İlgiyle Büyütülen Çocukların Sert Dünyadaki Narinliği temasını gelin inceleyelim bu yazımda.
Bir yandan çalışıyor, bir yandan çocuk büyütüyor, bir yandan da kendi çocukluğumuzun yaralarını onarmaya çalışıyoruz. Milenyum anneliği tam olarak bu: aynı anda üç ayrı cephede duygusal mesai.
Bugünün Y kuşağı anneleri, “hiç görmediğimiz bir şefkati çocuklara modellemeye” çalışıyor. Korkuyla terbiye edilmiş kuşakların ardından, korku yerine anlaşılmayı koyuyoruz. Ses yükseltmek yerine konuşmayı, bastırmak yerine duyguyu adlandırmayı, itaati değil farkındalığı öğretiyoruz. Bu çaba azımsanacak bir devrim değil.
Ancak dürüst olmamız gereken bir yer var: “Bu duygusal atletizmin her zaman madalya getirmediğini… ihmalin yerini bazen boğucu bir kontrolün aldığını da konuşmak zorundayız.”
Evet, daha bilinçliyiz. Ama aynı zamanda daha kaygılıyız. Çocuğumuz üzülmesin diye hayatın keskin köşelerini törpülemeye çalışırken, fark etmeden onu hayatın kendisinden korur hale geliyoruz. Buradaki ince çizgi, Milenyum anneliğinin en büyük sınavı.
Bir tarafta duygusal navigasyonu güçlü, sınır çizebilen bir Z kuşağı ihtimali var. Diğer tarafta ise ebeveyninin “iyileşme projesi”ne dönüşmüş, hayatın doğal sertliğine karşı bağışıklık geliştirememiş çocuklar gerçeği.
Asıl soru şu: “Korku yerine anlaşılma ile büyüyen bu çocuklar nasıl bir dünya kuracak?”
Belki daha empatik, daha adil, daha kapsayıcı bir dünya. Ama belki de hayal kırıklığına daha az toleranslı, gecikmeye daha sabırsız, acıya daha kırılgan bir dünya. Bazı sistemler stresle güçlenir. Çocuklar da bazen o küçük doz hayal kırıklıklarına ihtiyaç duyar.
Milenyum anneleri olarak en büyük yanılgımız şu olabilir: Çocuğun canı hiç yanmazsa güçlü olacağını sanmak. Oysa güç, bazen düşüp yeniden kalkabilme pratiğinden gelir.
Belki de mesele, şefkati geri çekmek değil; onu sınırla birlikte sunabilmek. Anlamak ama her şeyi çözmemek. Yanında durmak ama hayatın önüne geçmemek.
Çünkü biz ne kadar iyileşirsek iyileşelim, dünya hâlâ sert. Ve çocuklarımız, bir gün bizim şefkatli cümlelerimizden çok, o sertlikle ne yapabildiklerini hatırlayacaklar.