bir derdi yok. İş olsun diye iş yapılmaz. Senin şehrinin önceliği ne ise oraya yönelmen icap eder. Sen istediğin kadar stadyum yap, park yap, üst geçit yap, hastanenin yerini taşı, gencin karnı doyuyor mu bununla. Atalarımız ne demiş Açlık içinde olan insanın üzerine 9 yorgan örtmüşler sabaha kadar uyuyamamış. Şimdi sen kalkmışsın diyorsun stadyum yaptım, park yaptım üst geçit yaptım, çiçek ektim, Hazar babaya salıncak yaptım. Bunlar tabi ki yapılacak ancak bunlar rutin yapılması gereken şeylerdir. Tıpkı nefes almak gibi. Siz Elazığımıza sınıf atlatacak ne yaptınız onu söyleyin bana? bu hizmetler üzerinden övünmek, maalesef en hafif tabirle insanımızın sorununu bilmemek demektir. Bir an önce Bismillah deyip Elazığımıza yeni işliklerin kurulması lazım gelir. Kalkınmanın başka çaresi yoktur. Eğer yeni işlikler kurulursa hepimiz göreceğiz ki Elazığ’da yeni yeni yatırımlar oluşacak işsiz gencimiz kalmayacaktır. Eğer aksi yöne hareket edilirse Elazığ halkı bu ilin idarecilerini ve vekillerini asla affetmeyecektir.

İŞSİZLİK ORTADAN KALKINCA ALIM GÜCÜ ARTAR VE ESNAFIMIZIN YÜZÜ GÜLER!

Aynı zamanda işsizlik ortadan kalkınca halkın alım gücü yükselecek, esnafımızın yüzü gülecektir. Ticaret için çevre illerden geliş gidişler artacak, otelciler, lokantalar, turistik mekanların yüzü gülecek talep artacak o zaman sende artan talep için gider Harputu güzelleştirirsin ve bu bir gereklilik olur. Yol açarsın gereklilik olur. üst geçit yaparsın battı çıktı yaparsın bir gereklilik olur. Şehri ışıl ışıl yaparsın gereklilik olur.

2)Elazığımızda bir kısım Gençlerimiz işleri ve düzgün bir çevreleri yok diye hergün yanlış yollara sapıp, uyuşturucunun pençesine düşüp umutsuz bir şekilde yaşıyorlar buna kim dur diyecek ne çözüm ürettiniz? Yazık değil mi ümidi yok olan bu ailelere, gençlerimize…Hiç tüm mahalleleri gezip 12-13 yaşında elinde sigara ile kaldırımlarda oturan gençleri gördünüz mü? Hizmet anlayışı sadece park yapmaktan, yola yama yapmaktan ve çiçek dikmekten ibaret olmamalı. Bir an önce bu gençlerimizin daha ergenlik çağında en hassas döneminde yanlış bir yola girmemesi için, Her mahalleye mutlaka kütüphane ve bilgisayar hizmeti veren bir mahalle kütüphanesi oluşturulmalıdır. Ve bu yerlere gençlerin danışabileceği mutlaka bir rehberlik uzmanı istihdam edilmelidir.

3)Depremde evleri yıkılan vatandaşlara niçin tekrardan para karşılığında ev yapıldı? Sosyal devlet olmak bunu mu gerektiriyor? Evi yıkılanı bankaya gönderdiniz, Depremde ticareti bozulanı bankaya gönderdiniz, gariban esnafın vergilerini 3-5 ay erteleyip sonra boynuna bindiniz? Sonra devasa firmaların devasa borçlarını sildiniz. Adalet anlayışınız bu mudur? Niçin tepkinizi koymadınız? Bakınız depremin üzerinden 1 yıl geçti millet hala hasarlı evlerde oturmak zorunda. Ve çoğu 3 çocuklu ailesiyle hala daha konteynırlarda kalıyor. Neden çünkü para yok. Çünkü para faize israfa lükse ve plansız işlere gidiyor. Bunu milletimiz artık çok iyi görüyor. Malatya’da teslim edilmeyen ev kalmadı ama gelin görünki Elazığ’da hala millet konteynırlarda 2. kışını geçiriyor. Kesinlikle Depremde evleri hasar gören ve oturulamayacak durumda olan vatandaşlarımızdan tek kuruş alınmadan evleri yapılıp teslim edilmelidir. Bunun hiç bir izahı olamaz. Hala daha bu milletin 2 kış boyunca konteynırlarda oturmasına benim vicdanım el vermiyor. Bir an önce vekillerimiz üzerine düşeni yapmalıdır.

4)Yeniden bir deprem geçirmeyeceğimizin garantisi yok. Bunun için ne tür önlemler alındı. Toplanma ve sığınma alanlarının durumu çok yetersiz, bunlar için neler yapılıyor? Sorumlusu çıkıp ne önlemler almışsa bunu açıklayıp gösterip milletimizi rahatlatmalıdır. *) Hastane caddesinde bulununan yüzlerce esnaf kardeşimizin ekmeğiyle oynandı, Niçin 2 tane hastane kapandı da ondan! Peki şimdi ne yapılıyor, Atatürk Lisesinin yeri üniversiteye verilecek orda diş hastanesi açılacakmış, bu kadar atıl yer varken hemde? Bu yanlış karardan dönülüp devlet hastanesinin veya eski ssknın yeri diş hastanesi yapılmalıdır. Orda ki esnaf vatandaşlarımıza hakları iade edilmelidir.

5)Elazığ’daki su kesintileri neden önlenemiyor. Artık isyan etme noktasına gelen mahalle halkının sesini niçin duymazdan geliyorsunuz? Niçin bir açıklama dahi yapma gereği hmiyorsunuz? Su kesintileri bir tadilattan dolayı ise bu 1 hafta önceden vatandaşa bildirilmelidir. Sürekli bir arızadan dolayı ise bu kronik sorun ne ise çözülmelidir. Uzay çağında su kesintisini kimseye izah edemeyiz.

6)Yola bakım yapılırken niçin vatandaş mağdur olmasın diye alternatif yollara yönlendirip işaretçiler koymuyorsunuz, kimin yaptığı belli olmayan üzerlerinde kıyafetsiz çalışma ekipleriniz koca mahallelere girişi kafasına göre kapatıyor? Birinin hastası olsa ambulans giremeyip kişi vefat etse yerine getirebilecek misiniz ?

7)Elazığın cadde ve mahalle trafiği, yol yönleri düzeltilerek neden rahatlatılmıyor ? Niçin üzerinde çalışılmıyor? Ne bekleniyor bunun için ? Gelelim İlçelerimizin Durumuna; İlçelerimizde halkın durumu içler acısı, maalesef ilçe sakinlerimiz AKP tarafından sadece seçimden seçime kongreden kongreye ziyaret ediliyor. ilçelerde devletin kuruluşları, Kızılay, İşkur vb. kuruluşlar bir oy toplama üye yapma aracına dönüştürülüyor bunlarla Halk kontrol altında tutuluyor. Maalesef çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak ümidiyle ilçe sakinleri yaşayıp gidiyor ama bir türlü kendisine sıra gelmiyor. İlçelerimizin nüfusu git gide küçülüyor. İlçe sakinleri gençleri işsizlikten kırılıyor. Esnaf perişan halde. İlçe Gençleri ya merkeze ya şehir dışına çıkıyor.

8)İşte Karakoçan, Elazığımızın en nadide ilçelerinden biri. İnsanıyla, kültürüyle, konumuyla. Ancak gençleri ile esnafıyla bir konuşun da bakın sizlere neler söyleyecek. Buranın insanı bunu hakedecek ne yaptı, sizlere güvenmekten başka.

9)İşte Arıcak, Oradaki kıymetli vatandaşlarımız, özelleştirilen Tedaş ve Telekom yüzünden canlarından bezmiş durumdalar. Bir telefon arızası 1 ayda 1,5 ayda ancak çözülebiliyor. Olacak şey mi? Maden, Alacakaya, Arıcak ve Palu ilçemize sadece 1 ekip bakıyor. Bu ilçedeki çocuklar bu şartlar altında nasıl uzaktan eğitim görecek. İşte özelleştirmesi yapılan kurumların halka zulmettiğine şahit oluyoruz. Bir an önce bu kurumların denetimleri sıkılaştırılmalıdır. Arızaya müdahale zamanı 1 gün ile sınırlandırılmalıdır. Vatandaş Evinin önüne, bahçesine elektrik almak için gitse en yüksek tarifeden elektrik tarifesi uygulanarak eziliyor. Neymiş iskan yok. Köy yerinde tapu yok iskan yok 40 tane varis var. Nerden sana bulsun bunu. Eee o yoksa ticarethane tarifesi uygularız deniliyor. İşte özelleştirme zulmünün en küçük örneği. Ekonomiden tasarruf diye Arıcak Adliyesini kapatıyorsunuz. En küçük dava için bu Arıcaklı kardeşlerimizi Palu adliyesine gönderiyorsunuz. Olacak şey mi bu? sizin bindiğiniz 2-3 arabanın aylık yakıtı orada ki Adliyedeki personelin gideri kadardır. Tasarruf hizmetten olmaz. İsraftan olur, lüksten şatafattan olur. Maalesef Arıcaklı vatandaşlarımız 80’li yıllara geri döndü

10)İşte Keban, Keban yoluna asfalt döküldü, süpürülmediği için vatandaşın habire arabasının camı kırılıyor. Her yerde olduğu gibi bu konuda da Denetim yok, ilgi yok. 15 Temmuzdan bugüne hala top sahasına, DSİ, baraja ve keban trafoya giden yol hala kapalı. Hala tehlike geçmedi mi ne bekleniyor? Keban Denizli köyünde Selçuklulardan kalan kervansaray var hala restore edilmedi. Sanırım bununda restore edilmesi için iyice yıkılması bekleniyor.

11)İşte Baskil, İşsizlik her ilçede olduğu gibi maalesef bu ilçemizde de hat safhaya çıkmış durumda. Baskil organize sanayisi yapılacak denildi hala daha bir çivi çakılmadı. Millete söz verilip verilip gidiliyor. Depremde Baskilde 3 liseyi yıkma kararı verdiniz ancak hala yeni lise yapılmadı. Bu nasıl bir Elazığ sevgisi anlamadım.

12)Maden ilçemizde zehir saçan atık pis suları sokağın ortasına döken Maden işletmesi için ne yaptınız? Maden Esnafını dükkanlarından çıkardınız, kendilerine alternatif yerler niçin yapılıp tahsis edilmedi. Ne zamandan beri millete başınızın çaresine bakın diyen bir devlet olduk. Bir an önce Maden deki esnafımıza çıkarıldıkları yere alternatif bir çarşı oluşturulmalıdır. İşte Elazığın durumu bu! Sevgili Elazığlı hemşerilerim. Bu soruları idarecilere niçin sordum? Sayın vekillerimize, sayın valimize ve sayın belediye başkanımıza yardımcı olmak için sordum. Çünkü bilsinler ki Allah kendilerinden bunları soracak. Şimdiden bilsinler hazırlansınlar. Çünkü bulundukları yer bir makam asla değil. Hizmet noktasıdır. Ne zaman makam olur? Hizmetin hakkını verdiklerinde. İdareciler bilmedir ki, Bu işin vebali çok büyüktür. Siz böyle bir göreve talipseniz ve orada yetkiliyseniz, “ben yarın bu halkın hangi sorununu çözeyim diye”, gece başınızın yastığınızı ıslatması gerekir. Vekillik biter, başkanlık biter herşey gelir geçer, geriye sadece yaptıklarınız kalır. Sevgili hemşerilerim, Ben Elazığın yetiştirdiği bir kardeşiniz olarak, artık hakettiğiniz saygıyı ve değeri görmeniz için birtakım gerçekleri anlatmaya çalıştım. Güzelim Elazığımız en hayırlı ve güzel hizmetleri hakediyor. Bunun içinse helali haramı bilen, dürüst, akıllı, zeki ve eğitimli kişilerin eline teslim edilmesi gerekiyor. Bunun başka bir yolu yok maalesef. Ben Elazığımızın hakettiği huzur dolu günlere gelmesi için Saadet Partisi İl Başkanı olarak, Allah’ın izni ve inayetiyle, kıymetli yönetim kurulum ve idaremde bulunan çelikleşmiş tüm teşkilatlarımla, Erbakan hocamızın bizlere öğrettikleri ve aktardığı deneyimlerle gücümün yettiği kadar mücadele edeceğimi buradan belirtmek isterim. Artık Elazığımızda suni gündemler değil gerçek sorunlar ve gündemler konuşulmalı konuşulacak ve çözümler üretilecek. Elazığ ancak böyle ileri gidebilir. Elazığın hep ileri gittiğini hayal ediyorum Allahın izniyle böyle de olacak. Konuşmalarımın dua niyetinde Allah’tan kabul görmesini diliyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize saygılarımı arzediyorum. Teşekkür ederim''dedi.