Afet Değil Cinayet

Erzincan İliç'te bulunan maden ocağında meydana gelen toprak kayması felekatinin ardından gözler, geçmişte doğal olmayan heyelan sonucu yerleşim alanında yaşanan kaymaların yaşandığı Maden ilçesine çevrildi. Aynı sorunun Maden'de yaşanmaması için siyasiler ve stk başkanlarından çağrılar var

Afet Değil Cinayet
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erzincan'da toprak kayması sonucu 9 işçinin göçük altında kaldığı altın madeni sahasında arama kurtarma çalışmaları 827 personelle gece gündüz devam ediyor. 
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, işçilerin 5'inin konteynerde 3'ünün aynı araç içinde, 1'inin ise kamyonda olduğunu belirtti.
 Öte yandan soruşturmada firma sorumlusu ve maden saha sorumlusu da dahil 7 kişi gözaltına alındı. Kazanın tüm yönleriyle incelenmesi için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.


CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Erzincan’da yaşanan çevre felaketiyle ilgili geçmişte soru önergesi verdiğini buna rağmen önlem alınmamasında kaynaklı bir felaket yaşandığını söyledi. 
Erol, aynı durumun her ne kadar siyanür olmasa da Elazığ’ın Maden ilçesinde de yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunarak gerekli önlemlerin alınmasını istedi.” 
EROL: “BU BİR AFET DEĞİL”
Yaşanan durumun bir afet olmadığını belirten Milletvekili Erol,  “Ben aynı zamanda bölge milletvekiliyim 2022 yılında Erzincan’da Milletvekili olmadığı için, o dönemde Erzincan örgütümüzün Erzincan ve İliç Bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın talebi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir soru önergesi vermiştim. Bu soru önergesinde de bugün Erzincan İliç’te yaşanan afetle ilgili sorun ve sorularımız oldu. Bakanlığın buna verdiği cevaplar oldu. Öncelikle şunu belirteyim; Erzincan İliç’te yaşanan şey bir afet değil, bir heyelan değil. Heyelan, doğal bir ortamın göçmesinden, doğal yollarla göçmesinden kaynaklanan bir toprak kayması hareketidir. Ama burada doğal bir toprak kayması yaşanmadı. Tam tersine teknik olarak yapılan yanlış uygulamalardan ve alınmayan tedbirlerden kaynaklı bir çevre faciası yaşanmıştır. Yani bunun adı heyelan değil, bir çevre faciasıdır. Çünkü doğal bir toprak kayması değil, işletmenin orada madenle ilgili yaptığı çalışmadan kaynaklı gerçekleşen bir toprak kaymasıdır.” açıklamasında bulundu. 
“BAKANLIĞI UYARMIŞTIK” 
Facianın yaşandığı yerle ilgili geçmişte bakanlığa soru önergeleri verdiğine dikkat çeken  Milletvekili Erol,  “Orada bir çevre faciası yaşanmıştır. Biz 2022 yılında Bakanlığa soru önergesi vermişiz. Bu önergede, bölgede bu risklerin olabileceğinden bahsederek bundan alınması gereken tedbirlerle ilgili sorularımızı yöneltmişiz. Bakanlık da bize aynı yıl cevap yazarak burada herhangi bir riskin olmadığını ve bütün tedbirlerin alındığını ifade etmişti. Ama yazı üzerinde ifade edilen tedbirlerin uygulamada alınmadığını dünkü çevre felaketiyle gördük. Yani yalnızca kağıt üzerinde verilen cevaplar yeterli değil.” şeklinde konuştu. 
ELAZIĞ İÇİN UYARI 
Siyanür riski olmasa da aynı facianın Elazığ’da da yaşanabileceğine dikkat çeken CHP Milletvekili Erol, “Bizim Elazığ’ımızda da aynı risk var. Siyanür riski yok evet ama Elazığ’da da bir çevre felaketi yaşama riskimiz var. Maden Bakır işletmesinin moloz döktüğü alana  defalarca kez gittik, Maden’de basın açıklaması yaptık, toplantılar yaptık. Yine 2022 yılından itibaren Bakanlığa soru önergeleri verdik.  Burayla ilgili tedbirlerin alınması gerektiğini söyledik. Bu madenin Camiikebir Mahallesi’nin riskli bölge olduğunu söyledik. Bu bölgenin Cumhurbaşkanlığı kararıyla riskli bölge ilan edildiğini belirttik. Hatta Elazığ kamuoyunun da bildiği üzere orada, eski Maden girişinde tarihi bir köprümüz vardı. Bu baskıdan kaynaklı toprak kaymış, heyelan oluşmuş ve o köprü tahrip olmuş, zarar görmüş, bundan kaynaklı Maden’in girişi dahi değiştirildi. Benim Bakanlığa verdiğim soru önergesine Bakanlığın bana verdiği cevap şu: ‘Biz bununla ilgili yetkili kurumları uyardık, altı ay içerisinde bu cürufun kaldırılması emrini verdik.’  Ama diğer yetkili kurumlar da daha sonra bize yaptığı yazışmalarda bu cürufun kaldırılmasının teknik olarak mümkün olmayacağından kaynaklı, ‘cürufun yerinde kalması sağlanmıştır’ ifadelerine yer verildi.” ifadelerini kullandı. 
“ELAZIĞ VE MADEN İÇİN BÜYÜK RİSK” 
Elazığ’daki maden ocaklarının yerleşim yerlerini tehdit ettiğini belirten Erol, :”Bu Elazığ ve Maden için son derece riskli. Buranın altında bir yerleşim bölgesi var. Yani o bölge hala riskli alan ama o bölgede hala yaşayan insanlar var. Aynı zamanda bunun yaratacağı risklerden zarar görecek Diyarbakır-Elazığ Çevreyolu var ve demir yolları var.” dedi.

 “İNSAN HAYATININ ÖNEMİ YOK MU”?
 Erol, Türkiye’nin önemli imkânlara sahip olmasına rağmen maden konusunda çevre duyarlılığı bulunmadığına ve insan hayatına önem verilmediğine dikkat çekerek: “Maden’deki bu cürufun kaldırılmasının teknik olarak mümkün olmadığı ifadesi aslında hiç de gerçekçi bir ifade değildir. Ülkenin yer altı kaynakları, yer altı zenginlikleri tabi ki değerlendirilmeli, ülke ekonomisine kazandırılmalı, bu bölgelerde istihdam alanı yaratılmalı. Ama bunlar yapılırken önceliklerimiz olmalı: Çevre duyarlılığı ve insan hayatının önemi. Ama görüyoruz ki ne çevre duyarlılığı var, ne de insan hayatının önemi var! Bunların en doğru örneğini dün İliç’te yaşadık. Yani resmen Türkiye’de belki de bütün akarsuları zehirleyecek bir siyanür riski var. Hatta birçok ülkenin temiz suyunu, akarsularını riske edecek bir durum; siyanürün temiz suya karışma riski var. Elazığ’da da madenin yakınındaki mahallede yaşayan vatandaşların yaşam riski var. Yani Maden Bakır İşletmesinin şu anda bu risklerle çalışmaya devam etmesinin bir mantığı yok. Yani siz bir mahalleyi, yerleşim alanını heyelan konusunda riskli bölge ilan etmişsiniz, ama riskli bölge ilan ettiğiniz alanda hala ocak çalışıyor, madenin içinde insanlar çalışıyor, yanında bulunan mahallede vatandaşlar zorunlu olarak yaşamaya çalışıyor ve burada risk yaratacak en önemli faktörlerden birisi, madenden çıkarılan molozu, cürufu hala duruyor!” şeklinde konuştu. 
“ELAZIĞ VALİSİNİ UYARMAK İSTİYORUM”
Milletvekili Erol, Elazığ’daki riskle ilgili yetkililere: “Buradan Elazığ Valisini uyarmak istiyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanımızı uyarmak istiyorum, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanımızı uyarmak istiyorum; bir felaket gelmeden önce tedbir alınmalıdır. Bu felaket geldikten sonra geçmiş olsun dileklerini iletmek oraya bakanları, bürokratları göndermek, çözüme katkı sunmak için devletin bütün kurumlarını seferber etmek önemli değildir. Önemli olan o felaket yaşanmadan önce bilim adamlarının önerileri ve teknik insanların yönlendirmeleri doğrultusunda tedbir almaktır.” çağrısında bulundu. 
“YILLARDIR BAĞIRIYORUM” 
Milletvekili Erol, açıklamasında son olarak: “Elazığ Milletvekili olarak yıllardır bağırıyorum. Tedbir alınsın diye mecliste sürekli bu konuları anlatıyorum. Salı günü mecliste tekrar Maden’i gündeme getireceğim. Burası felakete açık bir bölge! Sayın Valim, Sayın Bakanlarım buraya el atın! Bu yazışmalarla çözülecek bir sorun değil. Burada irade koyun. Biz madenin kapatılmasını da istemiyoruz. Madenin tekniğinin geliştirilerek cürufunun risk yaratmadan, orada yaşayan insanların yaşamlarını tehdit etmeden yeni bir işletme politikasıyla, anlayışıyla madendeki bu enkazın bir an önce kaldırılıp fabrikanın işlevine devam etmesini istiyoruz.”

SEYREK: AFET BÖLGESİ KAPSAMINA ALINMASININ ÜZERİNDEN 5 YIL GEÇMES,NE RAĞMEN HİÇ BİR ADIM ATILMADI”

İlimiz Fırat Gazetesi’nden Şah İsmail  Gezici’ye konuşan  Bakır Madenliler Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek önemli açıklamalarda bulundu.

Maden’deki bulunan riskli alanın Cumhurbaşkanlığı kararı ile 2019 yılında Afete Maruz Alan olarak ilan edildiğini ifade eden Seyrek,  “Bu kararın üzerinden 5 yıl geçti. Bu konu özelinde birçok rapor hazırlandı. Fırat Üniversitesi’nin ve Elazığ Valiliği’nin hazırladığı raporlar var. Süreci şöyle özetleyelim; 2013 yılından 2016 yılına kadar bölgeye yığılan bir hafriyat var. 50 bin metrekarelik alanda 410 bin metreküplük hafriyat vardı. Erzincan’daki heyelana neden olan malzeme Maden’de de kullanılan malzeme. Fırat Üniversitesi’nin raporunda hem pasa hem de pasanın arkasındaki ana ocakta oluşan bir su var. Su ve bu ağırlığın birleşmesi ile oradaki zeminin kaydığına yer verilmiş. En son Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan raporda da bu sorunun nedeninin pasa olduğu belirtiliyor” dedi.

“ALINAN KARARLARA RAĞMEN ÖNLEM YOK”
Hazırlanan raporların ardından Maden’in daha sonra Afete Mazur Alan olarak ilan edildiğini kaydeden Başkan Seyrek; “Bu ilanın üzerinden 5 yıl geçti. Tabi vatandaş kendisine sunulan imkânları beğenmedi. Bölgenin demografik yapısına bakınca da biraz yaşlı kesim oturuyor. Vatandaş olduğu yerde gözle gördüğü bir kayma olmadığı için yerinden çıkmak istemedi” dedi.  2019 Ocak ayında Maden Köprüsü yıkıldığını ifade eden Seyrek; “Yollarda bozulmalar var dediğiniz gibi köprünün ayaklarında ciddi şekilde çatlamalar var. Köprü de kapandı ama hâlâ Maden’deki Afet Bölgesi sahası içinde ticari alanlar ticaretini yürütüyor. Vatandaşlar da yaşamaya devam ediyor. Ama tarihi cami henüz o bölgede duruyor. Vakıflar Müdürlüğü tarafından bu taşınmadı” diyerek hazırlanan raporlar, alınan kararlara rağmen Maden’de hayatın rutin bir şekilde döndüğünü belirtti.

“HERKES KONUŞTU AMA ADIM ATILMADI”
Tehlikenin geçmediğini bugün felaketin yaşanmamasının yarın yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade eden Seyrek; “Bir felâket senaryosu olduğu yerde duruyor. Bu konuda herkes açıklama yaptı Her şeyi söyledi. Ama herhangi bir adım atılmadı. Tek istenen de şuydu; vatandaş bölgeyi terk etsin şeklindeydi. Sonuçta vatandaş burayı boşaltmak istemedi. Yaşamına devam ediyor. İnşallah Erzincan’daki gibi bir olay yaşanmaz”dedi.

Afet Değil Cinayet