ELAZIĞ'IN SORUNLARINI MECLİSE TAŞIYAMADILAR

Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ Milletvekili Adayı Gürsel Erol 24 Haziran'da yapılacak olan seçimler öncesi gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Erol, 'Siyasi başarı listelere girmek değil, halkın gönlüne girmektir' diyerek AK Parti'nin Elazığlı vatandaşı oy deposu olarak gördüğünü söyledi.Ayrıca Erol, geleneğini bozmadan milletvekili maaşını yine öğrencilere burs olarak dağıtacağını da kaydetti.Elazığ'ın sadece Ankara'daki sesi olmayacağını aynı zamanda Elazığ'ın sorunlarını da çözen bir vekil olmak istediğini belirten Erolseçildiği takdirde Elazığ'da bir çok şeyin değişeceğini ifade etti.

ELAZIĞ'IN SORUNLARINI MECLİSE TAŞIYAMADILAR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ Milletvekili Adayı Gürsel Erol  24 Haziran’da yapılacak olan seçimler öncesi gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Erol, “Siyasi başarı;  listelere girmek değil, halkın gönlüne girmektir” diyerek AK Parti’nin Elazığlı vatandaşı oy deposu olarak gördüğünü söyledi.Ayrıca Erol, geleneğini bozmadan milletvekili maaşını yine öğrencilere burs olarak dağıtacağını da kaydetti.Elazığ’ın sadece Ankara’daki sesi olmayacağını aynı zamanda Elazığ’ın sorunlarını da çözen bir vekil olmak istediğini belirten Erol;seçildiği takdirde Elazığ’da bir çok şeyin değişeceğini ifade etti.

 

Öncelikle Gürsel Erol kimdir? Siyasetin ötesinde nasıl bir kimliğiniz var yani kendinizi daha net tanıtır mısınız?

 

Yetim büyüyen Köy Enstitüsü mezunu emekli bir öğretmenin 6 çocuğundan dördüncüsüyüm. Hayata umutla bakan ve sorunlarla sonuna kadar, yılmadan mücadele eden bir kişiliğe sahibim. Yaşamım boyunca başarısızlığı asla kabullenmedim. Başlayarak yarım bıraktığım hiçbir projenin içinde yer almadım. Tüm kararlarımı sonuç endeksli aldım. İşadamı, siyasetçi kimliğimden önce ben bir babayım. Her babanın ve annenin çocuklarının geleceği ile ilgili taşıdığı kaygıları, umutları yaşayan biriyim.  İki oğlum, bir kızım var. Onlar için taşıdığım kaygı ve umutları Elazığ’ın pırıl pırıl gençleri için de taşıyorum.

 

Peki yeniden siyasi kimliğinize dönecek olursak siyasi geçmişiniz hakkında da bilgi paylaşımında bulunur musunuz?

 

Evet, insanın kendisini anlatması ve ifade etmesi zordur. Türkiye Cumhuriyeti siyaset tarihinde bir siyasi partinin en genç yaşta il başkanlığı görevindebulundum. 25 yaşında SHP Elazığ İl Başkanlığını yaptım. O dönem aldığım bu onurlu görev bugün de siyaset tarihinin en genç il başkanı olarak tüm siyasi partiler içinde anılmamı sağlamakta. Bu onuru bana Elazığ’ın yaşattığının bilinmesini isterim.Siyasi hayatıma 1987 yılında SHP Gençlik Kollarında başladım. Erdal İnönü gibi sıra dışı bir Genel Başkan’ın döneminde bu zorlu görevi üstlendim. Sayın İnönü’nün pratik zekâsı, çözüm odaklı siyaset ve dürüst duruşundan çok şey öğrendim. 1989-1990 yılları arasında kurucu Ankara Gençlik Kolları Başkanlığı, 1990-1991 yılları arasında kurucu Gençlik Kolları Genel Başkanlığı, 1992-1995 yılları arasında SHP ve CHP İl Başkanlığı yaptım.1995 yılında Elazığ CHP 1.sıra milletvekili adayı oldum. Gençlik yıllarımdan bu yana siyasetten ve halktan hiç kopmadım.

 

Seçildiğiniz Tunceli iken,neden 24 Haziran seçimlerinde Elazığ’dan milletvekili adayı oldunuz?

 

Bu topraklar bizim çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği her karışına ayak bastığımız, ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz topraklardır. Elazığ benim için özgürlüğün, barışın, hoşgörünün, sevginin ve insana saygının kentidir. Benim gibi hayatla mücadele ederek başarıyı yakalamış insanların tümü kendisini bu topraklara, insanlara, ülkesine ve devletine karşı sorumlu hisseder.

 

26.dönem partinizi ve Tunceli ilini TBMM’de temsil ettiniz. Peki 27. dönem de milletvekili seçilirseniz, nasıl bir vekil Profili göreceğiz?

 

Her insanın hayatında bir direniş hikâyesi vardır. Çaresizlik ve umutsuzluk insanlarımızın kaderi olmamalıdır. Ben insanlara umut olmaya, çaresiz gençlerimize gelecek olmaya geldim. Kimsesizlerin kimsesi olmaya geldim.  Ben Elazığ’a hizmet etmeye geldim. Ben Elazığ’dan almaya değil, Elazığ’a vermeye geldim.

 

Yeniden TBMM’de halkı temsil etme hakkına ulaşmak adına nasıl bir kampanya yürütüyorsunuz?

 

İl örgütümüz, ilçe örgütlerimiz, kadın ve gençlik kollarımız ve tüm aday arkadaşlarımızla birlikte, eski parti yöneticilerimiz, köklü partililerimizle aktif ve baskın bir kampanya yürütüyoruz. Diğer partilerin söylem ve milletvekili adaylarıyla ilgili değerlendirmeler yapmadan Elazığ’ın sorunlarını çözmeye odaklanmış bir anlayışla hareket ediyoruz. Siyasette farklılığımızı ortaya koyarak ve diğer partilerin adayları ile aramızda hizmete, vefaya ve sorumluluğa dayalı bir rekabet ile yarış ortamı yaratmaya çalışıyoruz.

 

Hedeflerinizden, bahsettiniz. Peki size göre bir milletvekilinde olması gereken özellikler nelerdir?

Ben devlet ve Cumhuriyet geleneğinden gelen bir siyasetçiyim. Bir milletvekili mutlak devlet geleneklerini, bürokratik işleyişi bilmeli. Gerilim karşıtlık üzerinden kavga ile değil, sorun ve sıkıntıları sorgulayan çözüm odaklı bir siyaset anlayışına sahip olmalı.

 

Elazığ siyasetine dönecek olursak, bir siyasetçi olarak Elazığ siyasetinde gördüğünüz en büyük eksiklik nedir?

 

Bakın, Adalet ve Kalkınma Partisi kuruluş yılı olan 2001 yılından günümüze kadar 17 yıllık süreçte Elazığ’da siyasi bir başarı göstermiştir. Bu süre içinde yapılan milletvekili ve belediye seçimlerinde hep başarılı çıkmıştır. Seçimlerde gösterilen adaylara baktığımızda seçilen milletvekili istatistikleri bize Elazığ’da AK Parti’nin yaklaşık 20 milletvekili değiştirdiğini göstermektedir. Elazığlı ne zaman bir tepki göstermiş ise mevcut milletvekilleri değiştirilmiş ve halkımıza yapay umut verecek yeni milletvekili adayları Elazığ’a getirilmiştir. Bunu eleştirmek benim hakkım değil elbette, her parti kendi adaylarını belirleme hakkına sahiptir. Fakat siyasi süreçle ilgili seçmeni, halkı bilgilendirme gibi bir sorumluluğum var.

 

Elazığ sizce 16 Yıllık Ak Parti döneminde neden Bakanlık alamadı?Bu konuyla ilgili olarak neler diyeceksiniz?

16 yıllık AK Parti iktidarı döneminde Elazığ seçmeni milletvekili listelerinde kim olursa olsun oy vermiş, destek olmuştur. Benim sorguladığım AK Parti’ye bu kadar yoğun destek veren Elazığ’dan bugüne kadar neden bir milletvekili bakan yapılmamıştır. Bakın Elazığ’ın komşu illerinden Erzincan, Diyarbakır, Bingöl, Malatya’dan seçilmiş milletvekillerinden dönem dönem bakanlık görev ve sorumluluğu verilmiş olanlar vardır. Peki neden bugüne kadar Elazığ’a bir bakanlık verilmemiştir?  Bu tespitimi Elazığlı hemşerilerimin de dikkatine sunuyorum. Benim çıkardığım sonuç; AK Parti Elazığlı hemşerilerimi bir oy deposu olarak görmekte, her hal ve şart altında daima kendisine oy vereceğini düşünmekte ve onun için 16 yıllık iktidar döneminde Elazığ’a bir dönem bile bakanlık vermemiştir. Ancak 24 Haziran seçimlerinde Elazığlı hemşerilerimin AKP’nin bu tutumuna sandıkta bir cevap vereceğini de biliyorum.

 

Ne siyasetten ne de halktan vazgeçmeyeceğinizi aktardınız. Peki bugüne kadar Elazığ’da milletvekilliği yapan AK Parti Milletvekillerinin halk ile ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Her siyasetçinin kendine göre siyaset yapma tarzı, üslubu ve siyasi dili vardır. Buna da saygı duymak gerekir. Şimdi ben size sorayım AKP’nin 16 yıllık iktidarı döneminde seçilen 20 milletvekilinden kaçının ismini hatırlıyorsunuz? Kim Elazığ’da iz bıraktı ve hatırlanır işler yaptı! Tabi haksızlık yapmak istemem. Bu arkadaşlarımız son derece kişilikli, dürüst olabilirler. Ben kişiliklerini, dürüstlüklerini değil yaptıklarını sorguluyorum. Ama şöyle durup bir düşündüğümüzde geçmiş dönemlerde iletişimin ve ulaşımın imkânsızlıklarını, güçlüğünü,  sosyal medya yokluğunu da hesaba kattığımızda dahi bugün herkes Ali Rıza Septioğlu’nu, Ahmet Küçükel’i, Salim Hazardağlı’yı, Ahmet Cemil Tunç’u,Mustafa Gül’ü, Orhan Saraç’ı, Orhan Senemoğlu’nu, Mehmet Aytuğ’u, Hayrettin Hanağası’nı, Tahir Şaşmaz’ı, Tuncay Şekercioğlu’nu, Faik Öztürk’ü, Atilla Atilla’yı belediye başkanlarından Şükrü Kaçar’ı, Rasim Küçükel’i, Adnan Orakçıoğlu’nu, Mustafa Temizel’i, Behçet Susmaz’ı, Hamza Yanılmaz’ı hatırlar. Çünkü bende bu isimlerin hepsini saygı ile hatırlıyorum. Elbette bu isimler çoğaltılabilir ve bunların her biri ayrı partilerden seçilmiş kişilerdi. Ancak hepsinin ortak noktası siyasette iz bırakmış olmalarıdır. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaşayanlara sağlık dilerim. Demek ki siyasetçinin uğraşı milletvekili listelerine girmek değil, halkın seçmenin gönlüne girmek olmalıdır. Siyasi başarı budur ve ben buna talibim.

 

Biraz da ideallerinize ve hedeflerinize değinmek istesek; Elazığ siyasetinde neleri değiştirmeyi hedefliyorsunuz?

 

Önce siyasi tekelleşmeyi kıracağım. Sonra ortak aklı geliştirerek sorunların çözümüne katkı vereceğim.Bakınız bir milletvekilinin seçilme kaygısı yalnızca partisinin aday listesine girmek olursa, sonuç bugün Elazığ’da yaşanan olur. Çözümsüzlük ve umutsuzluk. Milletvekili adayı partisinin listesine girdiğinde onun için, kampanya süreci ve seçildikten sonra seçmenine karşı sorumluluğu bitiyor. Bunu değiştirmek zorundayız. Bir ilde tüm milletvekillerinin aynı partiden olması büyük bir kazançtır. Bu durum aynı zamanda seçmenin sorunlarını sahiplenen, ilinin sorunlarını çözmeye yönelik sorumluluk duymayı gerektirir. Oysa onun yerine seçilen milletvekilleri bir sonraki dönem için yeniden milletvekili listelerinde yer almak uğruna tüm ilişkilerini ve sorumluluklarını genel merkezle kuruyor ve kendi halkından, seçmeninden kopuyor.Bunun en somut örneği Meclis çalışmalarında karşımıza çıktı.  16 yıllık AKP iktidarı döneminde bir tek AKP milletvekili söz alarak Genel Kurulda Elazığ sorunlarını gündeme bile getirmemiştir.Oysaki bir kentin sorunlarının çözümü önce sağlıklı tespit, sonrasında gündeme getirilerek çözüm yollarını aramaktır. Bizim seçilmemiz sorunların gündeme getirilmesini ve çözülmesini sağlayacaktır. Bu aynı zamanda diğer partilerin milletvekillerinin de seçmene karşı vefasını, sorumluluğunu hatırlatacaktır.

 

Sandıklar açıldığında bu kez Elazığ’dan Milletvekili seçilirseniz ilk işiniz ne olacak?

 

Öncelikle Elazığ’ın sorunlarına ve çözümlerine odaklanarak, kendi iradem ve aldığım yetkiyle yapacağım. Tunceli milletvekilliğim süresince yaptığım gibi milletvekili maaşımın tamamını öğrencilere burs olarak vermeye devam edeceğim. Geçtiğimiz dönem Meclisteki 550 milletvekili arasında bunu uygulayan tek milletvekili idim, şimdi 600 milletvekili arasında başka milletvekili arkadaşlarımızda çıkar diye umuyorum.Bu anlayışımı devam ettirerek maaşımın tamamını Elazığlı öğrencilere burs olarak vereceğim.Çünkü milletvekilliğinin bir hizmet görevi olduğu düşüncesindeyim. Bu görevi kutsal ve halka hizmet olarak görüyorum. Ayrıca muhtemel bir iktidar değişikliğinde iktidar partisini temsil eden bir milletvekili olarak Elazığ’ın sorunlarının çözümüyle ilgili yeni kurulacak hükümette Elazığlı bir bakanın olmasını sağlayacağım.