Efsane Kaptan ile Söyleşi

Elazığspor'un efsane kaptanlarından Eren Kurnaz ile keyifli bir söyleşi yaptık. Biz sorduk, Kurnaz cevapladı.

Efsane Kaptan ile Söyleşi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

F. Ertogan: Elazığspor’un efsane kaptanlarından Eren Kurnazı tanıyarak başlayalım. Eren Kurnaz kimdir?

E. Kurnaz: 1981 de Elazığ’ın Maden ilçesinde doğdum. 4 erkek çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuyum. ilk, orta ve lise eğitimimi Madende tamamladım. Fırat üniversitesi, Beden eğitimi bölümü yüksek okul mezunuyum.14 yaşımda Elazığspor altyapısında futbola başladım. 2 yıl gibi kısa bir zaman diliminde Elazığspor profesyonel takımına yükseldim. Yaklaşık 12 yıl profesyonel futbol oynadım. Bunun sekiz buçuk senesi Elazığspor’da geçti. 210 yılında aktif futbol hayatıma son verdim. Şuan ticaretle uğraşıyorum. Hobi olarak, köşe yazıları yazıyorum. Aynı zamanda spor yorumculuğunu da yapıyorum.

F. Ertogan: Futbol hayatınıza nasıl başladığınızı ve neden futbolu seçtiğinizi bizimle paylaşır mısınız?

E. Kurnaz: Tabi futbol öyle bir meslek ki, tamamıyla aşk ile yapılan bir şeydir. Çocukluk yıllarımda ilk okul döneminden beri vazgeçilmez hobim kuşkusuz futbol oynamaktı. Bulduğumuz her boş arazide futbol oynardık. Madenin coğrafi konumunu herkes bilir. Düzlük alan pek yoktur. Bulduğumuz okul bahçeleri, resmi kurum bahçelerindeki düzlüklerde futbol oynardık. (hafif gülümseyerek) hatta eskiden evler damlı olurdu, o damlarda bile futbol oynardık. Yani fırsat bulduğumuz her yerde sabahtan akşama kadar futbol oynardık. Başarılı bir öğrenci olmama rağmen bendeki futbol aşkı hiçbir zaman ikinci plana düşmedi. Bu futbol sevdam birilerinin dikkatini çekti. O zamanki öğretmenler olsun, esnaflar olsun, büyük abilerimiz olsun tavsiyelerde bulundular. Mutlaka bu yeteneğini değerlendirmelisin dediler. Bu tavsiyelerden sonra Elazığspor’un alt yapısına gidip denemek gerektiğini mutlak seçenek olarak gördüm. Tam seçmelere gittiğim zamanlarda liseler arası turnuvalar vardı. Bu turnuvalarda altyapı hocalarının dikkatlerini çekmeyi başardım. Turnuvalardaki performansım beğenildi ve altyapıya seçildim.

F. Ertogan: Uzun yıllar formasını giydiğiniz Elazığspor’un dışında başka hangi futbol kulüplerinde forma giydiniz?

E. Kurnaz: Elazığspordan ilk olarak İzmir Karşıyakaspor kulübüne transfer oldum. Bir sezon Karşıyaka da oynadım. Karşıyaka dan sonra Şanlıurfaspor’a transfer oldum. Urfaspor’da da bir yıl oynadıktan sonra tekrardan Elazığspor’a geri döndüm. Elazığspor’daki son maceram iki yıl sürdü. Elazığspor’dan sonra Diyarbakır belediye spora transfer oldum ve iki yıl burada futbol oynadım. Oradan da futbolu bıraktığım takım İstanbul Sarıyer spora transfer oldum. Elazığspor dışında oynadığım takımlarda Diyarbakır büyük belediye sporda iki, diğerlerinde birer yıl oynadım.

F. Ertogan: Peki hocam jübile yaptınız mı?

E. Kurnaz: Jübile işi eskidendi. Yaklaşık 15 yıl önceye kadar futbolu bırakanlar jübile yaparlardı. Şuan milli olan oyuncular bile artık jübile yapmıyorlar diyebiliriz. O artık eskide kaldı. Dolayısıyla ben de yapmadım. Açıkçası ne ben düşündüm, ne de herhangi bir teklif gelmedi.

F. Ertogan: Milli takımda hiç forma şansı buldunuz mu?

E. Kurnaz: Milli takımda resmi millim yok ama iki defa 1981 doğumluları milli takımına davet edildim ve ümit milli takımın kampına davet edildim. 20-21 yaşlarında Elazığspor’un Süperlige çıktığı sene ümit milli takım kampına davet edildim fakat sonrası gelmedi maalesef.

F. Ertogan: (gülümseyerek) Unutamadığınız maç ve ya maçlar hangileridir?

E. Kurnaz: Açıkçası maçların çoğunu unutamıyorum. Elazığ spor tarihindeki çıktığı ilk süper lig sezonu olan Ankara’daki Şekerspor maçını unutamıyorum. O maçta 3-1 galip gelerek matematiksel olarak süper lige çıkmayı garantilemiştik. Süper ligdeyken Diyarbakır spora karşı oynadığımız ve benim gol attığım o ligin son haftasındaki maçı da unutamam. Bir de süper ligden küme düştüğümüz İstanbul spor maçını unutamıyorum. Çok üzülmüştüm. Süper lige çıkmanın vermiş olduğu o sevinç iki sene sonrasında üzüntüye dönüşmüştü. Gerçekten saha içerisinde duygularımı çok belli etmeyen bir insanım fakat o maçın bitiş düdüğü ile ağladığımı hatırlıyorum. Tabii bu ağlama ilk ve son oldu futbol hayatım boyunca. Dolayısı ile o maçı da unutulmazlar arasına alabiliriz.

F. Ertogan: Peki unutamadığınız gol?

E. Kurnaz: (tebessüm ederek) tabiide Diyarbakırspor’a attığım gol.

F. Ertogan: Formasını giydiğiniz takımlar arasından en çok beğendiğiniz taraftarlar hangi takımın taraftarlarıdır?

E. Kurnaz: Oynadığım takımlar arasında Elazığspor ile Karşıyaka’yı ilk ikinci sıraya alırım. Benim oynadığım dönemde Karşıyakaspor’un küme düşme riski veya şampiyonluk şansı olmadığı için çok fazla seyirci gelmiyordu. Elazığspor taraftarı ise gerek tribündeki talepleri, gerek se duruşları ile en çok beni heyecanlandıran ve en çok beğendiğim takım taraftarlarıydı diyebilirim.

F. Ertogan: Birlikte çalışma fırsatı bulduğunuz antrenörlerden en çok beğendiğiniz antrenörler hangileridir?

E. Kurnaz: Aslında teknik direktörlerimizin hepsinin bende özel yerleri vardır. Çünkü hepsiyle çok değişik gelişmeler yaşadım. Kimisiyle profesörlüğe bir basamak atladım, kimisiyle futbolumu daha da geliştirerek ileriye götürdüm. Kimisiyle çok samimi ikili diyaloglar kurdum. Dolayısıyla birbirinden ayırmayı doğru bulmuyorum ama işte bir Hayri Obüs hocam amatörden profesyonelliğe çıkış dönemimdeki bana profesyonel havayı ve giydiğim formamın ağırlığını htiren, bu anlamda ciddi katkıları olan bir hocaydı. Erol Tok, futbol yaşamımdaki fizik kalitemi yukarılara çeken, beni her zaman için, sezon boyunca saha da diri tutan biriydi. Onun döneminde hem çok sayıda maç oynadım, hem de iyi para kazandım. Giray Bulak, benim futbol hayatımın dönüm noktalarındandır. Futbolun teknik bakış açısında ufkumu açan hocalardan biridir. Futbolu daha çok beyni ile oynayan, daha çok beyin ve ayağını birlikte kullanabilen bir yapıyı kazandırdı bende. Bu anlamda çok ciddi katkıları oldu. Güvenç Kurtar, kendime olan özgüvenimi yukarılara çıkma adına yaptığı görüşme, tutum ve davranışlarıyla ciddi katkılar sağladı. Beni özellikle alt yapıdan Elazığspor’a çıkaran Şeref Tutaş hocamın ayrı bir yeri vardır bende. Şeref hocanın beni Elazığspor’a layık görmesi ve benim yeteneklerimi fark etmesi ile bende ciddi emekleri vardır. Beni alt yapıya alan Ahmet Gül hocamızı emeklerinden dolayı hiç unutamam. Çok sayıda hocamı sayabilirim. Şuan isimleri aklıma gelmeyen hocalarımdan özür diliyorum ama inanınki teknik direktör çok önemli bu konularda, o yüzden her anlamda büyük katkıları dokunmuştur bana.

F. Ertogan: Dilerseniz biraz da Elazığspor’dan bahsedelim. Elazığspor’un bugünkü içinde bulunduğu durumdan bahsedecek olursanız, neler söyleyeceksiniz?

E. Kurnaz: Elazığspor son iki yıldır çok büyük sorunlar yaşamaktadır. Kamuoyunun da bildiği gibi geçen sene çok zor bir dönemde yönetim değişikliği oldu. Biz açıkçası Elazığspor’un bittiğini düşünüyorduk. Bu aşamada Elazığ belediyesi kulübe sahip çıktı. Şuan Elazığspor’u çok başarılı buluyorum. Elazığspor’un çok iyi bir yönetimi var. Tabi bu iyi yönetim sportif başarılar anlamında biraz zorlandı ama bu çok normal karşılanmalıdır. İşte transfer yasakları, alınan cezalardan dolayı silinen puanlar, teknik direktör değişiklikleri gibi etkenler ciddi bir şekilde sportif başarıyı etkiledi. Sonuç olarak iyi bir kadromuz vardı zaten. Devre arasında iyi birkaç takviye ile daha da güçlendi bu kadromuz. Her ne kadar ligdeki sıralamasında hakketmediği yerde olsa da, Elazığspor’un kaliteli bir kadrosunun ve iyi bir yönetimin olduğundan söz edebiliriz. Gelecek adına umutla bakıyorum. Uzun zamandır endişeliydik. Açıkçası bir önceki yönetime birazda mecburiyetten katlananlardan biriydim. Çünkü alternatif yoktu. Şimdi daha doğru işeler yapan, daha şeffaf, daha çok Elazığspor’un menfaatlerini düşünen bir yönetim olduğu inancındayım. Bu anlamda Elazığspor’un bu sene ligde tutunacağını ve seneye bu takım bu oyuncularla, bu yönetimle ve özellikle taraftarıyla yine şampiyonluğun en büyük adaylarından olacaktır.

F. Ertogan: Hocam biliyorsunuz Elazığspor ve Malatya spor taraftarları arasında uzun yıllardır süregelen bir rekabet vardır. Bu rekabetle ilgili neler söyleyeceksiniz?

E. Kurnaz: Benim futbolculuk dönemlerimde de bu rekabet vardı. Hala da var. İki komşu şehrin birbirlerine ezeli rekabet içerisinde olmaları çok doğaldır. Bu aslında mutluluk vericidir. Fakat bu rekabeti spora yakışmayan hareketlerde bulunan, davranışlarıyla sporu zedeleyen bir grup var maalesef. Bu hem Malatyaspor hem de Elazığspor taraftarları arasında var. Benim futbolculuk dönemlerimde de yöneticilerin olsun, taraftarların olsun o maça bakış açıları çok farklıydı ve bu bakış açıları açıkçası futbolcuları biraz geriyordu. Gerilen oyuncuda sahada ister istemez spor ahlakının da dışına çıkıyordu. Bunlar halende yaşanıyor. Bu şeyler doğru şeyler değil. Sonuçta Elazığ ve Malatya iç içe geçmiş iki komşu şehirdir. Ben şahsen şuan ticaretimin %70’ini Malatya’da yapıyorum. Malatyalı firmalar Elazığ’da yapıyor. Yani bu çerçeveden baktığımız zaman bizim dostluğumuzun, düşmanlığımızdan çok çok daha güzel şeyler kattığını net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla, evet rekabet yapalım, rakip olalım ama bu spor ahlakına uygun olsun. Sizin aracılığınızla ben her iki kesim etkenlerine, gerek yöneticilerine, gerek taraftarlarına ,gerek basınına buradan mesaj vermek istiyorum. Spor ahlakı seviyesini aşmadan, o çerçevede rekabet yapmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Her iki şehre de bu yakışır zaten. Özellikle batıda parmakla gösterilen bu güzide iki şehrin daha etik durmaları gerektiğini düşünüyorum. Her şey spor değil, her şey maç değil. Senede iki defa maç oynayıp, bir sene boyunca iki şehri birbirine kırdırmak doğru değil. Evet, rakip olalım (gülümseyerek) sahamızda Malatya’ya 5 atalım, dışarıda Malatya’ya 5 atalım hiç problem değil. Fakat spor ahlakı dışına çıkmayalım.

F. Ertogan: Son olarak Elazığspor taraftarlarına ne gibi bir çağrıda bulunacaksınız?

E. Kurnaz: Elazığspor taraftarı bu kulübe ne kadar çok sahip çıktığını defalarca göstermiştir. Her zaman söylüyorum, bizim taraftarlarımız sürekli gelişme kat etmektedir. Bundan bir 15 yıl önce futbola, futbolcuya bakış açıları tabiri caiz ise tribünlerden edilen küfürlerin artık hiç birini göremiyoruz. Ben artık ful tribünden takip eden biri olarak diyorum ki, bizim taraftarlarımız neydi, ne oldu? Ama bundan vazgeçmeyen birçok şehir takım taraftarları var. Bizim taraftarlarımız bu anlamda ciddi bir eğitimden geçmişler. Bu net ortada ve bunun biraz aile yapısından da kaynaklandığını düşünüyorum. Yine ara ara olmuyor mu? Oluyor ama şuan efendilikleri ile takımlarını destekleme anlamında rahatlıkla Türkiye de ilk 10 takım taraftarları arasına girebilecek seviyededir. Birçok şehrin taraftarları takımlarının yok olmasına neden oldular. Ama bizim taraftarlarımız Elazığspor’un yok olmasına izin vermediler. Çok zor dönemlerde kulübü terk etmeyen, kulübü yalnız bırakmayan az ama öz taraftarımız var. Ben de sizlerin aracılığıyla taraftarlarımıza teşekkür ediyorum.

Haber: Ferit Ertogan        Fotoğraf: Fatih Gültekin