Çocuklar Çocuklarımız
Hülya MURAT
Ben,bugün dünyaya çocuk gözüyle ,çocukça bakmak istiyorum.
Yaşanılası bu garip dünyanın, çilesini, dertlerini tek tek siralayip haykirmali miyim?
Yoksa; güzellikleri de var diyip teselli mi olmalıyım?Bilemedim.
Bazen yaşam bizi, en tepeye çıkarır. Çok mutlu eder. Ama biz, toplumla iç içe yaşamaya mecbur olduğumuzdan, toplumsal olaylara da kayıtsız kalamayız.
Duyarız, izleriz; kimi zaman da yaşarız.
Ne güzel şeydir aile olma.
Ailede sevgi vardır/ Saygı vardır/ Bir bütünlük, birliktelik vardır. / Güven vardır/Fedakarlık, özveri vardır.
Bunlar; aileyi aile yapan değerlerdir.
Aile; anne,baba ve çocuklardan oluşur. Bunu, hepimiz biliyoruz.
Dogar; bebek oluruz,sonra çocuk daha sonra genc, sonrası yaşlılık...
Anne, baba evlatları olunca çok mutlu olurlar. Artık; dünya bu bebeğin etrafında donmektedirKiyamazlar.....Kiyilmaz ki...
Nasıl kıyılsın o güzelliğe?
Nasıl kıyılsın o masumiyete?
Nasıl kıyılsın o saflığa?
Nasıl kıyılsın o savunmasıza ?
Kıymayalım!Koruyalım! Sarıp sarmayalıp kötülüklere siper olalım!
Sevelim! Çok Sevelim!
Geleceğimizi yok etmeyelim!
Onlar,Atamızın da severek dile getirdiği gibi" Küçük hanımlar,Küçük beyler" dir.
Atamız,onlara" Sizler, hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız." Demiş,geleceğimize yön vermiştir.
Çocuklarımız! Güzel yavrularımız!
Dünyaya, masumca" Merhaba " diyenimiz.
Biz, çok iyi biliriz ki insanoğlunun kaderi hep ayrı ayrı yazılır. Var olustan, ölüme kadar bir film şeridi gibi yaşam hep akar hep akar. Yaşanır.
Şöyle; kendi hayatıma, yakınlarıma, gozlemlediklerime bakıyorum da...Ortaya çeşit çeşit kimi acı,kimi tatlı yaşanmışlıklar, yaşantılar çıkıyor.
Çok etkilendigim için yaşanmış bir çocukluk hikayesini dile getirmek istiyorum.Kutlayarak.
Ayrıca, kendisinden de izin alarak.
Bu çocuk, annesini hiç görmemiş. Hatırlamamakta.
Çünkü; annesi o daha 1( Bir ) yaşındayken vefat etmiş. Anne sevgisini, anne kokusunu hiç tadamadan yaşama tutunmuş. Üvey anneye muhtaç olarak...Gah sevilerek, gah istenmeyerek...
Bu çocuk, çok zeki, çok çalışkan; hayata karşı belki serzenişte ama yılmadan, yorulmadan yoluna devam etmiş.
Ve okul hayatında başarı üstüne başarı kazanmış; her bir ders ve yarışmalarda...
Resim dersinin (Afiş ) yarışması açılmış ." Anne " ile ilgili. Onun,hassas konusu olunca. O da süt şişesi içine uyuyan bir bebek resmi çizmiş. Ve de 1.( Birinci) olmuş.
Karşılığında, hediye olarak defter, kalem ve silgi kazanmış. Bunlar, evlerine gönderilmiş. Maddi sıkıntıları olduğu ve o yaşta, bunları kazanabildigi için on iki,on üç yaşlarındaki bu çocuk çok mutlu olmuş.
Bir kompozisyon yarışmasında da kompozisyonu en iyi kompozisyon seçilmiş. Ve bizim başarılı ogrencimiz, bunun karşılığında da Odun ve Kömür ( O yıllarda çok önemli) kazanmış. Eve kadar getirilmiş. Ailenin ,yeniden gururu olmuş.
Okullarda, EL_ İŞİ Dersleri vardır. Bu öğrenci, ekonomik sıkıntısı olduğundan, el- işi kağıdı, renkli kartonlar alamamış; ödevini vefat etmiş dedesinin eski ilaç kutularını kullanarak Ambulans, İtfaiye, Polis Arabaları yapmış ve Öğretmeni çok çok beğenmiş,takdir etmiş. Çünkü; en güzeli onunkiymis.
Kendisi de " Bu başarılarının hep üzerine tutulan bir el feneri olduğunu " söylemektedir.
Başarıların daim olsun, azimli, kararlı, özgüvenli çocuk.!
Şu anda çok önemli bir görevi,meslek olarak yapmaktasın.Türkiye' nin ,hepimizin gururusun. Yolun, hep açık olsun!
Çocuklarımız!Hep gülsün!
Kız çocuklarımız,erkek çocuklarımız korku içinde değil özgürce, çocukça yasayabilsin.
Geleceğe umutla bakıp topla oynasın. Kızlarımız,
Evcilik oynasın. Bebeğinin saclarını tarasın.
Erkek çocuklarımız, arabalarını sıraya dizip " Kuf - kuf/Vın vın " sesleriyle coşsun.
Çocuklarımız, hep yaşasın.
Çocukça, sevinçle, mutlulukla. Kısacası, dünyayı " Toz pembe " görsün.
Oynadığı oyunlar, yarım kalmasın.
Hayalleri, sevinçleri, mutlulukları son bulmasın.
Okuluna koşsun.
Arkadaşlarıyla , geleceğe yürüsün.
Kitaplara,kaleme sarılsın.
Ülkemize yararlı evlatlar olsun.
ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
Değerli Okuyucularımız,
Hoşça Kalın...