Aylin Solmaz

Tüketirken, Tükeniyoruz

Aylin Solmaz

İnsanoğlu, doğada yaşayan tüm canlılar gibi sürekli olarak tüketir. Fakat, bu tüketim sadece fiziksel gereksinimleri giderme amacıyla yapılmaz. İnsanlar psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını gidermek ve içlerindeki boşluğu doldurmak içinde tüketmek isterler.

İnsanlar Ne Der?

Tüketim olgusu yüzyıllardır toplumumuz tarafından şüphesiz en çok tartışılan konuların başında geliyor. Bunun da sebebi her şeyin daha fazlasını tüketme isteğimizdir. Bizler daha lezzetli yemeklerin, daha şık kıyafetlerin, daha güzel evlerin peşindeyiz. Tek derdimiz tüketmek. Aslında tükettikçe iç huzuru yakalayacağımızı düşünüyoruz. Fakat bu mümkün değil çünkü tüketim amacımız “İnsanlar ne der?” üzerine kurulu. Sahip olduklarımızı insanlar görsün istiyoruz. Çünkü dünyada sahip olduklarımızla var olabileceğimize inanıyoruz.

Elbette ki tüketime olan merakımız çevremizdeki insanlardan kaynaklı değil. Bizler, içimizde genişçe bir yer kaplayan, boşluğumuzu  doldurmaya çalışıyoruz. Ama tükettiklerimiz ne yazık ki içimize işlemiyor. Aradığımız şeyi bunlarda bulamayacağımızı anlayamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz. Bize bu içsel mutluluğu yeni çıkan telefonlar vermeyecek, yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz; vermeyecek. Daha elimizdekileri tüketmeden, eskitmeden, bitirmeden bir yenisini almaya koştuğumuz hiçbir tüketim ürünü, vermeyecek. Yok olacaklar. Yok olmaya mahkûm olan bu dünyadaki diğer her şey gibi…

Seni Sen Yapan Taraflarını Ortaya Çıkar!

Dövüş Kulübü filmini hatırlar mısınız? Chuck Palahniuk tarafından yazılmış aynı isimli romandan uyarlanan 1999 yapımı film, tüketim kültürüne eleştirel bir gözle bakmamıza olanak sağlıyor. Aradan geçen 24 yıla rağmen filim halen daha geçerliliğini korumaya devam ediyor.  Filmin başrolündeki Jack karakterine baktığımızda, yaşamındaki tüm boşlukları evindeki eşyalarla doldurmaya çalışan tüketim toplumunun içinde sıkışmış, kendisini işe yaramaz ve değersiz hissetmektedir. Bende eskiden Jack gibi kendimi yalnız ve sadece tüketmeye ihtiyaç duyan bir birey olarak hissederdim şimdi ise durum çok farklı. Çünkü hayatımı tüketme ve insanlarla aynılaşma üzerine kurmuyorum. Örnek verecek olursam herkes tarafından beğenilen marka bir çantanın peşinde değilim beni insanlardan farklı kılan biricik taraflarımın peşindeyim. Bütün çabam farklılıklarımı ortaya çıkarabilmek bu durum kendi değerimi fark etmeme ve içimdeki boşluğu doldurmama yardımcı oluyor. Uzun lafın kısası içindeki boşluğu hiçbir bir tüketim ürünü dolduramaz sadece sen doldurabilirsin.

Sevgiyle Kalın.

Yazarın Diğer Yazıları