
Bosna Hersek'te Geçmişin İzleri ve Umut Işığı
Tuba Rahmet Ekinci
Bosna Hersek, Avrupa’nın ortasında, tarih boyunca pek çok medeniyetin kesişim noktasında yer almış, kültürel zenginliği ve çok katmanlı geçmişiyle dikkat çeken bir coğrafyadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından bölgeyi fethiyle başlayan dört asırlık Osmanlı hâkimiyeti, Bosna’yı yalnızca bir vilayet değil, İslam kültürünün ve hoşgörünün Balkanlardaki simgesi hâline getirmiştir.
Saraybosna’nın dar sokaklarında yankılanan ezan sesleri, Gazi Hüsrev Bey’in vakfettiği eğitim kurumları ve mimari dokusu bu çok yönlü geçmişin yaşayan tanıklarıdır.
Osmanlı’nın bölgeye kazandırdığı medeniyet mirası taş yapılardan ibaret değildir. Hukuki düzenlemeler, vakıf sistemi ve eğitim kurumları sayesinde Bosna Hersek yüzyıllar boyunca toplumsal barış ve ekonomik canlılık içinde var olmuştur. Saraybosna’daki Başçarşı, hem Osmanlı şehircilik anlayışının hem de çok kültürlü yaşam tarzının canlı bir yansımasıdır. Bugün bile Gazi Hüsrev Bey Camii’nde edilen dualar, geçmiş ile bugünü birbirine bağlayan semboller niteliğindedir.
Ne var ki tarih her zaman huzur ve birlikten ibaret değildir. 1992‑1995 Bosna Savaşı hem fiziki hem de manevi anlamda derin yaralar açmış, bu acı dönemin en karanlık sahnesi ise Srebrenitsa’da yaşanan katliam olmuştur. Her yıl 11 Temmuz’da sessiz bir hüzünle anılan bu trajedi, insanlık hafızasında kara bir iz olarak dururken, bugünün Bosna’sı acıların mirasınıtaşısa da geleceğe umutla bakan bir nesil yetiştirmektedir.
Bosna Hersek’in çok katmanlı geçmişi yalnızca arşivlerde ve taş duvarlarda değil, orada yaşayan insanların hafızasında da canlıdır. Oğlumun bugün Saraybosna’da üniversite eğitimi alıyor olması, bu tarihî bağları bireysel düzeyde yeniden kurmamı sağlıyor. Anlattığı sokaklar, çarşılar ve sohbetler bana yalnızca bir ülkenin değil, paylaşılan bir kültürün ve ortak bir hafızanın hâlâ yaşadığını gösteriyor. Gençlerin tarih bilinciyle büyüdüğü bu topraklar, geçmişiyle barışık bir geleceğin temellerini atıyor.
Bosna’nın bağımsızlık ve barış mücadelesinin simgesi, sadece halkının değil, tüm dünyanın “Bilge Kral” unvanıyla andığı Aliya İzzetbegoviç’i rahmet ve minnetle anıyoruz.