ANADOLU MEDYASI MİLLİ İRADENİN YANINDA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile bir araya geldiği toplantıda, ülkesine, milletine, şehrine sorumluluk duymayan kimsenin medya faaliyetleri içerisinde bulunmasının mümkün olmadığını söyledi.Gazetemizi temsilen İmtiyaz sahibimiz Serkan Gürtürk'ün katıldığı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan Anadolu medyasının her dönem darbelere karşı olduğunu,bu kapsamda 15 Temmuz hain darbe girişiminde Milli iradeden yana tutum sergileyen yerel medyaya teşekkür etti.

ANADOLU MEDYASI MİLLİ İRADENİN YANINDA
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile bir araya geldiği toplantıda, ülkesine, milletine, şehrine sorumluluk duymayan kimsenin medya faaliyetleri içerisinde bulunmasının mümkün olmadığını söyledi.Gazetemizi temsilen  İmtiyaz sahibimiz Serkan Gürtürk’ün katıldığı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan Anadolu medyasının her dönem darbelere karşı olduğunu,bu kapsamda 15 Temmuz hain darbe girişiminde Milli iradeden yana tutum sergileyen yerel medyaya teşekkür etti.

 

Kendi oluşturdukları gazetecilik faaliyeti adı altında dış istihbarat servislerine ajanlık yapan,milleti koyun sürüsüne benzeterek demokrasiyi ve Milli iradeyi hiçe sayan kişilerin Gazetecilik adı altında terör örgütleri ile ortaklaşa çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;Anadolu’da zor ve sıkıntılı şekilde yayın hayatlarını sürdüren Gazetecilerle Türkiye’nin birlik ve beraberliğine kast eden bu kişileri aynı kategoride değerlendirmediklerinin altını çizdi.

 

’’MANŞETLER İLE ÇARPIŞARAK BUGÜNLERE GELDİK’’

Erdoğan, geçmişte farklı politikalar izleyen yayın kuruluşlarının da bulunduğunu ama medyadaki hakim yapının bu kesimlerin kontrolünde olduğuna dikkati çekerek, "(Tüzüklerle çarpışarak büyüdük) diyen şairden ilham alarak ben de diyorum ki biz de manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Geçmişte kimin iktidara geleceğini, kimin iktidardan düşeceğini manşetleriyle belirlemeye alışmış olanların düzenlerini bozarak yolumuzda yürüdük." dedi.

“ANADOLU BASININA GÜVENİYORUM”

 

Uydu kiralarından müzik telifi ücretlerine kadar, Anadolu basınının imkânlarını zorlayan hususlarda bu durumun göz önünde bulundurulması ve kamu ilanlarının dağıtımında Anadolu basınını koruyacak yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulusal ve uluslararası medyaya personel yetiştiren ve bu niteliği ile bir okul olarak görev yapan yerel basının varlığını sürdürmesinin, kendini geliştirmesinin, yeni kadroların yetişmesinin ancak bu şekilde sağlanabileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın olduğu her yerde farklı düşüncelerin, hataların, çatışmaların olabileceğine, önemli olanın ise niyetlerin halis olması gerektiğine dikkat çekti ve “İnsafı, vicdanı, ahlakı elden bırakmayan her yorum, her görüş, her değerlendirme bizim için kıymetlidir. Buna karşılık yalanı, iftirayı, çamur atmayı marifet sanan kimseye de saygı göstermemiz mümkün değildir. Anadolu basınının, içinden çıktığı milletin değerlerine uygun şekilde, daima hakikatin ve hakkın yanında yer aldığına, yer alacağına inanıyorum” diye konuştu.

 

"BİZDE YARGI BAĞIMSIZDIR"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel'e ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:"Adam geliyor, tam bir ajan terörist. Neymiş, basın mensubuymuş ve bir ay Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğunda misafir ediliyor  rezidansında. Şansölye, 'Bizim burada çifte vatandaş olan bir gazetecimiz var. Bunu bırakmanızı özellikle istiyoruz.' diyor. Dedim ki 'Ben size 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını verdim ve bu teröristlerin iadesini istedim. Verdiniz mi?' 'Yargı bakıyor...' Bizde de bırakın yargı baksın. Gelsin yargıya teslim olsunlar. Çünkü bizde yargı bağımsızdır."

’’BEN HALKIMIN VE HAKK’IN YANINDAYIM’’

Bu sürecin böyle devam edeceğini belirten Erdoğan, "Sen, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına adeta kapını kapatıyorsun, bakanlarına kapını kapatıyorsun, uçuş izni vermiyorsun, oraya gidenleri konuşturmuyorsun. Hollanda'da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren, benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun 'Ben de Hollanda'nın yanındayım.' Peki, sen Hollanda'nın yanında mısın? Güzel, ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım." diye konuştu.

"VESAYET SİSTEMİ OLDU"

 

Bizzat yaşayarak gördüğü sıkıntı ve sorunlardan hareket ederek ülke için cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en doğrusu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Aslında parlamenter demokrasi diye bir şey olmadı bu ülkede. Ne oldu? Parlamenter demokrasi ile vesayet sistemi oldu. Bunu yaptılar." dedi.

"EN BÜYÜK ZARARI AVRUPA GÖRÜR"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu basınının huzurunda Türkiye'ye parmak sallayan Avrupalılara seslenerek, şöyle devam etti:"Türkiye itilecek, kakılacak, onuru ile oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak, vatandaşları yerlerde sürüklenecek bir ülke değildir. Dünyanın her yerinde bu yaşananlar çok yakından takip ediliyor. Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Türkiye olarak, Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, bu değerlere bizim kadar özellikle Avrupalının ihtiyacı vardır."

’’ÇOK BAŞLILIK ORTADAN KALKACAK’’

Muhalefetin "tek adam" eleştirilerine değinen Erdoğan, bunları söyleyenlerin okumadıkları, okuduklarını da anlamadıkları için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve tek adam rejimini birbiriyle karıştırdıklarını söyledi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim getirdiğimiz sistem, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi hükümetin tek kişinin şahsında toplandığı, dolayısıyla yürütmedeki çok başlılığın ortadan kaldırıldığı bir sistemdir, bu yönüyle doğru. Bunların dillerinden düşürmedikleri 'tek adam rejimi' ise bambaşka bir şeydir, o 1923'te kapandı. Artık 'tek adam rejimi' diye bir şey söz konusu değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistemdir. Çünkü cumhurbaşkanı halkın yüzde 50+1 oyuyla seçiliyor ama Türkiye'de yüzde 15'le başbakan gördük mü? Gördük. Artık biz bunları görmek istemiyoruz." diye konuştu.

‘’20 YIL CUMHURBAŞKANLIĞI YAPMAK YOK’’

Erdoğan, "Yani sandıktan da çıksanız öyle 20 yıl, 30 yıl cumhurbaşkanlığı yapmak yok. Tek adam rejimindeyse seçim filan yoktur. Tamamen siyasi ve ekonomik şartlara bağlı olarak ortaya çıkar. Süresi de yoktur. Yönetimi ele geçiren kişi ölene veya birileri gelip devirene kadar orada kalır." dedi.

GÜRTÜRK’TEN TEŞEKKÜR

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen ve Gazetemizi temsilen programa katılan İmtiyaz sahibimiz Serkan Gürtürk;Anadolu Yayıncıları Derneği tarafından organize edilen bu programın faydalı geçtiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı.’’Anadolu Yayıncıları Derneği tarafından organize edilen ve Cumhurbaşkanlığı Külliye Kongre Merkezinde gerçekleştirilen program çok verimli geçti.Program günü bizlere her türlü misafirperverliği sağlayan Cumhurbaşkanlığı’na ve  Anadolu Yayıncıları Derneğine teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız programda terörsel faaliyetlere katılan bunu da gazetecilik kisvesi altında sürdüren kişilerin bu meslekle alakası olamadığını belirtti.Aynı zamanda 15 Temmuz hain darbe girişimi ve sonrası Anadolu Medyasının bu kapsamda Milli iradenin yanında olduğunu söyleyerek bizlere teşekkür etti.Bu programda emeği geçen Anadolu Yayıncıları Derneği’ne teşekkür ediyorum.Bizler Cumhurbaşkanımızla birlikte bir arada olmaktan mutluluk duyduk’’dedi.