ORCİK Mİ, ÜZÜM MÜ, SALÇALI KÖFTE Mİ?

İLLERİ ÖNE ÇIKARAN ÜRÜNLER

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki birçok ilimizi öne çıkaran tek bir ürün olduğuna ve bunun da tüm dünyada bilinir hale gelen ve marka değeri taşıyan bir ürün olduğuna dikkat çeken vatandaşlar bu konuda Elazığ’ın kafa karışıklığının devam ettiğini ifade ettiler.

Antep’in baklavası ile Maraş’ın dondurması ile Diyarbakır’ın ciğeri ile Urfa’nın isotu ile Adıyaman’ın tütünü ile Sivas’ın Köftesi ile Erzurum’un çağ kebabı ile Çorum’un leblebisi ile, Malatya’nın kaysısı ile, Kayseri’nin pastırması ile Ordu’nun fındığı ile tanındığını ve bu ürünlerin kendi şehirlerine ciddi anlamda bir ekonomik değer katmalarına rağmen Elazığ’ın ürün konusunda bile netleşmediğini belirten vatandaşlar, artık bir karar verilmesinin zamanının geldiğini belirtiyorlar.

SALÇALI KÖFTE NE KADAR BİLİNİYOR?

Geçtiğimiz günlerde yapılan 2. Salçalı köfte festivali de gösterdi ki sanatçı konserleri dışında çok rağbet görmedi. Birincisi mekânın da marka değeri düşünülerek köfteciler sokakta yapmak düşüncesi güzeldi fakat konser alanı olarak yetersiz kalması düzenleyecileri farklı bir mekâna yöneltti.

Salçalı köfte mi yoksa sanatçı konserleri mi ikilemini yaşayan yetkililer Valilik gösteri alanında festivali yapmanın daha mantıklı olacağını düşündüler ama bu sefer de salçalı köfte, konserlere ve sanatçıların şöhretine kurban edildi.

Hem açılış töreninde hem de konser öncesi ve sonrasında yetim kalan salçalı köfte stantları, esnafları da çok mutlu etmedi.

İki yıldan beri yaşananlar da gösterdi ki salçalı köfte festivali için sırf köftenin öne çıkacağı ve marka değer kazanacağı yeni bir formata ihtiyaç var.

ORCİK YİNE BAŞKÖŞEDE

Salçalı köfte festivalinin hemen ardından önümüzdeki günlerde yeni bir festival daha düzenlenecek. Hazırlıkları son aşamasında olan orcik festivali birilerinin ısrarla ifade ettiği gibi şehrimizde ilk kez yapılmıyor.  Süleyman Selmanoğlu’nun belediye başkanlığı döneminde de birçok ünlü sanatçının katılımı ile görkemli bir festival yapılmıştı.

Şehre ekonomik anlamda kazanç getirme ve bir ürünü dünyaca tanınır hale getirerek markalaştırma adına yapılan geçmişteki festivalde ne yazık ki şehre kazanç getirme yerine yüklü miktarda masraf edilerek ciddi kaynak israfına sebep oldu. Yapılan bunca kaynak harcamasına rağmen de ne orcik markalaştı ne de üreticilerin yüzü güldü.

Adına Orcik festivali dense de Orciğin adının ve tadının çok gerilerde kaldığı, özelliği, doğallığı ve ucuzluğu ile sadece hediyelik ürün olarak değil,tatlı krizini cevizle muhteşem uyumu ile tatlıya bağlayan doğal bir ürün olarak tanıtılması ve pazarlanması konusunda profesyonel metotlarla hedefe ulaşılması yerine; orciğin, bir mankenin üzüm yerken çekilmiş resmine feda edilmesi bu konularda ne kadar kara düzen ve günü kurtarma merkezli hareket ettiğimizin de göstergesi olmuştu.

Sonuçta geçmiş yıllarda festivaller ne yazık ki sanatçıların sıradan halk konserlerinin ötesine geçmeyen günü birlik şenlikler olarak şehir tarihine geçmişti.

KARARSIZLIK KAYBETTİRİYOR

Elazığ’ın ve Elazığ gençliğinin konserler ve sanatçılara, özlem ve ihtiyaçlarına şehrimizin marka değeri taşıma potansiyeli bulunan orcik, salçalı köfte, üzüm ve başka tatların alet edilmesi uygulamasının şehre hiçbir şey kazandırmadığını, hatta etkinliklerin toplam masrafları da düşünülecek olursa ciddi anlamda maddi kaynak ayrıldığını belirten vatandaşlar, şehrin önce hangi ürünü markalaştırma yapacağı konusunda karar vermesinin şart olduğunu ifade ediyorlar.

BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILMALI

Şehrin markalaştırılacak ürünü konusunda ciddi bir kurumun ya da valiliğin dışardan ve bağımsız bir anket şirketine Elazığ ile ilgili bir çalışma yaptırması gerektiğini belirten vatandaşlar, bu ankette “Elazığ eşittir ne?” sorusuna cevap aranması gerekti ifade ediyorlar.

Yapılacak bilimsel çalışmanın ardından ise yine şehrin tüm resmi ve özel sektör paydaşlarının da katılımlarıyla bir danışma kurulu oluşturulması, toplantılar sonunda belirlenecek ürünle ilgili hem ürün yelpazesi, hem ambalaj ve tüm dünyaya pazarlanması konularının konuşularak, sanatçılarla birlikte ülkemizin saygın iş adamı, medya temsilcileri, Yavuz Donat dışında ( çünkü artık Donat’ı okuyan da sözüne itibar eden de çok kalmadı günümüzde) saygın ve okunurluğu yüksek olan yazarlar ve her siyasi cenahtan üst seviyede isimlerin davetiyle festival yapılması gerekiyor.

ŞEHİR DIŞINA TAŞINMALI

Markalaştıracağımız ürünlerin sadece ilimizde tanıtımın yanında büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da gezici mobil araçlarla ikram stantları kurulmalı ve bu işlemi yapan firma tadımlık ikramlarla birlikte hem satış yapmalı hem de ürünün doğallığı ve özelliklerini anlatan küçük broşürler, sipariş bilgilerini de içerecek şekilde dağıtmalıdır.

SÜRÜDÜRLEBİLİR OLMALI

Markalaştırmayı düşündüğümüz ürün adına birkaç günlük şenlik ve festival yapmakla birlikte yıl boyu devam edecek bir konseptle hareket edilmeli, sektörün temsilcilerinin desteği ve sponsorların da katkılarıyla mobil aracımız yıl boyu ülkenin dört bir köşesini gezerek sürdürülebilir bir kampanya yürütmelidir.

Bu konu, bürokrat hantallığı sebebiyle memur kafası ile hareket eden resmi bir kuruma verilme yerine Fırat Kalkınma Ajansı gibi piyasanın rekabet ortamını ve ticari atılım ilke ve metotlarına hakim kurumun koçluğuna ve önderliğine bırakılmalıdır.

Gerekirse Valilik adına Fırat Kalkınma Ajansı bir proje de yaparak önemli oranda kaynak talebini de Kalkınma Bakanlığından temin edilebilir.

ŞENLİKTE KALMASIN

Önümüzdeki günlerde yapılacak Orcik festivaline bu açıdan bakıp günü kurtarmak ve gençlerin şenlik ve konser taleplerini yerine getirmenin çok ötesinde bir anlam yüklemenin şehrin kalkınması ve yöresel değerlerinin tanıtılması açısından önemli olduğuna dikkate çeken vatandaşlar, özellikle Vali Kaldırım ve Orcik festivali düzenleme konusunda ciddi çalışmalar ortaya koyan Ak Parti Milletvekili Tolga Ağar’ın bu konularda ortaya koydukları gayretlere ve önderliklerine teşekkür ediyorlar.