ÇOBANBİZİM HAKKIMIZ VARSA ŞEHRİMİZE HELALDİR

MHP Elazığ Belediye Başkan Adayı Prof.Dr Bilal Çoban seçimler sonrası yazılı bir açıklama yaparak yerel seçim sürecini değerlendirerek kendisine ve partisine destek olan Elazığlılardan helallik istedi.

ÇOBANBİZİM HAKKIMIZ VARSA ŞEHRİMİZE HELALDİR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yapılan yazılı açıklamada MHP Elazığ Belediye Başkan Adayı Prof.Dr Bilal Çoban şu ifadeleri kullandı;

 

Sevgili hemşerilerim,

Çok değerli Basın Mensupları;

 

Üzerine titrediğimiz konu Elazığ’dı, kaygılarımız Elazığ içindi.

Uyarılarımız bu nedenleydi ve çırpınışlarımız da, kavgamız da hemşerilerimiz içindi.

“Kaldırım Belediyeciliği bitecek, Üretken Belediyecilik gelecek, şehirde aş olacak, kimse işsiz olmayacak, evsiz aile kalmayacak” derken, anlatmak istediğimiz daha güzel bir şehir sevdasıydı.

2010 yılında, bir sitenin sosyal merkezinde ve bir avuç arkadaşımıza anlatarak başladı Belediye Başkanlığı yolu, Birlikte Elazığ Yürüyüşümüz.

Elazığ’a sevdalı arkadaşlarım ile sonsuza kadar yüreklerde yanacak memleket aşkını o gün ateşledik.

Yüreğinde Elazığ sevgisinden başka hiçbir kaygısı olmayan tertemiz vicdanların başlattıkları bu yolculuk, şükürler olsun ki 9 şerefli yıla ulaştı.

Bu yol uzun, ince ve meşakkatliydi. Bu yol yokuşlarla dolu, kara bulutlarla gölgeliydi.

Niyetimiz salihti, sözümüz samimi, gözümüz pek ve alnımız açıktı.

Gün geldi, çay parası bile bulamadığımız günler oldu.

Bazen, bıçak gibi ayaz gecelerde, sıcak bir sobanın başında anlattık Elazığ’a olan sevdamızı.

Çay Ocaklarında, dumanlı kahvehanelerde, mahalle aralarında heyecanlı çalışmalar yaptık bazende.

Mütevazı sofralarda, karınları değil, sohbetlerle gönülleri doyurmaya çalıştık.

Tükenmeyen bir heyecanla, Elazığ için çarpan yüreğimizle, şehrimizin yükseliş yollarını aradık.

Kimi zaman görülmedik, kimi zaman gösterilmedik, kimi zaman da görmezden gelindik.

Haklıydık, sesimiz duyulsun diledik, hakkımızın teslimini bekledik.

Hakkımızı alacağımız günleri ve hak ettiğine inandığımız Şanlı Zaferi besmeleyle düşledik.

Geride kalan 9 yıl kolay geçmedi, kolay şeyler yaşanmadı.

Haksızlıklarla boğuştuk ama hiç yılmadık.

İftiralarla boğaz boğaza geldik ama hiç yıkılmadık.

Kara kampanyalarla kıran kırana çatıştık ama hiç yorulmadık.

Geldiğimiz noktada; vicdanımız müsterihtir.

Olağanüstü çabalar içinde, heyecanla, inançla ve sabırla geçen 9 yıl.

Şehrini karşılıksız sevmişlerin, incinmiş ama yüreğine gömmüşlerin, günü gelmiş, Elazığ için gözyaşı dökmüşlerin yürüdüğü çile dolu 9 yıl.

Şehrimiz uyansın, doğrulsun diye; mağdur olduğumuzda da susmadığımız, şehir için kavgamızda da bir an için geri adım atmadığımız 9 yıl.

Tükenmeyen tuzaklara, bitmeyen oyunlara, sonu gelmez tahriklere aldırmadan, gerektiğinde gözyaşını içine akıtmışların verdiği mücadele dolu 9 yıl.

Alnımızın akıyla, gözümüzün nuruyla, burkulan yüreğimizle, okunan dualarla, vicdanımızın sesiyle, hiç kimseye diyet borcu olmadan geçen 9 yıl.

Neye inanırsak onu söylediğimiz, ne görürsek onu anlattığımız, göründüğümüz gibi olduğumuz, olduğumuz gibi göründüğümüz 9 yıl.

Elazığ’ın iyiliğine olmadığına inandığımız her olay karşısında, tek başımıza da kalsak, sonuna kadar direndiğimiz 9 yıl.

Tutkusu eksilmeyen, duruşu eskimeyecek bir heyecanla ve ümitsizliği silen, yılgınlığı sindiren bir inançla geçti 9 yıl.

Bu onurlu mücadelemize, Hak da, Halk da şahittir ve verdiğimiz 9 yıllık emeğe, Elazığ’ımız fazlasıyla layıktır.

Bizi bilenler bilir, tanıyanlar tanır ki; kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz, dilemeyiz.

Ama şehrimiz mevzubahis olduğunda, ihtiraslarımızın, ülkülerimizin, çabalarımızın ve mücadelemizin sınırı yoktur.

Her ortamda, Elazığ diye haykırarak yürüdük ve popülist siyasetin kirliliğinden hep uzak durmaya çalıştık.

Sorunlardan ve sıkıntılardan ürkmedik; zorluklardan yılmadık, tuzaklardan ve karanlıklardan korkmadık.

Elazığ sevgisi elbette ki bizim tekelimizde değildir. Herkes Elazığ sevdalısı olabilir, olmalıdır ve hepsine saygı duyarız.

Bugün gelinen seviye ve siyasal ortam, öyle sanıldığı gibi kolay gerçekleşmedi.

Hemşerilerimize ısrarla, inatla, sabırla anlatmaya çalıştığımız projelerimiz ve iktidar hedefimiz de öyle normal bir zamana denk gelmedi.

Şehrimizde yaşanan olumsuz gelişmeler, özellikle siyasal baskı ve dayatmaların tesirinin hissedildiği ve hemşerilerimizin siyaset algısını nispeten baskılandığı bir dönemde, Elazığ’ı yönetmeye talip olduk.

Biz, ağzımıza geleni fütursuzca söyleyerek siyaset yapmadık, bunun vebalinden sakındık ve Sayın Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı ile çizdiği çerçeveden bir an olsun ayrılmadık.

Ancak bizim Cumhur ittifakına gösterdiğimiz hassasiyeti gösteremeyenler, seçmen algısındaki değişimde belirleyici unsurlardan biri oldu.

Özenle seçilmiş sözlerimizden, titizlikle ayıklanmış düşüncelerimizden, ucunun nereye dayanacağının hesaplandığı eylem ve söylemlerimizden pişman değiliz.

 Şükürler olsun ki; millet ve devlet bekasına, toplumsal kardeşliğe ve partimizin onuruna en küçük bir zarar getirmedik.

Bugün gelinen noktada, çağın siyasal değişimini kavrayamamış ve yakalayamamış olmanın ağır bedelini, şehrimiz kadar ödeyen başka bir şehir olmamıştır.

Elazığ’ımız, kendi rotasını kendi çizen, kendi stratejilerini kendi uygulayan bir şehir olmaktan, maalesef çok uzaklaşmıştır.

Bu dağınıklığın en belirgin nedeni, Elazığ siyasetinin ve yönetiminin tam bir zihniyet kargaşası yaşıyor olması ve Statükonun merkez yapıldığı bir yörüngeye oturtulmuş bulunmasıdır.

Bizim mücadelemiz ve duruşumuz, “statükoya dur demek içindi” ama başaramadık.

Bizim, çekim ve cazibe merkezi olarak görmeyi hedeflediğimiz "Doğunun Başkenti Elazığ" anlayışımızın temelinde, statüko ile mücadele vardı.

Tarih, kendi menfaatlerini merkez yapanlarla, bu şanlı mücadelemize şahitlik etmiştir.

Her anımızda, kendisini milletin üstünde görenlerin karşısında olduk, her zaman hemşerilerimizin yanında yer aldık.

Elazığ’da, düşünen insanlar, yazan insanlar, aydınlar, özellikle siyaset yapma sorumluluğuna sahip olanlar, yaşananları çok iyi analiz edip, doğru değerlendirmek durumundadır.

Bizden sonra da; bu mücadelemizi doğru anlayan, doğru anlatan ve ona her zaman sahip çıkan Elazığ Sevdalıları hep var olacaktır inşallah.

Ve onlar her geçen gün daha da büyüyüp güçlenecek ve ne engellerden yılacaklar, ne de mücadele etmekten korkacaklar.

9 yıl boyunca tarih, gönlümüzün de, yüreğimizin de, sevgimizin de ulaştığı yüceliğin en büyük ve en canlı şahididir.

Umudum odur ki; gidişata göre renk değiştirerek girecekleri şekil belli olmayan siyaset palyaçoları, gün gelecek yok olacak, Elazığ sevdalıları yine var olmaya devam edecektir.

Bugüne kadar yapmış olduğumuz, tüm çalışmalarımız, stratejilerimiz, hazırlıklarımız, projelerimiz, şehrimize ve hemşerilerimize helaldir ve Elazığ sevdalılarına ışık olacaktır.

 Projelerimizin temelinde, hemşerilerimizin yıllardır açlığını çektiği, hasretle beklediği ve fazlasıyla hak ettiği; işsizlik ve yoksulluğu kader olmaktan çıkartacak, başı dik, alnı açık, yüzü ak, karnı tok insanların yaşayacağı Elazığ vardır.

Geçtiğimiz 9 yılın şerefli mücadelesi, gelecek yılların müjdesi olacağını biliyor ve gelecekte daha gelişmiş, daha zengin ve daha huzurlu Elazığ hayali kuran, bizden sonraki arkadaşlarımıza başarılar diliyorum.

Birlikte Elazığ yürüyüşümüze emek ve gönül vermiş gardaşlarımıza ve bacılarımıza, ülküdaşlarımıza ve aziz hemşerilerimize, yürekten ve içtenlikle teşekkür ediyorum.

Elazığ’ımızı temiz ve samimi duygularla seven herkese, bize yol arkadaşlığı yapan bütün Elazığ sevdalılarına, haklarınızı helal edin diyorum.

9 yılın doğruları, gelecek nesillere rehber olması, en büyük dileğimdir.

Bıkmadan, yorulmadan mücadele edeceğinize, Elazığ hayalimizi gelecek nesillere anlatacağınıza, şehirde yaşayan bütün insanları, Elazığ sevdasıyla kaynaştıracağınıza yürekten inanıyorum.

Şehrimizin geleceğine bir tuğla da sizin koyacağınıza, bu itibarla her eve ulaşarak, herkesle kucaklaşarak, hemşerilerimizin gönlünü kazanacağınıza olan inancım tamdır.

Oğlum Alpgiray’ın şahsında, şehrimizin gençleri bilmelidir ki; siz susmuşsanız, Elazığ’ın geleceği kararmış demektir.

Eşim Yasemin’in şahsında, Elazığ’ın kadınları bilmelidir ki; siz susmuşsanız Elazığ’ın umudu sönmüş demektir.

Susmayacaksınız, durmayacaksınız, düşmeyeceksiniz, yorulmayacaksınız.

İnadına ve ısrarla büyüyeceksiniz ve şehrimizin kurtuluş ve yükseliş ruhu olacaksınız.

Biz 9 yıldır gönülleri, vicdanları, umutları kardeşlikle birleştirdik.

Biz 9 yıldır ülküleri, hevesleri, heyecanları, şehrimizin sokaklarında buluşturduk.

Alevi Sünni ayrımı yapmadan, köklere, kökenlere bölmeden, bu şehirde yaşayan herkesi Cenab-ı Allah'ın bir kutlu emaneti, Elazığ’ın öz evladı kabul ettik.

Seçimi kaybettiğimize üzülen, moral vermek için koşarak yanımıza gelen ve yürekleri bizimle beraber sızlayan bütün kardeşlerime, gönüldaşlarıma ve hemşerilerime saygılarımı arz ediyorum.

İnanıyorum ki; gelecek yıllarda da, aynı şevk, aynı heyecan, aynı coşkuyla ve aynı ruhla Elazığ’ın geleceğine sahip çıkacak genç arkadaşlarım, bayrağı kaldığı yerden alacak, azmimizin ve emeğimizin boşa gitmesine müsaade etmeden, ŞANLI ZAFERE taşıyacaktır.

Bu vesile ile; Belediye Başkanlığı yolu, Birlikte Elazığ yürüyüşümüzün onurlu mücadele tarihinin herhangi bir safhasında aramızda yer alan ve kutlu davamızda bize destek verip, Elazığ sevdamızı başının üstünde taşıyan her kardeşime, MHP il Başkanlığımıza, Ülkü Ocakları Başkanlığımıza, Kamu-Sen ve yan teşkilatlarımıza içtenlikle teşekkür ediyor, bütün hemşerilerimden haklarını helal etmelerini rica ediyorum.

Bizim hakkımız varsa, şehrimize helaldir.

Seçilen belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi, il genel meclis üyelerimizi, muhtarlarımızı kutluyor, başarılar diliyorum.

Allah var, gam yok''dedi.