Şerafettin Yıldırım’ın istifasının ardından elli günlük bekleyiş son buldu ve Ak Parti Elazığ İl Başkanlığına, bir önceki yönetimde teşkilat başkanlığı görevinde bulunan Sencer Selmanoğlu atandı.
AK Parti’nin en zor ve sıkıntılı dönemlerinden birinde il başkanlığı görevine atanan Selmanoğlu’nu; hem teşkilat kurmakta, hem tüm kademelerin uyumlu ve halkla irtibatlı olmasını sağlamakta, hem de saha çalışmalarında zorlu bir süreç bekliyor.
Naif kişiliği ve beyefendiliği ile tanınan Sencer Selmanoğlu’nun bu tavrı, siyasette bir meziyet ve güzel bir haslet olsa da il başkanlığında kendisini zora sokan bir konuma dönüşebilir. Kimseyi kırmak istemeyen ve bundan kaçınan bir yönetim anlayışı, başta kendisi olmak üzere partinin başını ağrıtabilir.
Başkan Selmanoğlu, yeni yönetim kurulu oluşturmak amacıyla fikrine ve samimiyetine değer verdiği isimlerle görüşecek. Yaklaşık bir ay boyunca bu istişarelerini sürdürecek. Ancak özellikle bir önceki yönetim kurulunda bulunan isimler, yeniden yönetime girmek adına etrafında pervane olacak, kendisine methiyeler dizecek ve kendilerinde olmayan sözde yetenekleri ile maharetlerini Sencer Başkana yutturmaya çalışacaklar!
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki bir önceki il yönetimi; hizmet yönetimi değil, temsil yönetimiydi. Partiye ve parti çalışmalarına herhangi bir katkı sunmayan, sadece ekonomik statüsü ve soyadının şöhretiyle arz-ı endam eden kişilerden oluşan yönetim, doğal olarak sahaya inemedi, halkla köprü kuramadı ve zaten çok da katılmadıkları parti toplantılarında zaman zaman görüntü vermekten öteye geçemediler. Ama tüm ticari ve siyasi görüşmelerde “İl Yönetim Kurulu üyesiyim” demekten ve bunun rantını yemekten geri durmadılar!
Yeni Başkan Sencer Selmanoğlu, Şerafettin Yıldırım’ın yönetim kurarken yaptığı hataya düşerse sahada çalıştıracak isim bulamaz. Kaldı ki Şerafettin Yıldırım da kurduğu yönetimden saha çalışması yapacak isim bulamayınca bu açığı bizzat kendi kapatmaya çalıştı ama herkese ve her yere yetişemedi, sonuçta da akim kaldı.
Başkan Selmanoğlu, eğer ilkeler ve prensiplerle hareket eder ve yönetimini de buna göre kurarsa hem daha rahat çalışır hem de sahada daha etkin olur.
Selmanoğlu, öncelikle bir önceki yönetim kurulunda yer alan isimlere yeni yönetimde yer vermeme gibi bir ilke ve tavır ortaya koymalı. Zira bu ilkeyi koymazsa ve bir kişi dahi olsa eski yönetimden yeni yönetime isim alırsa, diğer baskılara dayanamaz ve çok sayıda ismi de almak zorunda kalır. Tüm teşkilat ve Elazığ biliyor ki bir önceki yönetim kurulundaki isimlerin görüntü vermek dışında partiye bir katkısı olmadı; bundan sonra da olmaz, olamaz. Zira onların genlerinde halka inmek ve siyasi çalışmak gibi bir özellik yok. Onlar ancak konfor alanları ve lüks odalarında, Ak Parti yönetim kurulunda olduklarını söylemeyi Ak Parti’ye hizmet olarak görüyorlar. Ve ilginçtir, bunu da yeterli görüyorlar!
Yeni yönetim; yeni, samimi, hizmet heyecanı taşıyan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayal ve hedeflerine inanan isimlerden oluşmalı.
AK Parti’de zengin isimlere değil, samimi isimlere; hesabi adamlara değil, hasbi isimlere ihtiyaç var. Erdoğan’ı dinlerken “Partiden nasıl nemalanabilirim?” düşüncesinde olan değil; onun mücadelesinin ve gayretinin büyüklüğünü, ümmetin umudu olduğunu düşünüp gözleri yaşaran ve bu onurlu mücadeleye destek olmayı milli ve manevi bir vecibe gören isimlere ihtiyaç var!
Görüntü ve etiket için çalışan değil, AK Parti’nin yücelmesi ve yükselmesi için çalışan isimlere ihtiyaç var.
Yazımızın başında da dile getirdiğimiz gibi Sencer Başkan, Ak Parti’nin en zor ve sıkıntılı döneminde il başkanı oldu. Tavır ve ilke koyamazsa, yumuşak mizacı sebebiyle “hayır” demeyi öğrenemezse hem çok zorlanır hem de kendisini başarıya ulaştıracak ekibi kuramaz!
Eminiz ki şu an değişik kesimlerden çeşitli isim önerileri geliyordur kendisine. Bu isimler dışında, kendisi göreve talip olmasa da yönetimde bulunmasında fayda görülen isimlere de bizzat teklif gitmeli. Zira yaşadıklarımız gösterdi ki Ak Parti İl Yönetim Kurulu üyeliğini hararetle talep edenlerin birçoğunun özel hesapları ve çıkar beklentileri var. Bu beklentiler, ne yazık ki partiyi ve parti çalışmalarını ikinci hatta sonuncu plana itiyor!
Bu zorlu dönemde Sencer Başkan ya dik bir duruş sergileyerek ilkelerle yürüyüp başarının baş mimarı ve komutanı olacak ya da esen rüzgârların ve baskın taleplerin etkisinde kalarak rutinde, hatta daha geride kalacak!
Umarız ki Sencer Selmanoğlu Başkan’ın önceliği; şahıslar, onların talepleri ile hatır-gönül değil; Ak Parti’nin başarısı ve Erdoğan’ın yüzünü ağartmak olur!
