Bir sevdamıza, bir hayalimize, bir yıllık emeğimize 1967’den beri aşkla yanan Elazığspor meşalemize gölge düşürdüler. Haksızlıktan öte adaletsizlik ve vicdansızlık gösterdiler.
Futbolun doğasında olan ve hemen her maçta yaşanan aşırı coşku ve ufuk-tefek taşkınlığı büyüterek bizi idamla yargılayıp infaz ettiler.
Önce penaltımızı vermedi hakem. Ardından da golümüzü saymadı. Ortamı geren ve seyircileri tahrik edip çileden çıkartan bu olaylar karşısında birkaç cismin sahaya atılması ve bunun birinin de golü iptal eden hakemin başına isabet etmesi gibi hemen her maçta olan basit bir olayı gerekçe gösterip maçın tatil edilmesi ve ardından TFF’nin Elazığsporu 3-0 mağlup ilan etmesi de gösteriyor ki şehrimiz bir üst lige layık görülmedi.
Hangi el ve hangi irade bilinmez ama bir üst ligde Batman ve Van takımları görülmek istendi. Onların önü açılmak istendi, bir üst lige onların daha ok yakışacakları planlandı. Van’da yaşananların yanında oldukça basit ve masum kalan olaylar gerekçe gösterilerek Elazığ sistem dışına itildi. Maçı kaldığı noktadan devamı ya da tarafsız bir sahada yenilenmesi gibi bir alternatif varken 3-0 hükmen mağlup ilan edilerek Elazığspor devreden çıkartıldı.
Sporun doğasında elbette yenmek gibi yenilmek de var. Elbette final oynasanız bile buradan elenmek de var. Bu gerçeği her futbolsever bilir ve buna inanır. Ancak Elazığspor 1-0 öndeyken maçı gereceksiniz, seyircinin taşkınlığını gerekçe gösterip maçı tatil edeceksiniz. Bu resmen emek hırsızlığıdır. Takımı, oynamasına fırsat vermeden maçı durduracak ve sonunda mağlup ilan edeceksiniz. Üstadın ifadesi ile “Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa”
Bu haksızlık, bu vicdansızlık ve bu adaletsizlik karşısında bir Elazığlı olarak nerede hata yapıyoruz diye de deli sorular aklımıza gelmiyor değil.
Biz kendimizi oldukça makul, mantıklı, kurallara uyan, müesses nizama karşı saygı duyan, devletini, milletini ve değerlerini seven, müktesebatına sahip çıkan bir şehir olarak hata mı yapıyoruz acaba?
Kamunun malını kendi malımızdan daha değerli görüp onu korumak, ülke ne zaman zora girse ona canı gönülden destek olmakta mı hata yapıyoruz acaba?
Kural tanımamak, devletin kurumları ve yetkililerine düşman olmak daha mı prim yapıyor ve kabul görüyor acaba?
Buna benzer yığınla deli soruların hücumuna uğrayan bir şehrin evlatları olarak gerçekten biçare ve mağduruz...
Biz, ne kadar ilkeli ve vatansever bir duruş ortaya koysak da günün sonunda mağdur oluyor ve ötekileştiriliyoruz. Ve ilginçtir bu makûs talihimiz hiç değişmiyor hatta dtarih tekerrür ediyor.
Bizler hangi gerekçe ve sebeple olursa olsun bu duruşumuzu bozmasak da bozmayı aklımızdan dahi geçirmesek de bunun bize ve şehrimize oldukça zarar verdiğini bizzat görsek de bizlerin bu duruşuna muhalif duruş düşünce ve yıkıcı eylemlerin daha çok prim yapıp değer gördüğüne şahit olsak da bu aziz ülke için her zaman fedakarlık yapmaya devam edeceğiz.
Varsın bizi yönetenler bu duruşumuzu ve anlamını bilmesinler.
Varsın bu vatanseverliğimiz görmezden gelsinler.
Varsın onlar bizim hoyratımız yerine özgürlük ve dağ şarkıları söyleyenlere daha yakın dursunlar.
Varsın Belediye Başkanımız Şahin Şerifoğlulları’nın birleştirici, bütünleştirici ve sakinleştirici konuşmasını saptırarak tahrik edici bulsunlar.
Miletvekilimiz Işıkver’in dediği gibi “Elazığspor yenilebilir ama Elazığsporlular yenilmez”!
