Hülya MURAT

Baba

Hülya MURAT

Baba, evin en öksüzü, en garibanıdır aslında.

Bütün hayatını evdekilerin mutluluğuna adayan sıradıșı bir kahramandır o...

Kimse onun çektiği acıyı bilmez. Bunu kimseye de belli ettirmez. Acısını da sevincini de kendi içinde kendince yaşar.

Bir babayı uluorta ağlarken bulamazsınız. Bir köşede kendi içine akıtır gözyaşlarını.

Onun en büyük korkusu ailesinin ihtiyaçlarını yeterince karșılayamamaktır.

Çoğu zaman kendi boğazından kısar. Yapabileceği yegane fedakarlık budur çünkü...

Diğer aile bireyleri gibi çok şey istemez aslında. Çocukları ve eşi mutlu olsun, huzurla gülümseyebilsinler diye her türlü fedakarlığı yapmaktan çekinmez.

 

Baba, kendini ailesinin mutluluğuna adamış bir kahraman olsa da, ne yazık ki gerçek değeri hayattayken asla anlaşılmaz. Hep mezar taşlarında dökülen gözyaşları ve pişmanlık cümlelerinin muhatabı olurlar.

"Keşke..." ile başlayan pişmanlık cümlelerini yaşarken duyamazlar.

İşyerinde yedigi azarı ve hakareti sırf ailesi için sineye ceker.

Çaresizlik ve şartların ağırlığı, sırtında yüzlerce kiloluk halter bari oluştursa da, bundan dert yanmaz.

O, kan kussa da kızılcık şerbeti içtim diyecek olgunluğa ve sabra sahiptir aslında...

Sanki başka bir gezegenden gelmiş olsalar da, onlar aslında yüreklere kazınmış bir sevgiyle harmanlanmış en değerli varlıklarıdır...

 

Altı ay evvel kaybettiğimiz babam, Mehmet Yasak'a atfen...

Yazarın Diğer Yazıları