Halkın yaşadıkları, olaylar karşısında vatandaşın duyguları ve bunun sandığa yansımasını hesap edemeyen bir parti, toplumdan uzaklaşmış ve ruhunu kaybetmiş bir partidir.
Son aylarda özellikle terörsüz Türkiye’de atılan ve milletvekillerimizi terörist başı Apo’nun ayağına gönderen zihniyet, Papa’nın Türkiye ziyaretinde anlatılması ve izah edilmesinde zorlanılan sahnelerle oldukça güven ve oy kaybeden Cumhur İttifakı, bunlar hiç yaşanmamış ve halk buna tepki göstermemiş gibi davranmaya devam ediyor.
Yapılan son anketlerde hem AK Parti’nin hem de MHP’nin keskin bir düşüş yaşadığı net olarak görülmesine rağmen, halkın birikmiş öfkesini daha da artıracak adımların atılmasına akıl sır erdiremiyoruz.
Asgari ücret, emekli ve çalışan maaşlarının açlık sınırının dahi altında kaldığı bir dönemde Plan ve Bütçe Komisyonu, üst düzey bürokratlara 30 bin TL’ye kadar seyyanen zam yapılmasını öngören düzenlemeyi kabul etti.
Gel de buradan yak… Ülke yanıyor, AK Parti ve MHP’de tehlike ve iktidardan düşme çanları çalıyor ve siz 85 milyonun gözünün içine baka baka zaten oldukça yüksek maaş alan 30 bin bürokratınıza seyyanen 30 bin TL zam veriyorsunuz.
AK Parti’yi hangi akıl ve hangi mantıkla yönetiyor? Etkili mekanizmalardan bu tür teklifler nasıl geçip de Plan ve Bütçe Komisyonuna kadar gelebiliyor ve ilginçtir buradan da geçiyor…
Çok stratejik ve öngörülü olmaya gerek yok. Ülkenin bugün yaşadığı sorunlar ve bu sorunlardan kaynaklı hükümete duyulan öfke ve tepkinin üstüne bir de zaten tuzu kuru ve hepsinin AK Parti’nin “Beyaz Türkleri” olarak bilinen üst düzey bürokratlara seyyanen 30 bin TL zam teklif ve talep edilmesi, sıradan bir insanın bile yapamayacağı bir hatadır. Ve bu durum, akıllara sığmayan ve ancak akıl tutulması ile izah edilebilecek bir fecaattir.
Yapmayın beyler! Şimdiye kadar “CHP gelmesin, lüzumu yok; bunların yanlışı varsa bile onlardan iyidir” diyerek AK Parti’ye verilen oylar bu sefer gelmiyor. 23 yıllık AK Partililer, 40 yıllık Tayyip Erdoğancılar bile “Artık bunlar gitmeyi hak etti.” diyor. Sonunu düşünmeden değişim istiyor. Değişimi isteyecek kadar artık sizden usanmış ve bıkmış durumda.
İşte tam da bu ortamda siz tutun, üst düzey bürokratlara pervasızca ulufe dağıtın. Nedir bunun izahı ve gereği dostlar? Kim sıkıştırıyor sizi? Kimin aklıyla yürüyorsunuz? Zaten bu 30 bin kişinin makam arabaları, düzinelerce sekreterleri, temsil-ağırlama giderleri, hediyeleri, seyahatleri ve daha bilmem neleri devletin kesesinden karşılanmıyor mu?
Tüm bunları bile bile neyin peşinde, kimi mutlu etme derdindesiniz?
Yazıktır, günahtır... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dahi izahta zorlanacağı bu girişiminizden geri adım atın. Ve böylesine hayati gündemlerin olduğu, yanlış adımlarınızla devletin itibarının tartışıldığı bu süreçte bir de böylesine yandaşa kıyak anlamına gelecek anlamsız ve izahtan vareste uygulamadan vazgeçin. Yoksa bu millet sizden vazgeçecek ve her biriniz batan bir geminin mürettebatı olacaksınız!
