Yetki ve Sorumluluk
Ahmet POLAT
Sporun hangi alanı olursa olsun; ana temelini iyi bilinmeli ve bu doğrultuda donanımlı kişilerden tam olarak kurallar öğrenilmeli.
Bir işi yapıyorsanız en iyisini ve doğrusunu yapmalısınız.
Maalesef bizim genetik yapımızın en önemli sıkıntısı; sporu iyice bilmeden birileri hakkında ahkam kesmek ve onun arkasından olmadık mevzular yaratmak.
Ferdi ve takım sporlarıyla uğraşan kişi ya da kişiler alanında başarılı olunca nereden geldiğini ve nerede olduğunu bilmez olurlar.
Spora başladığım yaşta kimle tanışsam onun hakkında bilgiler toplar ve onun gibi başarılı olmak için hedef belirlerdim kendime.
Halen daha kendime örnek aldığım büyüklerim var.
Allah onların eksikliğini vermesin.
Sporu bilmeden ve yaşamadan fireni patlamış araç gibi her mevzuya girenler olunca bende bu konuyu ele alayım dedim.
Şimdi uğraş verdiğiniz sporda önce ilde, gruplarda ve de milli takım düzeyine ulaşmak artık çok kolay gibi.
Tesislerin artması ve de antrenörlerin aldığı eğitimlerle sporcular çok iyi bir konuma gelmekte. Bu doğrultuda da kendini bilmek ve ne kadar başarılı olunursa olunsun bir o kadar da küçülmeyi bilmeli.
SPORDA EĞİTİM
Sporcu eğitimde daha iyi bir konuma gelmek istiyorsa orta öğretim sonrası spor Lisesi ve akabinde beden eğitimine rahatlıkla gidebilmekte.
Yetenekli sporcuların keşfi noktasında birtakım gelişmeler var ama bu sistem tam olarak yürütülmüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ortak yürütülen yetenek taraması ve eğitim sürecinde çok sıkıntılar yaşanıyor.
Okulların idareci kısmı kendilerince belirledikleri branşlar ışığında gençlik ve spor antrenör belirliyor ve sağlıklı bir tarama yapılmıyor.
Herkesin aklına ilk gelen futbol ve basketbol olurken başka branşlara kimse ilgi göstermiyor.
Böylelikle eğitim sistemimizi ne derece doğru yönlendirebiliyoruz ve kullanabiliyoruz.
SPORDA GÜNÜ YAŞIYORUZ
Bir başka konu da gün içerisinde yaşanan sporsal faaliyetler.
Daha yolun başında olan gençlerimize başarının bir süreç içerinde yaşanan olay olduğunu ve bu yolda her şeyden ders çıkartılacak hususlar olduğunu izah edecek antrenörler ve de öğretmenler maalesef azalmakta.
Atletizm yarışmasında sadece okul kampüsü içinde yapacağınız egzersiz ve koşu ile yarışmaya götüremezsiniz.
Yarışma için o alana birkaç kez götürüp o zemini tanıtmanız ve daha önemlisi en az yaklaşık 1 ay önceden antrenman yaptırmanız gerekir.
Yarışma günü çocukları piste götürüp ondan başarı bekleyemezsiniz.
Bu bir örnek aslında başka branşlarda da bu durum söz konusu.
Öğretmen ve alanındaki uzman bir antrenör gençlerimize şekil vermek zorunda.
Yoksa bu meslekleri neden yaparlar.
ARMUT DİBİNE DÜŞER
Spor aslında bir sevgi ve de aileden gelen genetik bir yetenek.
Çocuk sporu sevmiyorsa hangi branşa alırsanız alın başarı elde edemezsiniz. Severek yapılan her işte de başarı elzemdir ve kaçınılmazdır.
Nasıl ki; kamuda bir memur, doktor, muhasebeci, şoför vs. meslekler var ise iyi bir yönlendirme ile sporcu, antrenör ve de beden eğitimi öğretmeni olunabilir.
Spor bedenen ve ruhen kişinin gelişiminde ne kadar etkili ise yıllar içerisinde de elde ettiği başarılar ile kendine bir yön çizmiş olur.
Şuna inanın anne ya da baba sporla meşgulse illaki evlatlarından biri ya da birkaçı illaki bir branşta yeteneği vardır.
İşte tam burada yazımın başına tekrardan dönüş yapacağım; yeteneğin keşfi olduktan sonraki aşamada sporcu şekillendirilmeli ve bilgi birikiminin dışında toplumda örnek olabilecek fertler yetiştirmeli.
Yetenekli ama ahlaktan yoksun, yetenekli ama başta ailesine saygısız ve değer bilmez, yetenekli ama sözü ve sohbeti bilmez birisinden bahsetmek olmaz.
Öyle sporcu, antrenör, öğretmen olmaz.
Geleceğimizi sağlam temeller üzerine kurmalıyız ve önce ahlak eğitimi vermeliyiz.
Makamlar ve görevler gelip geçici. Kalıcı olan kişilik ve asalet.