FUAR MI ÇADIR TİYATROSU MU?

ÜRETİM VE MARKALAŞMA YOLUNDA BİR ÇIKIŞ ARAYAN ELAZIĞ'IN BU ÖZLEMİNİ FUARLARLA YAKALAMA GAYRETLERİ DE BAŞARISIZ ORGANİZASYONLAR SEBEBİYLE AKAMETE UĞRUYOR.

FUAR MI ÇADIR TİYATROSU MU?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ, bölgesinde bir ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel bir merkez olma yolunda yoğun gayret sarf ediyor. 
Bu konuda zaman zaman ekonomik kurultaylar, kalkınma kurultayı ve değişik konularda çalıştaylar yapan Elâzığ, son üç yıldan beri de bunu fuarlar ile taçlandırmak istiyor.


HER YIL İTİBAR KAYBETTİ


Yapıldığı ilk yılda belki de ilk olmasının avantajı ile ticari cenahlarda ve kamuoyunda kısmi bir ilgi ören fuarlar zaman içerisinde hem fonksiyonunu hem de itibarını yitirdi ve sonunda geçtiğimiz günlerde 3. sü yapılan inşaat fuarında tam anlamıyla fiyaskoya dönüştü.
Günler öncesinden duyuru ve altyapı çalışmaları yapılan fuara, ne firma katılımı ne de ziyaretçi ilgisi oldu. Çadırın yarısı boş ve ürkütücüydü. Diğer kısımları ise hatır gönül ile fuara katılmış firmaların görsellik açısından da geçiştirildiği çok belli olan bir görüntü arz ediyordu.
Ziyaretçilerin be iş âleminin ilgi duymadığı bir organizasyona birileri fuar, birileri panayır, birileri teşhir günleri dese de sonuçta amacına ulaşamayan bir etkinlik olduğunu tüm şehir ittifak etmiş durumda.
Fuarı değerlendirme açıklamasını yapan ETSO başkanı Asilhan Arslan’ın bile “her şeye rağmen başarılıydı” demesinin altında bile organizasyonun başarısızlığının itiraf vardı.


ELAZIĞ İÇİN ŞART


Elâzığ’da bir işi yapmış olmanın mutluluğu ile yaşayan kişi ve kurumların bu duruşlarını yeniden sorgulaması ve yeni bir zihniyet devrimi yaşaması gibi bir inovasyona ihtiyaç var.
Bir işi yapmış olmak için yapmak; hem zaman, hem kaynak hem de şehrin umutlarını tüketmek ve yok etmek açısından telafisi imkânsız sonuçlar doğuracak şeklide zararlıdır.


GÖÇ, GİDE GİDE YIKILDI


Göçün gide gide düzeleceği sözü Elazığ’da “göç gide gide yıkıldı” ya dönüşmüşse eğer, burada ciddi bir amatörlük, iş bilmezlik ve bu sonuçları doğuramaya götüren ciddi bir ufuksuzluk var demektir.

Rekabetin ve serbest piyasa koşullarının amatörlüğe ve sıradanlığa tahammülü yoktur. Ürettiklerinizle, kalitenizle ve tercih edilme sebeplerinizle rakiplerinizden bir derece önde olamıyorsanız, bu açığı fuarlarla kapatma gibi bir cingözlüğü ekonomik hayatın gerçeklerinin kabul etmeyeceğini de bilmeniz gerektiğini düşünmeniz gerekir.  
Hele bunu bir fuar adıyla yapılan bir çadır tiyatrosuna havale ediyorsanız bu da sizin profesyonelliğinize, kamuoyunun sizde var olduğuna inandığı yetenek ve ufkunuza yakışmaz.


ŞEHRİN TİCARETİNE DEĞİL ŞAHSIN TİCARETİNE ÇALIŞILDI


Aylarca piyasayı gezip uçuk fiyatlarla stant kiralamaya çakışıyorsunuz, buna rağmen her birine farklı teklif ve tarife vererek az sayıda standı biraz da hatırlı şahsiyetleri devreye sokarak kiralıyorsunuz, yeterli katılımın olmayacağını anladığınızda da ulusal bir sanatçı olan Yeşim Salkım’ın konser vereceğini billboardlarla duyuruyorsunuz, ardından da elde edilen tatlı karın ve paranın “boşa” gitme ihtimali gibi basit hesaplar içine girerek sözüm ona uyanıklık yapıp konsere verecek sanatçının babasının yoğun bakımda olması dolayısıyla konserin iptal edildiğini modern tellal olan mobil ses yayın cihazlarıyla halka duyuracaksınız. Be bununla saf yerine koyduğunuz Elazığlılara bunu yutturduğunuz düşüneceksiniz.
O saf sandığınız ve paralarını toplayıp çadır tiyatrosu yapıp fuarcılık oynadığınızı zannettiğiniz vatandaşımız konsere gelecek sanatçıyı arar ve erteleme gerçeğinin aslını sorgulayacağını düşünmezseniz sonunda size güvenen temiz insanların bu duygusunu da ucuz paraya harcarsanız şehirde gezecek yüzünüz kalmaz işte.
Siz bu senaryolar ile şehrimiz insanını yalan dolanla uyutma planları yaparken bir de bakarsınız ki konserini babasının yoğum bakımda olduğu gerekçesi ile iptal ettiğiniz Yeşim Salkım, sosyal medya hesabından; ne hastası kardeşim babam çok şükür sağlıklı mesajıyla mort olursunuz.


TİCARİ GÜVEN YOK EDİLDİ


Bu olay da gösterdi ki ilgili firmanın ve firma yetkililerinin ticarette en önemli unsur olan güven olayını yerle bir etmişlerdir. Bu şahıslara kefil olan insanlar da ne yazık ki önemli bir yara almışlardır.
Yapılması gereken neyse o yapılmalıdır. Güvenin zedelendiği, şehir insanının aptal, paydaşlarının avel yerine koyan bir zihniyetin bir daha gelmemek üzere derhal bu şehri terk etmesi zaruri hale gelmiştir. 
Sonucu ne olursa olsun, günü kurtarmayı düşünen firmaların ve şahısların şehrin emin ve güvenilir kurumları üzerinden uyanıklık yapmasına asla müsaade edilmemelidir. Yoksa fatura onlara değil aracı olan ve tavassutta bulunanlara çıkacaktır.


ÜRÜNLER DE SAHTE OLABİLİR


Yarınlarda açılacak ve gıda ürünlerinde sıkça rastlanılan birçok sahte ve katkılı ürünlerin şehrimiz insanına satılma ihtimali yüksek olan tarım fuarının da akıbeti şimdiden belli olmuştur. 
Sanatçı adına bile hatta babasının sağlığı ve yoğun bakımda olduğu üzerine ticaret ve para hayal eden bir zihniyetin şehre getirmekte aracı olduğu firmaların ne salçasına, ne peynirine, ne sucuğuna, ne zeytinyağına ne de tereyağına güvenilir. 

BİZİM GIDA FUARIMIZ KAPALI ÇARŞIMIZ


Bizim kapalı çarşımız, doğal, kendi insanımızın el emeği ile yapılan ürünlerle dolu iken, bu sektörün simsarları haline gelmiş insanlarına getireceği ne olduğu be içeriğinde nelerin bulunduğu belli olmayan ürünlerin satılmasına hem yetkilikler hem de hemşerilerimiz göz yummaz diye düşünüyoruz.
Şehir olarak kalkınmaya için önce kendi halkımızın ürettiği ve kendi esnafımızın sattığı ürünleri almakla başlamalıyız. Bunun için de hem yetkililerimizin hem de halkımızın daha duyarlı olmasını bekliyoruz.