Tuba Rahmet Ekinci

Geçmişi Değil Geleceği Anlatan Kitap Mukaddime

Tuba Rahmet Ekinci

Haberayrıntı’nın sevgili okurları, hepinize saygı ve selamlarımı gönderiyorum.

14. yüzyıl filozofu olarak kabul edilen ve Avrupa’da toplumsal bilimlerin ortaya çıktığı dönemlerde dikkatle incelenen, sosyolojinin öncüsü İbn Haldun’u ve onun en önemli eseri Mukaddime’yi kaleme alacağız.

Toplumlar neden yükselir ve çöker? İnsan doğası bu süreçte nasıl rol oynar? Devletler neden bazı dönemlerde güçlü olurken bazı dönemlerde zayıflar? İnsanların bir arada kalmasını sağlayan bağlar nelerdir ve ahlak ile adalet toplumların ayakta kalmasında neden bu kadar önemlidir? İşte Mukaddime, yalnızca tarih anlatımıyla sınırlı kalmayıp, toplumları analiz eden ve yükseliş ile çöküşlerini felsefi bir bakış açısıyla açıklayan kapsamlı bir çalışmadır. İbn Haldun, toplumların bir arada kalabilmesi için ahlak ve adaletin gerekliliğini vurgular; bunlar olmadan toplumda güven, dayanışma ve süreklilik sağlanamaz.

İbn Haldun, 14. yüzyılda Tunus’ta doğmuş bir bilgeydi. Genç yaşta kara veba felaketiyle ailesini kaybetmiş, Kur’an, fıkıh, mantık, matematik ve tarih alanlarında eğitim almış, müderrislik, yargıçlık ve çeşitli devlet görevlerinde bulunmuştur. Eserleri arasında en bilinenler Mukaddime ve büyük tarih eseri Kitab al-‘Ibar’dır. Mukaddime, aslında Kitab al-‘Ibar’ın ilk giriş bölümüdür; ancak kendi başına da bağımsız bir bilimsel eser olarak okunabilir. Bunun dışında İbn Haldun’un başka eserleri de vardır. Bunlar arasında:

• Kitab al-‘Ibar – tarih ve devletlerin yükseliş-düşüşlerini anlatan asıl büyük tarih eseri

• Şifa’ al-Sa’il fi Ta‘rif Huquq al-Mu’allim wa al-Talib – öğretmen ve öğrencinin hakları üzerine küçük bir eser

• Risale fi al-Siyasah – siyaset ve yönetim üzerine kısa bir risale

Bu eserler, İbn Haldun’un toplumsal ve siyasi düşüncelerini anlamak için önemli kaynaklardır.

İbn Haldun’un asabiyye kavramının defaatle altını çizdiğini Mukaddime’de görmek mümkündür.

Bu paragrafı iki kelimeyle değerlendirecek olursam, Asabiyye = Toplumların Tutkalıdır ifadesini kullanırdım.

Mukaddime, aynı zamanda ümran bilimi adı verilen, toplumların yapısı ve işleyişi üzerine sistematik analizler sunar. İbn Haldun, devletlerin ve toplumların yükseliş ile çöküşlerini toplumsal ve ahlaki dinamikler üzerinden açıklamıştır. Toplumların bir arada kalmasını sağlayan en önemli güç ise asabiyye, yani toplumsal dayanışma ve bağlılıktır. Özellikle göçebe toplumlar, liderlerinin etrafında güçlü bir dayanışma ruhuna sahip oldukları için güçlü topluluklar oluşturabilir; ancak şehirleşme ve bireyselleşme süreçleriyle birlikte asabiyye zayıflar, dayanışma azalır ve toplum çözülmeye başlar.

Elbette Mukaddime gibi kapsamlı bir eserden çok sayıda ders çıkarılabilir; ancak burada ele aldığımız konu çerçevesinde öne çıkan temel dersler şunlardır:

Tarih tekerrür etmez, ancak insan doğası ve toplumsal dinamikler benzer kalır.

Geçmişi anlamak, geleceği şekillendirmek için rehberdir.

Dayanışma, paylaşma ve ortak değerler toplumsal güçtür.

İbn Haldun Mukaddime’de şöyle der:

“Tarihi, insan kalbinin haritası gibi okudum; her inişi ve çıkışı, her hüzün ve sevinci anlamaya çalıştım. Bilgi, insanı yüceltir; ancak bu yükseklikten düşmemek için ahlaka tutunmak şarttır.

Zira insan, hem çöküşü hem de dirilişi kendi içinde taşır.”

Kitâbu’l-İber’de şöyle geçer:

“İnsanın olduğu her yerde, zaafların ve ihtirasların izi vardır. Toplumlar, adaletle dirilir; zulümle batar.”

İbn Haldun’un satırlarını okurken şunu düşündüm: Tarih yalnızca geriye bakan bir ayna değildir; aynı zamanda geleceğe uzanan bir yol haritasıdır. Biz bugün kendi toplumumuzda adaletin, dayanışmanın ve ortak bir ülkünün ne kadar güçlü olduğunu sorgulamak zorundayız. Çünkü Mukaddime’nin asıl öğrettiği şey, toplumların kaderini yalnızca dış şartların değil, içten gelen bağların ve ahlaki dayanıklılığın belirlediğidir.

Son olarak, çayı çok seven biri olarak İbn Haldun’un bu sözüyle bu haftalık yazımızı sonlandırıyoruz:

“Çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu azda arayın.”

Sevgi ve saygıyla kalın

 

Yazarın Diğer Yazıları