Saral, 'Tüm ihanetlere rağmen Türkiye Yıkılmadı'

Milli Türk Talebe Birliği tarafından, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın katılımıyla Gençlik Şurası düzenlendi Programa katılmak üzere Elazığ'a gelen Saral, birçok ziyaret ve temaslarda bulundu. Elazığ Valiliği ve Yurtbaşı Beldelerini ziyaret eden Oktay Saral, ilimizdeki basın mensuplarıyla da bir araya geldi.

Saral, 'Tüm ihanetlere rağmen Türkiye Yıkılmadı'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Milli Türk Talebe Birliği Elazığ Şubesi tarafından gençlerin kişisel gelişimlerine destek olunması ve farkındalıklarının artırılması amacıyla “Gençlik Şurası” düzenlendi. Nurettin Ardıçoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen şuraya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, önceki dönem AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, İlçe ve Belde Belediye Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ve gençler katıldı.

DEMİRBAĞ: “MTTB TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER YETİŞTİRDİ”

AK Parti Elazığ önceki dönem Milletvekillerinden Zülfü Demirbağ: “MTTB öyle bir okul ki dünyanın saygı duyduğu seven ve sevmeyen herkesin saygı duyduğu Recep Tayyip Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanı yetiştirmiş, bakanlar, üst düzey bürokratlar yetişmiş. Bizleri bu noktaya getiren bir mektep bu Milli Türk Talebe Birliğidir. Onun için sıradan bir sivil toplum kuruluşu olarak düşünmemek lazım. Dünyanın gıpta ettiği bir okuldur MTTB” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Oktay Saral, dünya üzerinde Müslümanlara yapılan zulümlere dur diyebilmek adına her alanda gelişmeye devam edeceklerini söyledi.

SARAL: “İKİ-ÜÇ YILA İHTİYACIMIZ VAR”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Oktay Saral: “Bizlerde tabii İsrail'in bu katliamlarına vahşetine ki bu 2 yıldan beri süregelen tabii çok akıl dışı yani vahşetin ötesinde oradaki katliamlara hepimiz şahitlik ediyoruz. Tabii biz de neticede henüz arzu ettiğimiz istediğimiz Osmanlı coğrafyasında dünyada nasıl bir muvazene değilsek Osmanlı'nın gücünü kuvvetini her yönüyle ülkemizde bu kazanımları elde etmek suretiyle tabii ki o zaman bir takım atılımları yapmamız icap eder.  İşte savunma sanayisinde akıl dışı hamlelerle muazzam işleri yaptık dostlarımıza sürür düşmanlarımıza korku saldık. Şöyle Allah'ın izniyle iki-üç yıla daha ihtiyacımız var"dedi.

“BU ÜLKENİN HER METREKARESİ ŞEHİT KANLARIYLA SULANMIŞTIR”

Gençlerin ülkemizin geleceği olduğunu ifade eden Saral,“ Gençler bizim geleceğimiz. Geleceğimizi doğru temeller üzerine oturtmak lazım. Ben her zaman söylerim: Bizler Müslümanız elhamdülillah. Bu ülkenin her santimetrekaresi şehit kanlarıyla sulanmıştır. Her bölgesinde, her taşının altında şehit yatan bir ülkedir. Dolayısıyla gençlerimize bu bilinci kazandırmak lazım. Bu ülke ucuz bir ülke değil, ucuz kazanılmış bir vatan coğrafyası da değil. Bunun bilincinde, idrakinde ve şuurunda olan; milli ve manevi değerlerle donanmış, vasıflı bir gençlik arzumuzdur, temennimizdir”dedi.


“DİJİTAL ÇAĞIN DEĞERLERİMİZİ YOK ETMESİNE İZİN  VERMEMELİYİZ”

Saral sözlerine şöyle devam etti:“Biz her daim doğruyu, iyiyi, güzeli, faydalı olanı; kısacası hakkı ve hukuku hayatına hâkim kılan ve bunu hakkıyla yaşayan bir gençlik istiyoruz. Ülkemize de böyle bir gençlik yakışır. Çünkü dijital çağdayız; teknolojik çağda, birçok insani hasletin maalesef yok olduğu, insanın adeta canlı bir makineye dönüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla biz bu akımdan bir an evvel kendimizi kurtarmalıyız. Çünkü insan, maneviyatıyla insandır. Bu çok önemlidir. Manasıyla, maddesiyle bütünleşmiş, ideali olan, ötelerin ötesine gidecek bir gençlik bizim en büyük hayalimizdir. Dolayısıyla Türkiye’den, Türk gençliğinden, Elazığ gençliğinden beklentimiz budur. Elhamdülillah bunu da görüyoruz. Elazığ’da Milli Türk Talebe Birliği’nin coşkulu, imanlı gençliğini gördüm. Ülkesini gözünden sakınacak şekilde, her noktada, her zerresine kadar koruyacak, kollayacak ve manevi değerlerine asla halel getirmeyecek bir gençlik var. Bu da beni çok mutlu ediyor”dedi.


“GENÇLERİMİZE DESTEK OLMALIYIZ”

Bir tarafta uyuşturucu batağına saplanmış, kötü alışkanlıklara yönelmiş bir gençlik var ama elhamdülillah diğer tarafta da imanıyla, ihlasıyla, coşkusuyla yoluna devam eden bir gençlik olduğunu ifade eden Saral, “Teknofest gençliği aynı zamanda. Gurur duyuyoruz. Biz de abileri, büyükleri olarak bu gençliğe hedefe giden yolda nasıl destek olabiliriz, onun gayreti içindeyiz”dedi.

“KIBRIS, FEDERASYON ARZULAYAN SİYASİLER GÖRDÜ”

Kıbrıs’ta yapılan seçimler hakkında da açıklamalarda bulunan Saral,“Türkiye’nin hamiliğinden yoksun bir siyaset gütmeye çalışan, federasyon olmayı arzulayan, Türkiye’den uzak durmayı savunan bazı Kıbrıs Cumhurbaşkanı ya da Başbakan adayları oldu. Ama ne zaman başkan oldular, ne zaman Cumhurbaşkanı oldular, Türkiye’siz olmayacağını gördüler. Şimdi bu arkadaşın ismini hatırlamıyorum ama seçim öncesi açıklamalarını gördük. Tamamen Türkiye’yi dışlayan, “Türkiye bize yanaşmasın” tarzı söylemleri oldu. Fakat ne oldu? Çok düşük katılımlı bir seçim yaşandı. Bu da aslında birçok şeyi düşündürmeli. Kıbrıs’ta insanlar neden sandığa gitmedi, bunu da sorgulamak gerekir. Neyse, yaptığı açıklama gayet doğru. Çünkü gördü ki boş konuşmalarla bu işler olmuyor. Boş konuşmayacaksın. Bazı siyasi argümanlarla, sözlerle kendine oy devşirmeye çalıştı, bunda da başarılı oldu ama Cumhurbaşkanımıza teşekkür etti. “Dış siyasette asla ve kata Türkiye’siz hareket etmeyiz.
Burada Sayın Devlet Bahçeli’nin de büyük etkisi var. Yeni Cumhurbaşkanının bu sözleri sarf etmesi noktasında Bahçeli parlamentoya çağrı yaptı. Bu akıllıca bir siyaset.  “Kendini bil, haddini bil, hududunu, sınırını bil.” demek istedi Sayın Bahçeli. Bir tarafta Cumhurbaşkanımızı tebrik etti, bir tarafta o böyle söyledi. Güzel bir tablo oluştu. Ama Cumhurbaşkanı akıllıca konuştu. Zaten başka türlü olması da mümkün değil. Türkiye’yi zor duruma sokacak bir siyaset anlayışıyla hareket ederlerse Türkiye buna asla izin vermez"dedi.

SARAL BASIN MENSUPLARIYLA BİR ARAYA GELDİ

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Oktay Saral, basın mensuplarıyla da bir araya geldi.
Programa FHGC Başkanı Serkan Gürtürk’ün yanında ulusal ve yerel medya kuruluşlarının temsilcileri katıldı.


“İSLAM ÜLKELERİ GAZZE’YE DUYARSIZ”

Gazze ve Filistin'de yaşanan zulme dikkat çeken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saral, "Şeytanın arzu ettiği, şeytanın mutlu olduğu bir çağda yaşıyoruz. İki seneyi aşkın Gazze ve Filistin'de çok basit, birtakım bahanelerle Gazzelilere, Filistinlilere, Murabba-ı Şeria da dahil, sadece Filistin'le sınırlı değil, dünyada birçok bölgede Müslüman olduğu için zulme maruz kalan ve feryat eden ama maalesef bu zulüm karşısında hiçbir şekilde mazlumların yanında olmayan sadece sözle sözüm ona sahip çıkan bir İslam coğrafyası var. İslam dünyası, İslam coğrafyası birbirinden çok kopuk, zaman zaman bir araya geliniyor, bir takım kararlar alınıyor ama kınamaktan başka öteye gidebilecek bir şey olmadığını görüyoruz ve buna herkes de alıştı. Bu İsrail'e hiç kimse ses çıkaramıyor ve bu İsrail dünyanın huzurunu kaçıran, dünyayı huzursuz kılan bir İsrail. Sessiz, suskun bir dünya var ama halkın vicdanı susmadı. Bu dünya yaşanılır bir dünya değil" dedi.

“SON KALE TÜRKİYE YIKILMADI”

Açıklamalarının devamında Saral, "Cumhurbaşkanımız da bunu söylüyor. Gezi olaylarından başlayan, dışarıdaki bir takım güçlerin Türkiye'yi bitirmesi, yok etmesi noktasındaki planları, içerideki taşeronlar, başta bazı siyasi farkları olmak üzere bir takım kuruluşlarla beraber Türkiye'nin gücünü kırmak, kardeşliğine halel getirmek, iç dinamiklerini birbiriyle kavgalı hale getirmek için her şeyi yaptı. Bunlar spontane olmadı. Mısır durduruldu, Suriye'de yaşananları görüyoruz ve Irak'ta yapılanları gördük. Birçok İslam coğrafyasında akan kan ve gözyaşını hep izledik. En son kale Türkiye. Bu kadar sorunlar, bu kadar sıkıntılar, bu kadar operasyonlar yapıldı ve elhamdülillah Allah'a şükürler olsun Türkiye dimdik ayakta. Sendeledik ve topal kaldık ama en son kale Türkiye yıkılmadı. Güçlü liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu ve halkının ona destek vermesi ki, 15 Temmuz bu konuda gerçekten halkıyla hükümetin, iktidarının ne kadar güçlü olduğunu, ne kadar bir ve bütün olduğunu, ne kadar ülkesi, milleti için kalbinin attığını herkes gördü. Bu kadar operasyonlar, bu kadar senaryolar uygulandı. Elhamdülillah bu ülke yıkılmadı. Türkiye'nin ayakta durması demek İslam coğrafyasının da tüm dünyanın da ayakta durması demektir. Çivisi çıkmış dünyanın, bu kötülerin elinde olan dünyanın gerçekten ama gerçekten Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiyesiz yeni bir dünya düşünülemez. Bakın bütün dışarıdaki Amerika'sı, Rusya'sı, Çin'i bakıyorsunuz, Türkiye'yi dış siyasette hepimiz izliyoruz. Ama içerideki kıskançlar, içerideki hainler bunu görmüyor, görmek istemiyor" şeklinde konuştu.

“BAHÇELİ’NİN KIBRIS AÇIKLAMALARINI TAKDİRLE KARŞILIYORUM”

Devlet Bahçeli'nin Kıbrıs'a yönelik açıklamalarını yerinde bulduğunu ve bu noktada Bahçeli'ye teşekkürlerini ileten Saral, "Kıbrıs'ta yeni bir değişim oldu. Federal devlet arzusu içerisinde olan ve seçmenin de bu meyandaki görüşlerine itibar eden ve bunları seçim öncesi konuşan bir cumhurbaşkanı seçildi. Seçilen Cumhurbaşkanı başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bir teşekkür metni yayınladı. 'Dış siyasette Türkiye bizim hamimiz, Türkiye bizim büyüğümüz ve Türkiye ile birlikte adım atacağız' dediler. Doğrusu, aklıselim ve sağduyu budur. Bahçeli de aslında, titreyip kendine gelmesi için 'Aman ha sakın yanlış bir adım atarsın' noktasında söylediği bir sözdür ve bence çok doğru olmuştur, çok isabetli olmuştur. Aklını başına topla, Kıbrıs böyle bir takım ayak oyunlarıyla, senin bir takım sözlerinle federe devlet olabilecek, birilerinin emellerine alet olabilecek bir ülke değildir. Kıbrıs'ın kaderi Türkiye'nin kaderidir. Bizim ayrılmaz bir parçamızdır. Ona göre Devlet Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Güzel söylemiştir. Siyasette bazı şeyler temenniden ibarettir. Konuşması doğruydu, yerinde bir konuşmaydı ama bu Kıbrıs'ın şu anki mevcut yönetiminin kendine gelmesi, kendini bulması, kendi olması noktasında Türkiye'den asla ve hatta ayrı adım atmaması noktasında bir mesaj mı dersiniz, başka bir şey mi dersiniz, böyle bir şey olmuştur" diye konuştu.

“YARGI SİSTEMİNİ KADÜK BULUYORUM”

15 Temmuz'dan sonra yeni bir inşa sürecinin olduğunu, bürokraside, yargıda, emniyette, bütün önemli makamlarda bunun sıkıntılarını yaşadıklarını belirten Saral, "Ben adalet sisteminde bugünkü Türk yargısını çok kadük buluyorum. Maşerî vicdanda kabul görmediğini ben de görüyorum, öyle zalimler, öyle alçaklar var ki, mesela kadın cinayetleriyle ilgili olsun, bir sürü yani akla hayal edemeyecek cinayetler yaşanıyor. Bunlar yapanın yanına kar kalır bir vaziyette, geliyor cezaevinde yatıyor, milletin parasıyla besleniyor, daha beter oluyorlar. İşte bu kadın cinayetlerinde yok akli dengesi bozukmuş gibi böyle garip garip şeyler görüyoruz, yaşıyoruz. Bence idam bildiğimiz idam şekliyle değil ama ben kesinlikle canilerin, kesinlikle millete kasteden, masum insanlara kasteden, hiçbir gerekçesi olmadan bu vahşeti, bu öldürmeleri yapan kim varsa öldürülmelerini istiyorum. Ya elektrikli sandalye mi olur, başka bir şey mi olur, kesinlikle bunların bu toplumda yok edilmesi gerekiyor. Bir hadisi şerif var; 'öyle bir zaman gelecek ki, öldüren neden öldürdüğünü, öldürülen niçin öldürüldüğünü bilmeyecek.' O noktaya doğru hızla gidiyoruz. Ama bu cezasızlık algısı bitmeli" ifadelerini kullandı.