Egt. Danışmanı Büşra Berk Demirtaşoğlu

Yeni Nesil Annelerin Bitmeyen Sınavı

Egt. Danışmanı Büşra Berk Demirtaşoğlu

Mükemmel annelik diye bir şey yok; sadece sevgisiyle, sabrıyla, kusurlarıyla var olan gerçek annelik var.

Eskiden annelik “çocuğun karnı tok, sırtı pek olsun” diye özetlenirdi.

80’lerde, 90’larda annelerimizin en büyük derdi çocuklarının hasta olmaması, okula düzenli gitmesi, eve sağ salim dönmesiydi.

O zamanlar “iyi anne” tanımı basitti:

Yemeğini pişiren, ödevini yaptıran, bayramda tırnak kestiren…

Bir annenin sınavı, çoğu zaman akşam yemeğiyle birlikte biterdi.

Ama şimdi?

Şimdinin annesi sadece çocuğunu doyurmakla kalmıyor; onun duygusal zekâsını, sosyal çevresini, okul başarısını, ekran süresini, uyku düzenini, özgüvenini, motor becerilerini de yönetmek zorunda hissediyor.

“Yeterince organik beslendi mi?”

“Tabletle çok mu oynadı?”

“Arkadaş ilişkileri sağlıklı mı?”

“Duygularını ifade edebiliyor mu?”

Bu sorular artık anneliğin günlük rutinine dönüşmüş durumda.

Üstelik sosyal medya da bu yükü katlıyor.

Her anını paylaşan, her davranışıyla kıyaslanan bir anneler ordusu…

Bir fotoğrafın altındaki “Biz de organik besleniyoruz, glütensiz denediniz mi?” yorumu bile bir annenin iç sesini allak bullak etmeye yetiyor.

Artık annelik, başkalarının beğenileriyle ölçülür hale geldi.

Oysa annelik doğası gereği içgüdüsel, sade ve sıcak bir şey olmalı.

Her şeyin fazlası gibi mükemmeliyet arzusu da yorar.

Bir çocuğun her anına yetişmeye çalışırken, aslında anneliğin özünü — sevgiyle, sabırla, kusurlarıyla birlikte var olma halini — kaçırıyoruz.

Belki de “her şeyi bilmek, her şeyi planlamak” yerine bazen bırakmak gerekiyor.

Bırakalım çocuklar da hata yapsın, canı sıkılsın, dökülsün.

Ve anneler... biraz nefes alsın.

Çünkü annelik bir maraton değil; kalpten bir yolculuk.

Her şeyin dozunda olduğu bir annelik, hem çocuklara hem annelere en iyi geleni olacaktır.

Yoksa bu bitmeyen sınav, anneliği yaşanmaz hale getirecek.

 

Yazarın Diğer Yazıları