Depremin Oluşturduğu Olumsuz Duyguların Fobiye Dönüşmemesi İçin Önlem Alınmalı

Uzman Klinik Psikolog & Aile Danışmanı Seren Karabulut gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Depremin Oluşturduğu Olumsuz Duyguların Fobiye Dönüşmemesi İçin Önlem Alınmalı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Selen Karabulut "Deprem her toplum için korkutucu bir afettir. Yaşadığımız üzücü bir afet olan depremin yaşattıklarından çok tekrar yaşanacağı korkusu ve nihayetinde yaşatabileceği ihtimallerin oluşturduğu duygular problemlerin oluşmasına neden oluyor. Ruhsal olarak yaşanılan afetten dolayı oluşan duygular bireylerde; Akut Stres Bozukluğu’na ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na neden olabilir. Toplum olarak sağlık sorunumuz olduğu zamanlarda tedavi olmayı tercih ediyoruz ama ne yazıkki psikolojik bir problem yaşadığımızda bunu göz ardı etmeyi ve kendiliğinden düzelmesini beklemeyi tercih ediyoruz. Deprem fobisi toplumumuzda birçok birey tarafından göz ardı ediliyor. Ancak yaşadığımız büyük deprem ve bunun neticesinde sürekli yaşanan artçıların da etkisiyle her deprem konusu geçtiğinde, herhangi bir yerde deprem olduğu duyulduğunda korkuların da etkisiyle fobi ortaya çıkıyor. Bireyin zihninde oluşan, ailesi , akrabaları, diğer yakın çevresi, hatta daha büyük kitleyi kapsayan felaket senaryolarını kurgulaması duygularının tetiklenmesine ve büyümesine sebep oluyor. Bu kaygı temelli oluşan durum ölüm ve kaybetme korkusuyla da adlandırılabilir . Korku , her bireyin belirli durumlarda yaşayabileceği normal duygu durumudur. Bireyin oluşabilecek fobiden ya da getirebileceği olumsuzluklardan korunabilmesi için , yaşanmış olan bu afetin öncelikle kabul edilmesi, afetin yaşattığı duyguların zihnimizce bastırılmaması önem arz etmektedir. Çünkü bastırdığımız duygular ruhsal veya fiziksel tepkilerle sağlığımızı ciddi ölçüde etkileyen problemlerin oluşması için tetikleyici unsurlardır. Öncelikle yaşadığımız korkuyu kabul edebilirsek korkmamayı öğrenmiş oluruz. Yaşadıklarımızı çevremizdeki bireylerle paylaşmalıyız. Çünkü yaşadığımız olumsuz duyguları paylaşmak yaşadığımız duyguyu konuşabilme cesaretini göstermek yükümüzün hafifletmesine ve ruhsal olarak rahatlamamıza yardımcı olacaktır. Deprem yaşayabileceğimiz doğal bir afettir, depremin bir daha yaşanmayacağı gibi düşüncelere kendimizi ikna etmeye çalışmak ve yaşanabilecek ihtimalleri inkar etmek yaşadığımız korkuyu bastırmamıza neden olur. Bu şekilde kabullenmeyi reddederek yaşadığımız olumsuzlukları ya da korkuları yenemeyiz aksine tetiklenmesine yardımcı oluruz. Kabullenmek duygularımızı rahatlatıp, bastırdığımız duygulardan kurtulmamıza yardımcı olacaktır. Deprem için önlemler almak her zaman önemlidir ancak her anımıza depremi hatırlatacak somut veya soyut düşünceleri çağrıştıracak durumlardan da uzak durmalıyız. Mesela depremin geliştirebileceği fobi durumunu tetikleyici bazı alışkanlıklar olabilir; Yalnız bir yere gitmemek, karanlıkta kalmamak , çocuklar ile birlikte uyumaya başlamak, kapıyı açık bırakmak gibi bir çok davranış geliştirebiliriz. Başta rahatlık hissiyatı getiren bu alışkanlıklar bizim güvenlik alanlarımızı genişletiyor gibi görünse de aslında özgürlüğümüzü kısıtlayan ve yaşadığımız korkunun , olumsuzlukların genişlemesine neden olan durumlardır ve kaçınmamız gereken alışkanlıklardır. Günlük rutinimize ve düzenimize yeniden dönmeliyiz, başta zorlanacak gibi olsakta olumsuzluklardan kurtulmanın en etkili yoludur. Aksi durumda yaşadığımız anlık rahatlama duygusu sonrasında vazgeçilmez alışkanlıkların ya da problemlerin temel sebebidir. Kabullenmek, duygularımızı paylaşabilmek, inkardan kaçınmak ve alışkanlıklarımıza geri dönebilmek psikolojik sağlamlık için önemli unsurlardır. Bunlara ek olarak kendimizi rahatlatmak için meditasyon teknikleri uygulamak, mindfulness uygulayarak an’ da kalabilmeyi sağlamak, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak yararlı olacaktır. Alınan önerilere rağmen yaşadığımız problemlerden kurtulamadığımız durumlar da bir Uzman desteği almak sağlıklı olacaktır." İfadeleri ile deprem psikolojisinden kurtulmanın yollarını anlattı.