Serkan GÜRTÜRK

HARÇ BİTTİ,İNŞAAT PAYDOS(!) NEGATİF ALGISI

Serkan GÜRTÜRK

 

Duvarı nem insanı gam yıkar diye bir atasözümüz var. Nemin de gamın da yıkıcı olduğunu hepimizi hayatımızda bizatihi ya yaşayarak ya da müşahede ederek görüyoruz.

Bu atasözünün siyasete tevili ise “duvarı nem siyasetçiyi ters algı yıkar” şeklinde tezahüre ettiğini görüyoruz.

Halkın karşısına çıkan ve siyaset yapan insanlar doğal olarak her zaman karşı propagandaya ve ters algı ile yıpratılmaya muhatap ve namzettirler.

Siyasetin zorlu ve taşlı yolları, hem iftiralara, hem habbeyi kubbe yaparak yıpratılmaya hem de var olmayan bir tezvirattan hareketle yeni çıkarımlar yapıp yıpratılmaya müsaittir.

Elazığ Belediye Başkanlığı görevine seçilen ve ilk günden itibaren verdiği mesajlarla şehrin kalkınması ve gelişmesi noktasında her türlü gayreti ve çabayı samimiyetle ortaya koyacağını sürekli ifade eden Başkan Şerifoğulları’nı yıpratmayı marifet sayan çevre işi gücü bırakmış başlamış dedikodu üretmeye.

Bu tezlerini dayandırdıkları argüman ise belediyenin borcunun çok olması. Bu düşünce öyle bir yer etmiş ki insanların zihninde Başkan Şerifoğulları’nın eli kolu bağlı olarak beş yıl hiç bit icraat yapmayacak. Eee sonra… Sonrası bu işte harç bitti inşaat paydos bu çevrelere göre.

Bir şehrin serapa umutsuzluğa ve acziyete düşmesi mümkün mü? Elbette hayır. Birkaç kişinin bozuk ruh hallerinin yansıması olan “yandık, bittik, bu şehirden bir şey olmaz” türü patolojik vaka seanslarının ürünü hezeyanalar Allah’tan çok karşılık bulmuyor.

Bulmamasının ne önemli sebebi de Başkan Şerifoğulları. Aldığı bir prensip kararı gereği bir durum tespiti yapmak amacıyla belediyenin borcunu açıklamasını fırsat bilen çevreler ne yazık ki bunu yanlış anladılar ve şehrin kilitlendiğini pompaladılar.

Başkan Şerifoğulları, her belediye gibi Elazığ Belediyesi’nin de borcu olduğunu ve bu borca takılmak kalmak diye bir hizmet anlayışlarının olmadığını ifade etse de malum kesim hala ikna olamamış gibi gözüküyor.

Şehirlerin kalkınması da gerilemesi de tıpkı şirketlerde olduğu gibi algı ile başlar. Bugün biz buradan işi gücü iyi olan ve mükemmel  ticari şirket örneği sunan bir firma için “battı batıyor” desek o firma gerçekten de kısa sürede batar. Para ve insanalar rutubetli ortamı sevmezler. Riskli alanlardan uzak dururlar.

Şehirlerin de kaderi böyledir. Bir şehir ekonomide, turizmde üretimde, tarımda uçuyor dersiniz ve gerçekten de uçar ve önemli gelişmeler kat eder. Batıyor çöküyor da derseniz batar ve çöker.

Bir zamanlar Hazar Gölü etrafında oluşan yazlık yapma furyasına birileri terör bölgesi yaftasını vurdu. Elazığlılar olarak bizler geri çekildik alan tümüyle Diyarbakırlılara kaldı ve binlerce yazlık yaparak keyif sürüyorlar. Bunun geçmişte yapılan bir algı olduğunu şimdilerde yeni anladık da yeniden dört elle yazlık siteler kurmaya başladık. Olan kaybedilen yıllara ve bizim olmayan yazlıklara oldu.

Şehri negatif duygularla boğmaya, olmayan olumsuzlukları gösterip insanlarda bir bezginlik ve umutsuzluk oluşturmaya gerek yok. Bu şehir anca bizimle kalkınır ve gelişir. Bizim dilimizden de olumsuz duygular ve cümleler dökülünce bundan yöneticilerimiz de etkilenebilir.

Borç dün de vardı bugün de var. Yarınlarda da olacak. Dünyanın en borçlu belediyesi Ankara Büyükşehir Belediyesi. Buna rağmen ne hizmetler aksadı ne de vatandaş bundan olumsuz etkilendi. Bize düşen şehrin yöneticilerine negatif değil pozitif güç vermek. Onların başarılarını takdir etmek ve  yeni projelerine destek olmak.

Bilesiniz ki bu onlar için değil bizim için önemli. Zira onlar görev sürelerini tamamladıktan sonra bu makamlardan ayrılacaklar. Ve yine bizler şehrin sorunları ile yüz yüze gelip onları yaşamaya devam edeceğiz.  Onun için bize düşen olumlu bakmak şehre olumlu mesajlar vermek. Çok zor mu bir şey istedik yoksa….

Yazarın Diğer Yazıları