Uzman uyardı: 'Zorbalığa uğrayan çocuk kadar zorbalık yapan çocuk da mağdur'

Rehber öğretmen Bigem Varol, ailelerin akran zorbalığına karşı çocuklarını iyi gözlemlemeleri gerektiğini belirterek, zorbalığa uğrayan çocuk kadar zorbalık yapan çocuğun da mağdur olduğunu söyledi.

TAKİP ET

Rehber öğretmen Bigem Varol, ailelerin akran zorbalığına karşı çocuklarını iyi gözlemlemeleri gerektiğini belirterek, zorbalığa uğrayan çocuk kadar zorbalık yapan çocuğun da mağdur olduğunu söyledi.

Elazığ'ın Palu ilçesindeki lise öğrencisinin arkadaşını bıçaklayarak öldürmesini 'akran zorbalığı' olarak tanımlayan rehber öğretmen Bigem Varol, akran zorbalığı vakalarının giderek arttığına dikkat çekti. Uzmanlardan genellikle zorbalığa uğrayan çocukların destek aldığının altını çizen Varol, asıl uzmanlardan yardım alması gereken kişilerin zorbalığı yapan çocukların olduğunu ifade etti.

''Sosyal medya ile birlikte ilişkiler zayıflamaya başladı''

Akran zorbalığı hakkında bilgi veren rehber öğretmen Bigem Varol, ''Akran zorbalığı okullarda sıkça karşılaştığımız bir durum. Özellikle ülkemizde hem de şehrimizde çok fazla ön plana çıkıyor. Bunlar okulda arkadaşına zarar vermeler ya da direk kendine direk zarar verme şeklinde gidiyor. Akran zorbalığını şöyle tanımlıyoruz, bir ya da birkaç öğrencinin diğer öğrenciler üzerinde yaptığı saldırgan davranışlar. Ama buna akran zorbalığı diyebilmemiz için belirli kriterler gerekiyor. Çocuk bunu bilinçli bir şekilde yapıyor veya direkt zarar verme içgüdüsü taşıyor olması gerekiyor. Aynı zamanda tekrarlayıcı ve yenileyici olarak buna devam ettirmesi gerekiyor. Genellikle akran zorbalıklarında bir güç dengesizliği vardır. Genelde arkadaşlık ilişkisi yoktur çocuklar arasında ve bu güç genellikle büyük çocuklar küçük çocuklara ya da sınıf içerisinde daha baskın veya lider olan çocuk daha böyle kıyı da köşe de kalan çocuklara yapıyor. Bu noktada bunun dozunu ayarlayamıyoruz. Çünkü zorbalık dediğimiz şey aslında fiziksel olarak ilerlemiyor. Zorbalığında çeşitleri var ve çocuklarda genellikle fiziksel, psikolojik, sözel, siber zorbalık olarak yapıyorlar. Bu noktada zorbalık dediğimiz şey genel olarak neden ortaya çıktığı konusunda aslında birçok etmen var tek bir etkiye bağlamıyoruz. Burada ailenin, okulun tutumu olabilir. İzlediğimiz, dinlediğimiz ve son dönemdeki sosyal medyadaki oyunlar buna neden olabilir. Çünkü sosyal medya ile birlikte ilişkiler zayıflamaya başladı. Çocuklar artık birbirine karşı herhangi bir duygusal bağ beslemiyor' dedi.

''Ön planda tutulması gereken zorbalığı yapan çocuktur''

Akran zorbalığında genellikle kendilerinden yardım almaya gelen çocukların zorbalığa uğrayan ya da mağdur çocuklar olduğunu aktaran Varol, ''Aslında zorba da olsa mağdur da olsa onlar bizim çocuklarımız ve ikisi de çocuk. Zorbalığa uğrayan çocuğun ya da zorbalığa uğratan çocuğa baktığımızda ön planda tutulması gereken zorbalığı yapan çocuk olmalı. Hiçbir çocuk davranış bozukluğu ile dünyaya gelmiyor. Genel olarak baktığımızda 'Bu çocuk zorbalığı neden yapıyor' ya da 'Bu çocuğa bu zorbalık kendi içinde uygulandı mı', 'Bu zorbalığa siber mazur mu kalıyor' bunu da ön planda tutmak gerekiyor. Bu noktada kesinlikle zorbalığı yapan çocuk ön planda olmalı. Her yaşta bunu görüyoruz. Artık anasınıfı sürecine kadar indi ve lisede çok yoğun bir şekilde zorbalık var. Çocukların anlaşılmaya ve dinlenmeye ihtiyacı var. Lütfen sadece mağdur çocuklarla değil zorba çocuklarla daha çok ilgilenelim. Zaten zorbalığa uğratan çocuk azaldığı sürece mağdur çocuk sayısı da azalacaktır. Bu noktada eğer biz zorba çocuklara, bunu yapan çocuklarla daha çok ilgilenirsek sayıyı daha rahat azaltıp, daha az mağdur olmasına sebep olabiliriz'' diye konuştu.

Bakmadan Geçme