Elazığ, Çantada Keklik Mi?

24 ocak 2020 tarihinde 6,8 şiddetindeki sarsıntıyla Elazığ'da 39 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan Elazığ depremi sonrası bazı siyasiler ve stk başkanlarının dile getirdiği şehrin afet bölgesi ilan edilmesine yönelik talepleri karşılamadığı gibi, bu düşünceleri dile getirenleri itibarsızlaştırmak gibi bir yöntem uygulandı. Elazığ depreminden daha az zayiat olan Giresun, Rize ve Düzce'yi afet kapsamına alınması tartışmanın yeniden alevlenmesini getirdi.

Elazığ, Çantada Keklik Mi?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan depremle il genelinde 39 kişi vefat edip onlarca bina deprem anında yıkılırken, binlerde hasarlı bina geriye bırakmıştı.
Depremin yıktığı Elazığ’ın hızlı bir şekilde yeniden inşa edilmesi ve her alanda bıraktığı olumsuzlukları gidermek amacıyla başta muhalefet siyasi parti temsilcileri olmak üzere birçok STK Başkanı, ilimizin Afet Bölgesi kapsamına alınmasına yönelik çağrılarda bulundular.
Halkımızın da büyük bir destek verdiği bu açıklamalar, yetkililer tarafından dikkate alınıp değerlendirilmek yerine bu düşünceleri dile getirenleri dışlamak, ötekileştirmek ve itibarsızlaştırmak gibi bir yöntemi benimsediler.

BAKANLAR DA TEPKİ GÖSTERDİ 

Deprem sonrası ilimize sık sık gelerek koordinasyon toplantıları yapana Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, afet bölgesi düşüncesini dile getiren STK başkanlarını dinlemek şöyle dursun, yerel siyasi aktörlerin Bakanı bilgilendirmesi sonucu azarladığı da çok konuşulmuştu.

CEHALETLE SUÇLANMIŞTI

Elazığ’ın afet kapsamına alınması konusunda açıklamalarda bulunan siyasileri ve STK Başkanlarını yasaları bilmemekten kaynaklı cehaletle suçlayan Ak Partili Milletvekillerinin bu davranışı açıklamaları da yansımış ve bu talepte bulunanların devleti tanımamakla itham etmişlerdi.

PEŞPEŞE AFET BÖLGELERİ

Elazığ’da yaşanan deprem sonrası halkın talebi yanında şehrin kısa süre içerisinde ihya ve inşa edilmesi amacına yönelik bu talepler milletvekilleri tarafından ciddiye alınmadığı gibi bunu talep edenler hainlikle suçlanmıştı.
Elazığ, 20 Ocak depremi sonrası afet kapsamı uygulamasını siyasilerin ilgisizliği ile kaçırırken, daha sonra Giresun, Rize’de yaşanan sel ve Düzce’de meydana gelen depremin ardından bu bölgelerin afet kapsamına alınması şehirde üçüncü şok etkisi oluşturdu.

EROL: “BİZ SÖYLEDİK, BİZ İŞİTTİK”

Giresun ve Rize’nin ardından Düzce’nin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla afet bölgesi ilan edilmesinin ardından açıklamalarda bulunan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, gelinen noktada şehrin sahipsizliğinin bir kez daha tescillendiğini ifade etti.

Erol konu ile ilgili şunları söyledi:
Bugün Elazığ kamuoyunu tekrar bir konuyla ilgili bilgilendirmek istedim. 2020 yılında acı bir deprem yaşadık. Deprem sonucunda can kayıplarımız oldu. Elazığ’da hak sahiplikleriyle ilgili mal kayıpları oldu. Yaşanan sorunla ilgili, sorunların çözümüyle ilgili birçok beklentiler var. Vatandaşlarımızın, hak sahiplerimizin mağduriyetleri var. Dönem dönem ben bu konuyu mecliste gündeme getirdim. Bu konuyla ilgili soru önergeleri, kanun teklifleri verdim. Ulusal ve yerel televizyonlarda kamuoyunu bilgilendirdim”

 EROL:  “BİZİ CEHALETLE SUÇLADILAR” 

İlgili Bakanlıkların sorunun çözümüyle ilgili katkılarını beklediklerini ifade eden Erol, “Ama biz bu depremin Elazığ’da yaşandığı ilk günden beri hem Sayın Genel Başkanımız hem de ilin Milletvekili olarak ben Elazığ’ın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini, bunun geçmişte örneğinin olduğunu, Erzincan’da Bakanlar kurulu kararıyla Erzincan depremi sonrası ilin afet bölgesi ilan edildiğini ve sorunların çözümü için geçici kanun maddelerinin çıkarıldığını, yaşanan sorunların bu kanun maddeleri doğrultusunda çözüldüğünü söylemiştim. Bizim bu söylemlerimiz karşısında Elazığ’da ilin Ak Parti Milletvekilleri ve bazı bakanlar kanunda “afet bölgesi” ibaresinin olmadığını, afet bölgesi ilan edilemeyeceği konusunda açıklamalar yaptılar. Hatta bizim kanun bilmezlikle suçlandığımız dönemler oldu” şeklinde konuştu. 

EROL: “SİYASİLERİN TALEBİ İLE İLAN EDİLEBİLİYORMUŞ” 

Geçtiğimiz dönemde Rize’de bir sel felaketi yaşandığını dile getiren Erol, “Rize’de yaşanan sel felaketinden sonra Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması oldu. Dedi ki “Bakanların ve ilin milletvekillerinin talebi doğrultusunda Rize’yi afet bölgesi ilan ettik.” Yine geçtiğimiz günlerde Düzce’de bir deprem yaşandı. Düzce’deki yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Can kaybının olmaması da artı bir sevindirici gelişmedir. Ama sonuç itibariyle bugün Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklama yaptı ve Düzce afet bölgesi ilan edildi. Demek ki siyasilerin talepleri ile afet bölgesi ilan edilebiliyormuş.” dedi.
 
EROL: “SAHİPSİZLİK TESCİLLENDİ”
 
Kendilerinin herhangi bir yörenin afet bölgesi ilan edilmesine karşı olmadıklarını dile getiren Erol, “Bizim sorumuz şu; Rize’ye gelince afet bölgesi ilan edilirken, Düzce’ye gelirken afet bölgesi ilan edilirken Elazığ neden afet bölgesi ilan edilmedi? Elazığ halen sahipsiz bir kent olarak deprem sonrası yaşanan sorunlarla ilgili kendi kaderine terk edilmiş durumda.”

ELAZIĞ ÇANTADA KEKLİK Mİ?
 
Elazığlı hemşerilerine de seslenen Erol, “Sevgili hemşehrilerim buradan size sesleniyorum, bu iktidarın Elazığ’a yaklaşımı budur. Yani Elazığ’ı çantada keklik gördü, biz hizmet götürsek de götürmesek de nasıl olsa bize oy veriyorlar diye her konuda mağdur etti. Bakanlık dağıtımıyla ilgili, bugüne kadar kabinede Elazığlı bir bakanın olmamasıyla ilgili hizmetlerin getirilmesiyle ilgili, eksik giden işlerin yapılması, ovaların sulanması aklınıza gelebilecek her konuda Elazığ bir mağduriyet bölgesi oldu” ifadelerine yer verdi.