
Siyonizm Aklının Arka Planı
Bahaddin Yeşilkaya
Siyonizm aslında fiili planda insanlık tarihi kadar eskidir ve de bir gerçektir. Bunun en hakiki belgesi Habil ile Kabil’in ta kendisidir. Çünkü; bu mücadelede bir Hak, yani Allah davası, yani Habil, diğeri yanda Batıl, yani Şeytanın yolundan yana tercihini koyan Kabil. Bu iki temel tercih ve bu mücadele o gündür bu gündür günümüze dek sürdüre gelmekte ve kıyamete kadar devam edeceği hak kitap Kur’an bize bildirmektedir. Ve biz bir Müslüman olarak buna hiçbir şüphe duymadan katıksız bir şekilde iman ettiğimizi zaten biliyoruz.
Hatta bu bizim, başta makul bir insan ve bir Müslüman olarak temel inanç ve akidemizdir. Bununla yani bu Siyonist düşünce akımıyla mücadele etmemiz insanlık adına bize farz kılınmıştır.
Zira bu sapkın düşünce, kendini ilah yerine koyarak, yeryüzü efendisi, diğerleri ise onun birer kölesi birer hizmetlisi olarak görmekte.
Ve insanlık tarihi bu sapkın anlayışın bin bir yüzü ile hep mücadele ederek, asırlar boyunca binlerce büyük bedeller ödemiş ve halen ödemeye devam etmektedir.
Bu sapkın zihniyet ya da akım tarihte; kimi zaman sınıfsal bazda yani üstün sınıf mensubiyeti yada zümresi olarak ortaya çıkmakta, tıpkı tarihte feodalite ya da derebeylikte olduğu gibi; kimi zaman din kisvesi altında haçlı mantalitesi olarak kendini göstermekte, din savaşlarında yaşandığı üzere; kimi zaman ideolojik sebeplerle ortaya çıkmakta, son yüzyılda kapitalizm ve komünizm olarak insanlığı ekonomik üzerinden taraflara ayırdığı gibi; kimi zaman etnisite ya da kavmiyetçilik temelinde insanlar arasına fitne ve fes atçılık yapmak ve milletleri birbirine düşürerek, oradan nemalandığı gibi; kimi zaman sosyal olayları kaşıyarak yada tuzağa düşürerek, oradan beslendiği gibi daha sayamadığımız insana ait bir çok zaaf ve zayıf tarafını kullanarak, mücadelesini yapmakta ve bunu da çoğu zaman maalesef başarmakta ve başarabilmektedir.
Çünkü; bu sapkın anlayışın bütün bu kötülükleri başarmasında en büyük etken, insan oğlunun en zayıf ve karşı duramadığı ve savunmasız kaldığı nefsi ve ‘BEN’ i dir.
Bu kötücül ve şeytani akıl, tarih boyunca bunu hep yapmıştır ve de hep yapacaktır.
Çünkü; bu sapkın düşüncede yalan mubahtır ve de da sınırı yoktur.
Kandırmanın malzemesi insan olduğu sürece, bu sapkın düşüncenin ömrü hep vardır ve hep var olacaktır. Yani kıyamet kopana kadar.
Bize düşen bu ve buna benzer sapkın anlayışlara karşı uyanık olmak, ferasetli olmak ve karşı, güçlü, hakiki ve hakça anlayış ve yaklaşımı hangi bir enstrümanla yapılacaksa onu sonuna kadar kullanarak, mücadeleden ödün vermeden sonuç almak olmalıdır.
Yani; bu zehri alt edebilmek için dik durmayı bilmek, karşı koymayı bilmek, mücadele etmeyi bilmek olmalıdır. Buda; ancak ve ancak Allah ve Resul “DAVA” sına sarılmakla mümkün kılınabilir.
Diğer bir ifade ile bir Müslüman olarak birlik olmaktan, beraber olmaktan, topyekûn Allah’ın ipine sım sıkı sarılmaktan geçer.
Aksi hal; zelil olunmakta, sefil olunmakta, çaresiz olunmakta, haysiyet, şeref ve namus pay mal olmaktan kurtulamamakta olacaktır.
Bugün bunun en açık örneği; Tarihte görülmemiş Filistin’de ve Gazze de yaşanan soykırım trajedisi.
Ve bu Siyonist kafa; Gazze’yle yetinmeyerek, coğrafyayı ateşe vermekten çekinmeden tüm bir gücünü, hıncını ve kinini Müslümanlara karşı kullanmakta ve kusmakta devam etmektedir.