Tuba Rahmet Ekinci

Bir Şehrin Hatırasını Uzaklarda Yaşatan Abimiz: Tayfur Özkaynak

Tuba Rahmet Ekinci

Hayat, bazı insanları doğdukları şehirden alıp bambaşka coğrafyalara götürür. Tayfur Özkaynak abimizin yolu da Elazığ’dan çıkıp önce İstanbul’a, ardından Toronto’ya ve Amerika’ya uzanan uzun bir serüven... Yıllar içinde başka bir ülkede hayat kurmuş, farklı bir düzenin içine girmiş olsa da geride bıraktıklarıyla bağını koparmamış bir isim o.

Bazı insanlar yaşadıkları şehirle değil, "taşıdıkları" şehirle bilinir. Tayfur abi de onlardan biri. Amerika’da yaşıyor olsa da kalbinin bir yanı hâlâ Elazığ’da atan, memleketini mesafe ile değil vefa ile ölçen bir duruşa sahip. Gurbet, kimi insanlar için unutmayı öğretir; kimileri içinse hatırlamayı… Onun hikâyesi, ikinci gruba daha yakın durur.

Elazığ’a yaptığı bu son ziyaret, memleketiyle kurduğu bağın ne kadar canlı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Sevdikleriyle bir araya gelmek, eski dostlarla aynı sofrada buluşmak, hatıraları tazelemek… Bu ziyaret, bir gelişten çok bir "kavuşmayı" andırıyor. Şehirle kurduğu ilişki, samimi sohbetlerde ve içten karşılaşmalarda yeniden hayat buluyor.

Bu yolculukta onun en büyük yoldaşı ise kıymetli eşi Seda abla. Yabancı bir ülkede, farklı bir kültürün içinde; samimiyeti, zarafeti ve insanlara dokunan haliyle tanınan bir isim. Sadece ailesi için değil, bulunduğu yerdeki pek çok insan için de güven veren, toparlayıcı bir duruşu var. Hayat yolculuğunda ağır imtihanlarla da karşılaşmış Tayfur abi ve Seda abla; melek olan evlatlarını rahmetle anarken, bu sessiz sabrın duruşlarına ayrı bir derinlik kattığını görmek mümkün.

Tayfur Özkaynak abiyi farklı kılan, yalnızca yurt dışında yaşaması değil; bulunduğu her yerde köklerini inkâr etmeden var olabilmesi. Aile bağlarını, hemşehrilik hukukunu ve insanî değerleri hayatının merkezinde tutması, onun duruşunu anlamlı kılıyor. Bu, bir rolden ziyade karakterin doğal bir yansıması.

Hayatında iz bırakan isimlerden biri de biyoloji hocası İbrahim Yeşilorman’dır. Kendisinden söz ederken kullandığı; "Ahlakına, yürüyüşüne, duruşuna hayran olduğum bir hocamdır" ifadesi, bu saygının derinliğini ortaya koyar. Bu sözlerin, bahsedilen kişinin benim babam olması ise beni ayrıca onurlandırdı. Bir evlat için, babasının yıllar sonra bir öğrencisinin hafızasında bu şekilde yer etmesi, sessiz ama çok güçlü bir gururdur.

Son olarak şunu ifade etmek isterim: Hayatta kendisine iyiliği düstur edinmiş, dünyadaki güzellikleri arayan ve onlarla bağ kurmaya çalışan prensipli, asil abime, bizlere ayırdığı kıymetli zaman için ayrıca teşekkür ediyorum. Böyle insanların varlığı, insanın hem umudunu hem de inancını diri tutuyor.

Sevgiyle ve muhabbetle kalın.

 

Yazarın Diğer Yazıları