Bakanlar Ve İl Protokolü Elazığ Tso'da Deprem Sonrası Yol Haritasını İstişare Ettiler

Elazığ TSO'da bir araya gleen, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Sn. Dr. Fahrettin Koca, Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Milletvekilleri Zülfü Tolga Ağar, Zülfü Demirbağ, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ TSO Meclis Başkanı Ahmet Yaşar, Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, STK temsilcileri, Elazığ TSO Meclis, Yönetim Kurulu ve Meslek Komitesi Üyeleri deprem sonrası Elazığ TSO öncülüğünde hazırlanan yol haritasını değerlendirdiler. Bakanlar, Elazığ için atılacak her adımda yer alacaklarını ifade ettiler.

Bakanlar Ve İl Protokolü Elazığ Tso'da  Deprem Sonrası Yol Haritasını İstişare Ettiler
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ARSLAN: ÖNCELİĞİMİZ İLİMİZİN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİDİR…

İçişleri Bakanı Soylu ve Elazığ Valisi Kaldırım’ın saat 24.00’da Malatya dönüşü Elazığ TSO Meclis Toplantı Salonunda çok geniş bir katılımla başlayan ve yaklaşık 3 saat süren toplantının açılış konuşmasını yapan Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan, ilin yaşamış olduğu ağır felaketin ardından devletin seferber olması nedeniyle Elazığ halkı adına teşekkür etti.

Başkan Arslan konuşmasında, “İlimizin yaşadığı deprem felaketinin hemen ardından ilimize gelen Sayın Bakanımız Soylu ve diğer bakanlarımız bu saat itibarı ile Elazığ ve bölgemizden ayrılmadan tüm süreçleri koordine etmiş ve bizleri bir an olsun yalnız bırakmamışlardır. Ben öncelikle şükranlarımı arz ediyorum. Bugün öğle saatinden önce ilimizdeki STK’lar ve konusunda uzmanlarımızın hazırlamış olduğu ve ilimizin deprem sonrası beklenti ve yol haritasını oluşturan dosyamızı ilgili makamlara ulaştırmış ve bir kopyasını ilimizde bulunan Sayın Bakanlarımıza, Sayın Valimize, Sayın Milletvekillerimize ve Sayın Belediye Başkanımıza takdim etmiş bulunmaktayız.

Dolayısı ile bu dosyayı bir kez daha dillendirip zaman kaybına neden olmak istemiyorum. Ancak altını çizmek istediğim en önemli husus şudur. İlimiz ağır bir felaket yaşmış ve şu an evinden olmuş veya bir yerlere sığınmış olan 100 binin üzerinde insanımız bulunmaktadır.

10 binin üzerinde hasarlı binamız bulunmakta bunların altında ticaret yapan işletmelerin neredeyse tamamı ise ya kapalı yada sermayesi olan malzemesi zarar görmüş durumdadır. Dolayısı ile bu süreç içerisinde devletimizin küçük esnaftan üreticiye, hayvancılıktan tarımla iştigal eden vatandaşlarımıza kadar bir dizi moral ve motivasyon yükseltici destekleri gerekmektedir. Hayatın normalleşmesi ve ticaretin yeniden başlaması için bu geçiş döneminin devlet destekleriyle atlatılması önem arz etmektedir. Tüm halkımızın bu doğrultudaki talep ve beklentisi ise ilimizin acilen Afet Bölgesi ilan edilmesidir. 7269 Sayılı Afet Bölgesi ilan edilmesi yasasında çerçevesi açıkça belirlenen şartlar ilimizde maalesef fazlasıyla oluşmuş durumdadır. Sayın Bakanlarımızın zaten depremin ilk gününden itibaren buradalar.

Kendilerine durumun vahametini ifade etme gereği duymuyorum. Gecenin bu geç saatine kadar sahadan çözüm üretmeye gayret eden ve bizlerle her zaman istişare içinde olan Sayın Bakanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyor, bizlere zaman ayırdıkları için teşekkür ediyorum” dedi.

 

YAŞAR: HAKKIMIZDAN FAZLASINI DEĞİL İKİ EKSİĞİNİ TALEP EDİYORUZ…

Elazığ TSO Meclis Başkanı Ahmet Yaşar da konuşmasında, Elazığ’ın tarih süresince hep vakur duruşu ile Ülke gündeminde saygın bir yere sahip olduğunu belirterek, “Sayın Bakanların ve çok değerli il protokolümüzü bugün iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları ev sahipliğinde Odamızda ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum.

MEDYA KURULUŞLARI Tarih : 30/01/2020 Sayı : 660- Konu : İstişare Toplantısı Hk.

 

 

Deprem sonrası hazırlamış olduğumuz beklenti ve hayatın normalleşmesine katkı sağlayacak taleplerimizin depremin tüm etkilerine yakından şahit olan Sayın Bakanlarımızın desteği ile karşılık bulacağına inanıyorum. Biz Elazığ iş dünyası temsilcileri ve Elazığ halkı olarak hakkımızdan fazlasını değil devletimizden iki eksiğini talep ediyoruz. İçinden geçilmekte olan zor ekonomik şartlarda devlete yük olmak en son talebimiz olur. Ancak, Sayın Yönetim Kurulu Başkanımızın da ifade ettiği gibi, bu geçiş sürecinde hayatın normalleşmesi için ilimizin mutlak suretle Afet Bölgesi ilan edilmesi ve tüm toplumun hissedeceği destek mekanizmasının işletilmesi gerekmektedir. Ben bu hususta Sayın İçişleri Bakanımız başta olmak üzere Sağlık Bakanımız ve Çevre Şehircilik Bakanımızın depremin etkilerine şahitlik etmiş olmaları nedeniyle ilimizin bu taleplerine destek olacaklarına yürekten inanmaktayım” ifadelerinde bulundu.

 

SOYLU: DEPREMİN ETKİLERİ GÖRÜNENDEN ÇOK DAHA BÜYÜK BOYUTLARDA…

Gecenin ilerleyen saatlerinde Elazığlı sinema sanatçısı Necati Şaşmazı’ın da dahil olduğu toplantıda son değerlendirmeyi yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Elazığ’da depremin çok ucuz atlatıldığını ama depremin yarattığı tahribatın çok ciddi boyutlarda olduğunu ifade etti. Bakan Soylu değerlendirmesinde, “Tarihi Harput’un devamı olan Elazığ çok ciddi bir deprem felaketi yaşadı. Bu büyüklükte bir depremde yapana can kaybına şükür ediyoruz. Elbette hayatını kaybeden her bir birey bizi yürekten yaraladı ve enkazdan çıkarılan her yaralı vatandaşımız bizleri sevinç gözyaşlarına boğdu ama bu deprem çok daha büyük kayıplara yol açabilirdi. Elazığ’ı tek kelime ile Yüce Allah korudu. Buna yaptığımız inceleme ve gözlemlerimizde de yakından şahitlik ediyoruz. Özellikle 2000 bin yılından önce yapılmış olan ve deprem yönetmeliğinin olmadığı ve yapımla ilgili tüm süreçlerin kontrolsüz olduğu dönemde inşa edilmiş yapı stoklarının büyük bölümü bugün ağır hasarlıdır. İlin Mustafapaşa, Abdulahpaşa, Sürsürü, Aksaray gibi eski yerleşim yerlerinin büyük bölümü maalesef bu yapı stokundan oluşmaktadır. Şehrin bütününde de bu yapılar mevcut. Öngörümüz 10 binin üzerinde binanın Allah korusun 5 şiddetindeki artı bir depremde ayakta kalamayacağı yönünde. Bu nedenle başta çadırlar, konteynırlar, kamu kurumları ve vatandaşların sığınabilecekleri yakınları bugün itibarı ile bu tehlikeyi almıştır. Ancak elbette bu çözüm değil sadece acil bir önlemdir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız kırsalda ve merkezde çok acil eylem planı çerçevesinde güvenli alanlar oluşturarak ve aynı zamanda Kentsel Dönüşüm ile yıkılan yapıların daha güvenli şekilde yapılması için çalışmalara başlanılmıştır. Ülkemizin her bir köşesinden vatandaşlar ve tüm kurumlarımız ile STK’lar seferber olmuştur. Aksaklıklar ve sorunlar elbette yaşanabilir. Ama hem Elazığ hem de Malatya için hiçbir yaşam malzemesi ihtiyacımız yoktur. Depolarımız doludur ve AFAD başta olmak üzere gönüllü kuruluşlarımız bu yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada büyük bir gayret içindedir. Bu süreçte elbette su istimaller olabilir. Özellikle Suriyelilerle ilgili bir tepki oluştu. Onlar da depremden mağdur olmuş insanlar içlerinde yanlış yapanlar olabilir ama bu bütünü kapsayacak bir sorun değildir. Elazığ insanı gerçekten vakur bir duruş sergiledi. Bu güne kadar bir asayiş olayı ya da fırsatçılığa şahit olmadık. Yaşamlarının bir yerinde bir Elazığlı ile tanışmış ve hep güzel anılarla tüm halkımızın gönlünde farklı bir yeri olan Elazığ bu depremde de yine farkındalığını ortaya koyarak bir kez daha takdir toplamıştır.

Saygın Başkanların ve STK’larımızın talep ve beklentilerini dinledik. Bunlar elbette makul ve haklı taleplerdir. Devlet olarak biz Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile elimizden geleni yapıyoruz ve yaraların sarılması için de yapmaya devam edeceğiz. Bunlar kolay işler ve olması gerekenler. Depremler insanın varoluşundan günümüze kadar olan doğal felaketlerdir. Bundan sonra da olacaktır. Önemli olan bugünün yöneticileri ve kanaat önderleri olarak gelecek nesillerin hayatlarından çalmayacak girişleri ve adımları atmaktır. Elazığ bunu başarabilecek potansiyele sahip bir şehir. Geleceğimizi daha geniş bir perspektiften oluşturmak için yaşana bu depremi bir fırsat olarak görelim. Yarın itibarı ile şehrin tüm dinamiklerini bu bakış açısı ile yeniden değerlendirelim. Ben bu düşüncelerle bu geç saatlere kadar görüş ve düşüncelerini bizlerle paylaşan ve desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen tüm işdünyası temsilcilerimize ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın değerli temsilcilerine teşekkürlerimi sunuyor, Elazığ’ın yol haritasını hep birlikte oluşturacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.