CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti içi muhalefetten sonra başta Aydın Büyükşehir olmak üzere birçok belediye başkanının AK Parti’ye geçmesinin verdiği hırçınlıkla üslubunu alabildiğince bozdu.
Özel’in, "Sayın Erdoğan’a açıkça söylüyorum. Bu vakitten sonra nasıl başını yastığa koyup da ‘namusluyum, insanım’ diyebilirsin? Kelime oyunu yapıyor, ‘Ne kadar Aydın var yarın için’ diyor. Lan sen Aydın’da tekme tokat kovuldun 31 Mart’ta." ifadeleri, Türk siyasi hayatına kara bir leke olarak geçti.
Halkın oyuyla seçilen Cumhurbaşkanına “lan” deme seviyesizliği ve densizliğine düşen Özel’in, partisinin önemli kalelerini kaybetmesinin verdiği ruh halinden kaynaklı hezeyanları yenilir yutulur türden değil.
Siyaset her ne kadar hizmet aracı ve makamı ise de bunun ahlaki değerler ve seviyeli bir dille yapılması gerekir.
Türk siyasetinde, özellikle Özal, Demirel, Erbakan, Ecevit, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’lı siyaset günlerinde oldukça sert polemikler yaşanmış; ancak seviye hiçbir zaman bu kadar düşmemiş, nezaket bu kadar yerle bir olmamıştı.
Siyasette rakiplerinize elbette sataşabilir, eleştirebilir ve şiddetli muhalefet yapabilirsiniz. Ancak siyaseti, özellikle de genel başkan seviyesinde, yerel ağızla “çölle” seviyesine indirgeyemezsiniz. Sizin “lan” diye hitap ettiğiniz kişi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıdır ve o Cumhurbaşkanı halkın oylarıyla seçilmiş bir devlet adamıdır.
Devletin bir numaralı ismine, cumhurun başına, anayasaya göre de ülkenin birinci komutanına böyle bir kelime ile hitap etmeniz, sadece hazımsızlığınızı ve hırçınlığınızı ortaya koymaz; bu üslup aynı zamanda sizin seviyenizi ve karakterinizi ortaya koyar.
Atalar boşuna “Üslûb-ı beyan, ayn-ıyle insan” dememişler. Konuşma üslubu, kişinin kendisini yansıtır; ya da kap içinde ne varsa onu sızdırır.
Özgür Özel’in bu kelimeyi kullanmasıyla içindekiler dışa sızdı. Özel’in içi cehalet dolu. Özel’in içi kin, nefret ve necaset dolu. Özel’in içi hazımsızlık ve başaramamanın hırçınlığı dolu…
Birçok belediye başkanının kendi partisinden gitme sebeplerini ve gerekçelerini reel olarak araştırmak, bundan kaynaklı bir muhasebe yapmak yerine, bu isimler üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “lan”lı konuşmak; siyasi çıkmaz ve açmaz yaşayan, müflis bir siyasetçinin hırçınlığı ve serkeşliğidir.
Siyaseti güzel kılan, naif polemikler ve ince göndermelerdir. Bunu başaramayan, daha doğrusu içindeki pisliği dışa yansıtan biri, siyasetçi; hele hele genel başkan asla olamaz.
Özgür Özel’in yaptığı, siyaset değil; insanlığa da yakışmayan, insanlıkla bağdaşmayan bir müptezelliktir, seviye yoksunluğudur, partisinin içine düştüğü durum karşısında aciz bir savrulmadır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, keşke CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’dan biraz devlet, biraz siyaset ve biraz da nezaket dersi alsa…